6.Bölüm:'Kuzenler candır'

77 38 152
                                    

Bölüm müziği: Dolu kadehi ters tut - Madem

"Madem seni çok istiyorlardı, öylece ortaya koymasalardı,"

6.Bölüm:'Kuzenler candır'

Sabah kalktığımda komiser'i hazır bir şeyler söylemeye ikna etmeyi başarmıştım. Yemeklerimizi yedikten sonra kuzenlerim gelmişti, ve istersem bu gece yanımda kalabileceklerini söylediler.

Kabul etmiştim, ve daha sonrasında komiser gitmişti. Atalay kahve yapabileceğini söyleyerek mutfağa yönelmişti ve şu an mutfaktan garip garip sesler geliyordu. Endişeli yeşil harelerini bana doğru çevirdi Çağan. "Ölmez değil mi? Garip garip sesler geliyor, duyuyorsunuz değil mi yoksa şizofren mi oldum?"

"Duyuyoruz, Çağan, Duyuyoruz." Dedi Esat. Atalay mutfaktan çıktığında hali içler acısından bile daha beterdi. Yüzü gözü ıslanmıştı, ve her yeri kahve tozu içindeydi. Kazağını hızla üzerinden çıkararak bir köşeye fırlattı. "Kusura bakma, Niloya evin biraz kirlendi ama. Yapacak bir şey yok artık."

"Allah seni ne etmesin, Atalay." Diye haykırdım sinirle ayağa kalkarken, mutfağa yöneldiğimde içimde bir korku oluşmaya başladı. Mutfağa girdiğim an gözlerim yuvarlarından fırlayacak gibi açıldı, zira ortada mutfak diye bir şey kalmamıştı.

Her yer kahve tozuydu, ve cezvedeki su taşıp her yeri ele geçirmişti. Toz şekerler tezgahı süslüyordu.

Kaşlarımı çatarak arkamı döndüm. Esat, Atalay ve Çağan kapıdan etrafı süzüyorlardı. "Hepimizi kovduracaksın Atalay," Dedi Esat. "Mal. Madem kahve yapmayı bilmiyorsun neden işin altına giriyorsun, yaparım diye atar yapıyorsun. Mutfak mutfaklıktan çıkmış ulan!"

"He ben keyfimden yaptım burayı böyle, değil mi? Keyfimden yaptım Allah'ın cezası, değil mi?" Diyerek Atalay Esat'ın yakasına yapıştı.

Başka bir zaman olsaydı anıra anıra gülebilirdim ama şimdi... Canım mutfağım... Kahve... Şeker... Su... Dolaplar renk değiştirmiş a dostlar kahverengi olmuş benim dolaplarım! Durun lan! Benim dolaplarım zaten kahverengi değil miydi?

Çağan onları ayırmakla uğraşırken sinirli gözlerle arkama döndüm. Gözlerimde ne gördüler bilmiyorum, ancak çenelerini kapatıp suçlu gibi başlarını öne büktüler ve sıraya geçtiler. "Burayı eski haline getir." Dedim Atalay'a doğru. Esat korkudan altına sıçacak gibi bizi izliyordu. "Mutfağımı istiyorum Atalay, kafein değil."

Atalay başını salladığında mutfaktan çıkıp salona doğru yöneldim, ve kanepelerden birine oturdum. Kahve... Bir travma olmuştu benim için. Bundan sonra kahve içemeyecektim o salak kuzenim yüzünden!

Birkaç saat sonra Atalay yüzü gözü çarpılmış bir halde banyonun yolunu tutmuştu. Bir yandan da yaratıcı küfürler ediyordu. Bir süre sonra su sesi gelmeye başlamıştı, zira bu bile küfürlerinin sesini bastırmak için yeterli değildi. Bugün benimle Esat ve Atalay kalacaktı, fakat Çağan annesi yüzünden kalmıyordu. Ancak saat geç olmamıştı bu yüzden Esat ve Atalay gidecek, akşam gelecekti. Benimle kalacakların sırasını takip etmeyi bir süre önce bırakmıştım.

Sadece bu gece yanımda kalacaklardı sabah olur olmaz komiser gelecekti. Yüzünü şeytan göresice. Asabımı bozuyordu. O tavırları yok mu bir de... Ağzını yüzünü kırmak istiyordunuz. Yanımda kalmasına bir türlü anlam veremiyordum.

Nil-oyaWhere stories live. Discover now