volleyball•yeonbin

17

Telefonu yatağa fırlattım.

Ne dedi o ?
Benim için planını mı iptal etti ?
Benimle olmak istediği için ?
BENİMLE OLMAK İSTEDİĞİ İÇİN ??

Heyecandan terleyen alnımı yıkamak için lavaboya ilerledim.

"Ya bugün ya da asla." Soğuk suyu yüzüme çarptım.

Banyoya mı girsem, girmesem mi ?
Geç kalır mıyım ?
Ama güzel kokarsam hoşuna gidebilir ?

Cebimden telefonu çıkardım.

Soobin: 10.00

Yeonjun: Tamam.
Yeonjun: Yemek yeme seni harika bir yere götüreceğim.

Soobin: Pek güvenemedim
Soobin: Geçen götürdüğün yeri unuttum sanma.

Yeonjun: HA HA HA
Yeonjun: Bu sefer güven.

—————-

"Çok acı bu." Elimdeki tavuğu tabağa koydum.

"Sende amma nazlısın." Tavuktan büyük parça ısırarak birasını eline aldı.

"Errrrkek dediğin böyle acı yer." Suratımı ekşiterek Yeonjun'a baktım.

"Ne salak insansın." Bende biramı alarak kafaya diktim.

"Çok içme, sen çabuk sarhoş oluyorsun." Gülerek gözleri ile elimdeki bardağı işaret etti.

————-

"Nasıldı yemek ?" Yeonjun kafasını bana eğerek arkaya yasladı.

"İdare eder."

"Sen bugün bir farklısın Soobin." Yutkunarak camı açmak için sağıma döndüm.

"Ayıp ama sırtını dönme bana."

Yüzümü geri çevirdiğimde dibime kadar girmişti.

"Çok güzel kokuyorsun, bu hangi şampuan ?" Kafamı geriye doğru çektim.

"A-adını bilmiyorum, eve geçince fotoğrafını atarım."
Dudağımı ısırarak tekrar yutkundum.

Yeonjun gözlerini birkaç defa saniyeliğine dudaklarıma indirdi.

"Soobin," Sesi normalden daha kısık ve tok çıkmıştı. Karanlıkta trafik ışığının kırmızısı yüzüne vuruyor gözleri bir kedinin gözü gibi parlıyordu.

"Yanakların kıpkırmızı Soobin." Elini yanağıma koydu.

"İçkidendir." Gözlerine bakmamaya çalışırken kör olacaktım.

"Etrafa değil bana bak." Yanağımdaki elini yavaşça boynuma doğru indirirken fısıldadı. Yüzünü gitgide daha da yaklaştırıyordu.

"Soobin...."

"Efendim," Zar zor konuşmaya çalıştım.

"Seni," bir saniye duraksadı.

"Seni öpebilir miyim ?" Cevabımı beklemeden yumuşak dudaklarını dudaklarımla birleştirdi.

Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken öpüşüne karşılık vermeye çalıştım.

Dudakları, o kadar yumuşak ve dolgundu ki hiç ayrılmak istemiyordum.

Ayrıldığımızda Yeonjun'un gözleri hala kapalıydı. Yavaşça açarak bana baktı.

Elimi yanağa koyarak kendime çektim ve bu sefer öpüşmeyi başlatan taraf ben oldum.

Sessiz ve karanlık yol kenarında sadece yanıp sönen bir trafik ışığının altında yıllardır aşık olduğum adamı öpüyordum.

Yeonjun'un alt dudağını dudaklarım arasına alarak yavaşça emmeye başladım. Boynumdaki eli oraya baskı uygulamaya ve vücudu gerilmeye başlamıştı.

Nefes nefese ayrıldığımızda Yeonjun sırıtarak geri çekildi.

"Sana söylemem gereken bir şey var."

"Benimde."

RAGE
LOVE
LUST
ON FIIIIIIIIIIIIIRRREEEEEEE