12. DÖRT RENK DUYGU

1.8K 120 12
                                    

Selam bebeklerim... ❤️‍🩹

Nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir.

Karneler nasıl bakalım?

Daha önce hiç okumadığınız satırları döktüm kâğıta, anlayacağınız düzenlemeler bitti. Yep yeni bir sayfaya kocaman harflerle MERHABA diyorum.

Keyifli mutlu okumalar dilerim, vote ve yorumlarınızı bekliyorum. 🚙❤️‍🔥

"Bu yumurta bitecek Hanımefendi, kafan çalışsın." Akın' ın tabağıma yerleştirdiği haşlanmış yumurtaya yüzümü buruşturdum. Buruşmuş yüzüme baktı, dudakları yukarı çekilirken gözleri bendeydi. Masanın ucuna uzandı, kırmızı pul biberi yumurtamın üstüne serpti. "Bak böyle daha lezzetli olur, kokusu çok gelmez." Kahvaltı bıçağıyla yumurtadan bir dilim aldı, ağzıma uzattı.

"Akın ben bebek miyim!.." dedim sitemli ama stabil bir sesle.

"Bebek değilsin değil." Ağzıma uzattığı yumurtayı kabul ederek çiğnemeye başladım.
"Bebeğimsin." Şokla beraber öksürmeye başladım tabii elimle ağzımı kapatmaya da. Akın rahat tavrını bozmadı, çayından minik bir yudum aldı. "Çay iç çay, bak bu çay Rize çayı."

Çaydan yudumlarken rahatlamıştım. Onun yüzüne suçluymuş gibi baktım, ki öyle suçluydu. "Bir dahaki sefere güzelce çiğne lokmanı." Yemekten boğulmadığımın farkındaydı. Dalga geçer gibi konuşması sinirimi bozması gerekirdi değil mi?.. Sinirimi bozmuyordu, aksine tatlı geliyordu.

Ağzına attığı zeytini evirdi çevirdi, çekirdeği avucuna alarak tabağa bıraktı. "Sen niye hiç meyve yemiyorsun? Çok zayıfsın karar kıldım kilo alacaksın, hiç itiraz etme, sağlığın için."

"Banada fikrimi sorduğun için teşekkürler Akın." dedim alayla.

"Rica ederim. Sorduğum suale cevap ver, neden meyve yemiyorsun?"

"Armut var." dedim yanağımı avucuma yasladım. "Armut pek sevmem."

"Ne seversin?" Gözleri gözlerime büyük bir dikkatle bakıyordu.

"Vişne." İsmi bile dudaklarımı ısırmama yetiyordu.

"Vişne... Güzel. Aslında ben de sevmem niye evde armut var?.." kaşlarını hafif çatarak tavana baktı, düşünüyormuş gibi yaptı. "Şimdi hatırladım, Şafak burda kaldığı gece armut diye tutturmuştu, 'aşerdim, çocuğum armuta mı benzesin?' diye diye kafamı şişirmişti. İnanır mısın gecenin üçünde manav açtırıp armut almıştım, 'karım hamile,' diye." Anlattıklarını gülümseyerek dinliyordum. "Gelince baktım uyuyor, boş verecektim ancak açık ağzından akan salyası sinirimi bozdu, öyle ya da böyle yiyecekti o armutu. Uyandırdım gözünü açık tutamıyor, bir a..." saniyelik duraksadı. "Anne gibi soydum verdim çeyreğini eline, gözleri yarı baygın oturuyor karşımda. 'Bitirmezsen Kamelya' ya diyeceğim yarın gelmesin, göreme sevgilini,' sincap gibi hızlı hızlı yemeye başladı." Kahkaha atınca, ben de dayanamadım ve gülmeye başladım.

Yüzüm gülmeye devam ederken yumruğumu hafifçe koluna geçirdim. "Ah." Yüzüm anında ciddileşti. Akın' a baktığımda sporcuların yaptığı gibi kolunu çevirdiğini zaten yeterince büyük olan kaslarını şişirdiği gördüm. Bu hâli içimdeki büyümeyen kız çocuğuna kahkaha attırırken, genç bir kadın olma yolunda ilerleyen bana yalnızca tebessüm ettirdi. "Bugün pazara gidelim de, şu güçlü kollarımla poşetleri taşıyayım."

RASTLANTI +18 (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin