13. Bölüm

188 12 15
                                    


Koridorda Fener yaktıklarını anlayınca
Billy'e "tamam, indir beni." Dedim. Kimsenin bizi böyle görmesini istemiyordum, bu tuhaftı.

Billy kaşlarını çattı. "Kimden çekiniyorsun?" Dedi. Aklında ne varsa bu düşünce onu sinirlendirmişti, öfkeli gözüküyordu. "Kimseden çekinmiyorum, sadece beni yere indir."

Nancy Billy'e baktı.

"Sana beni indir diyor. Neyini anlamıyorsun?" Dedi sakin olmayan bir şekilde. Steve ile ayrıldığından beri Billy'e karşı daha bir öfkeli gibiydi.
Billy bana baktı ve Nancy'e. Daha sonra beni nazikçe yere indirdi. Bende hemen Nancy'nin koluna girdim.

Nancy kulağıma fısıldadı. "Seninle konuşacağız Allison. Sakın bu akşamı unutacağımı düşünme." Benim için endişelenmiş olmalıydı. Bunu ona yaşattığım için kötü hissediyordum.

"Çocuklar nerede, onları buldun mu?" Dedim konuyu değiştirerek. Şu an Billy'i düşünmek istemiyordum. Onu düşünmek karnımda bir şeyler hissetmeme sebep oluyordu ve bu iyi değildi. Nancy rahatça ve biraz tuhaf bir şekilde "will'in evine gitmişler." Dedi.
"Yani, bizim onları bulamayacağımızı bildikleri için ışıkların gitmesini fırsat bilmişler." Kaşlarımı çattım. Kimsenin duymadığına emin oldum ve ona yaklaştım. "Sen bunu nereden biliyorsun?" Dedim.

Nancy bir kaç saniye duraksadı.

Gözleri arkamızdaki Steve'e kaydı. Onu görünce yüz ifadesi değişti. "Yalnız değildim." Dedi hafifçe gülümseyerek.
Hala Steve'e aşıktı. Ne olursa olsun vazgeçemiyordu. "Çocuklar ondan yardım almış, o da söyledi."

Duyduğum şey ile hafifçe gülümsedim.
"Sadece bunları mı konuştunuz?"

Nancy gülümsemeyi kesti. Ama heyecanı hala yüzünden belli oluyordu. "Hayır, sadece bunlar değil."

...

Nancy deli gibi etrafta koşuyordu.

Üstelik artık Allison'u da duyamıyordu. Bu ona endişe verse de yolundan vazgeçmedi.

"Tanrı şahidim olsun Mike.." diye mırıldandı ve durdu. "Tanrı şahidim olsun bunun hesabını ödeyeceksin." Kardeşinin sorumsuz tavırlarından bıkmıştı.

Biraz soluklanırken arkasından bir ses geldi ve sesin geldiği yere döndü.

Biri geliyordu Ama yüzü belli değildi.

"Kim var orada?!" Diye bağırdı Nancy. Şu an kalbi çok hızlı atıyordu, iyi değildi. Hiç iyi değildi.

Silüet yaklaştı ve durdu.

"Benim." Dedi soğuk bir şekilde. Bu Steve'di.

Nancy rahatlıkla nefesini verdi ve duvara yaslandı. Gelenin Steve olabileceğini hiç düşünmemişti. Onu nereden bulmuştu?
"Sen.." dedi soluklanarak. "Beni mi takip ediyordun?" Çok mantıklı bir soruydu. Eski Steve olsa dalgayla karışık bir şekilde cevap verirdi, biliyordu. Ama eski Steve değildi ve ona soğuk davranıyordu. "O işler Jonathan'dan sorulur. Sende çok seversin ya." Dedi kırık bir şekilde.

Durum Steve açısından çok daha kötüydü.

Nancy sinirle nefesini verdi. Hala bana inanmıyor diye düşündü.

Pluviofil (billy hargrove) Stranger ThingsDonde viven las historias. Descúbrelo ahora