22. Bölüm: Kade'nin Hatası

338 26 63
                                    


Merhaba sevgili okurlarım bölüm için hepinize iyi okumalar dilerim oy verip düşüncelerinizi yazmayı unutmayın lütfen ❤️

Bölüm şarkısı: Alan Walker- Strongest
♪♪♪
_______________________________________

koridorun sonuna geldiğimizde dışarıdan vuran ay ışığını görebiliyorduk. Saatlerdir burada olduğumuz için hava kararmıştı bizse zamanın farkında bile değildik...

Karanlık basmış orman şimdi daha ürkünç görünüyordu. Akşam karanlığı ağaçların üzerine adeta bir kara bulut gibi çökmüştü. Hera bizi dışarıya çıkardıktan sonra tapınağa kendi işlerinin başına dönmesi gerektiğini belirterek hepimize iyi akşamlar dilemiş ve en kısa zamanda görüşme dileklerini belirtmişti. Muhafızların beklediği yere geri dönmek için karanlık ormanı arşınlamamız gerekiyordu.

Ağaçların arasına dalıp, hızla yürümeye başlamıştık. Elim ay kolyesinin üzerinde onu sıkı sıkı tutmaya çalışıyordu. Dallardan birine takılıp kolyeyi kaybetmek istemiyordum. Elimizde ki ışıklar az da olsa gittiğimiz yeri görmemizde yardımcı oluyordu. Aradan on dakika geçmişti ama sanki bu bana değil on dakika bir ömür gibi gelmişti. Şu an tek dert ettiğim şey Samuel'di. Umarım geç kaldık diye fazla kızmazdı!

Arabayı bıraktığımız yerde bulunca biraz olsun ferahlamıştım. Muhafızlar tek kelime etmeden arabaya binmemize yardımcı olmuş ve hiç bir şey sormamışlardı. Buda biraz olsun rahatlamam için geçerli bir sebepti. Karanlık yolda sessiz bir şekilde ilerliyorduk. Arabada kimse konuşmuyordu çünkü birbirimize ne dememiz gerektiğini bile bilmiyorduk. Saraya doğru yaklaştığımızda içimde ki tedirginlik tekrar ortaya çıktı ve arabanın her ilerleyişinde kat ve kat artmaya başladı.

Geçtiğimiz yollarda ki ağaçlar karanlıktan dolayı korkunç bir şekil almıştı. Sanki zihnim bana oyun oynuyormuş gibi bu ağaçları garip şekillerde görmemi sağlıyordu. saraya geldiğimizi belirten şey ise büyük ana kapı olmuştu. Sarayın büyük ve görkemli kapısı, şehrin ışıklarından dolayı çok net görünüyordu. Saray'ın ışıkları ise her zaman ki gibi her yeri aydınlatıyordu. Araba sarayın önünde durduğunda üç'ümüzde inip inmeme konusunda çok kararsızdık. ama samuel'in bu konuda daha da şüpheleneceğini biliyoruk.

"Şimdi beni dikkatli dinleyin" Azurit ona yaklaşmamızı söyler bir şekilde elini salladı.

"Samuel size neler yaptığınızı sorarsa, Alışverişten ve gemi turundan bahsedin. Ayrıca Lunaparka gittiğinizi akşama kadar çok güzel eğlendiğinizi ve vaktin ne kadar çabuk geçtiğini anlamadığınızı söyleyin. Ve bu kadar geç kalmamızın sebebi ise akşam yemeği için bir lokantada durduğumuz olduğunu belirtin. Anlaşıldı mı?" Duyduklarım karşısında şaşırmıştım ama azurit haklıydı tapınağa gittiğimizi söylemesek daha iyi olurdu.

"Sen bunların hepsini yolda gelirken mi düşündün?" inanmaz gözlerle azurit'e bakıyordum.

"Evet, yolda gelirken düşündüm..." Hükümdar kayzer'in verdiği kolyeyi işaret ederek, "şunuda sakla samuel görmesin iki saat bide onu açıklamak ile uğraşmayalım. Bir ton soru sorup, kolyenin sicilini araştırmasın"

"Tamam" dedim ve kolyeyi boynumdan çıkartıp, cebime attım. Daha fazla arabada kalırsak birileri şüpheleneceği için sanki çok yorulmuşuz gibi yaparak, ellerimizde poşetler ile saraya girdik.

Dönerek çıkan merdivenler ölüm sebebiydi! Bu merdivenleri icat edene söverek çıkıyordum. Herkes kendi odasına girdiğinde şimdilik yırttığımızı düşünüyordum. Erkenden uyumak gibi bir planım vardı. Aldığımız kıyafetleri bir köşeye koyup, banyoya kendimi attım. Soğuk bir duş şu an tek istediğim şeydi. Küveti buz gibi suyla doldurup, içine girdim. Su bedenime değer değmez kendimi daha iyi hissetmemi sağlamıştı.

Saklı Güç VARÎS (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin