2. BÖLÜM

26 4 16
                                    

Herkese selam,
kemerler sağlam.
2. Bölümle karşınızdayız.
Keyifli okumalar!!!❤️

   Karavanın içindeki lavaboya girip ellerimi yıkadıktan sonra üstümdeki trençkottan kurtuldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   Karavanın içindeki lavaboya girip ellerimi yıkadıktan sonra üstümdeki trençkottan kurtuldum. Yaza çok az kaldığı için havaların sabah soğuk, öğleden sonra sıcak olduğu dönemdeydik. Üstümü düzeltip kendime şöyle bi'- tabii siz bakışımı göremiyorsunuz- güzelce baktıktan sonra karavandan çıktım. Çıktım çıkmasına da, karavanın arka tarafından kaldırımın olduğu ön tarafına geçmek için virajı döner dönmez hızımı alamadım ve yine birine çarptım. Fakat bu sefer çarptığım kişi bir mağara adamı değil, yumuşacık biriydi. Tek sıkıntı kahvesinin üstümüze dökülmesiydi. Tanıştırayım, Cihangir Aktaş.

"Allah!"

"Kolum!"

Kolumda hissettiğim derin sızlamayla beraber, dudaklarımı hemen üflemek için sağ koluma yaklaştırdım. Hızlı hızlı soğuk üflerken, O'na baktım. Öne doğru eğilmiş, gömleğini karnından uzaklaştırarak yellemeye çalışıyordu.

"İyi misiniz?" diye sordu.

"Ben iyiyim de, fark edemedim, özür dilerim."

"Yeni almıştım kahvemi. Çok sıcaktı."

Bir şeyler yapmalıydım, yanıyorduk!

"Beni hızlıca takip eder misiniz?" diyerek yüzüne baktım. Sakarlıklarımdan bıktığım yerdeydik. Kolum sızlıyordu, kim bilir onun durumu nasıldı? Yaktım adamı, yaktım.

Anlamazca bana bakmasından sonra elimle hadi işareti yaptım. Bekletirsem kötü olurdu, bunu yanığa farklı farklı teoriler üreten teyzelerden tecrübe etmiştim. Güvendesiniz, Cihangir Beyciğim. Ama ne güven? Anlatamam.

Beraber -önden ben- az önce çıktığım karavanın tuvaletine girdik. Beni izlerken, "Erken tedavi. Soğuk su yanığı engeller." dedim. Yeni fark etmiş gibi,

"Düşünemedim, haklısınız." dedi.
Kolumu soğuk suya tutup onun da avucuna su doldurması için yer açtım. Avucuna aldığı suyu, gömleğini kaldırıp karnındaki kızarıklığa götürdü. Sırasıyla ben tekrar kolumu suya tutarken, o da kendisi için su alıyordu.

"Krem de sürebilirsek, hiçbir problem kalmaz. Ama nereden alırım? Bilmiyorum." dedim, etrafa bakınarak.

Mahcubiyetime karşılık sürekli işe yarar bir şeyler düşünüyordum. Kendime hiç mi hiç inanamıyordum. Türkiye'nin gözdesi oyuncuyu adeta kahveyle haşlamıştım! Allah'ınıza ben başımı duvarlara vurmayayım da kim vursun? Zaten garibim kibarlığından bir şey diyemiyor. Adama öyle salyalarını akıtırcasına bakarsan böyle olur! Diyen iç sesimi de düşünürsek, nazarım mı var benim? Üfürükçü hocalara falan gitsem çözülür mü bu iş, ha?

"Ben biliyorum ama ellerim dolu olduğu için sizin yardımınız gerekli." O'na baktım. Şu an ne söylese utancımdan yapacak durumdaydım. Yanlış anlamayın, makul şeyler tabii.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PERDE ARKASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin