IX

68 10 0
                                    

Seri adımlarla kendinden emin bir şekilde Haru'nun tarif ettiği yere ilerliyordu. Aslında yanındaki kadını biraz daha oyalayıp daha fazla bilgi alabilirdi ancak genç adamın mesajlarda yazdığı şeyleri gördükten sonra kadını kesinlikle siktir etmişti. Ne demekti adamın ilk görüşte ona aşık olması? Olacak iş değildi. Kendisine kadınla konuşurken neler denmişti ama bir adam ilk görüşte aşık olunca problem olmuyor muydu?

Sinirleri bozulmuş bir şekilde gülerken etrafına bakındı Haru'yu görmek için. Bu siniri en çokta kendineydi. Onu yanından ayırmayacağına dair kendi kendine söz vermişti operasyon başlangıcında ama genç adam ona ne zaman inat yapsa ya da ters devransa ona inat davranmak istiyordu. Derin bir nefes alarak tekrar etrafına bakındı ve en sonunda Haru'yu fark etti. Gerçekten de onun söylediği kadar zor durumda gözüyordu, zira maskesinden bile belli olan çaresiz yüzü her şeyi açıklıyordu.

" Bay Sato çok naziksiniz ancak teklifinizi kabul edemem. "

" Affınıza sığnarak sizden tekrar düşünmenizi istiyorum. Bunu daha sakin bir yemek yerken düşünebiliriz. "

Haru tam konuşmaya başlayacaktı ki bellinde hissettiği el ile bu isteği yarım kaldı. Hızla kafasını çevirdiğinde bu kişinin Daisuke olduğunu gördü. Açıkcası Haru, onun yardıma geleceğini bile düşünmüyordu. Gerçekçi olmak gerekirse ikisi de birbirinden inat kişilikte ve karşıdaki kişinin tersini yapmaya meyilliydiler. Ufak bir öksürük sesi ile kendine gelen genç adam sesin geldiğini yere döndü. Bay Sato bariz bir şekilde morali bozuk Haru'ya bakıyor ve sanki ondan bir açıklama yapmasını bekliyor gibiydi. Ancak şuan o da bu olaya o kadar şaşkındı ki bir şey demeye dahi yeltenmedi.

" Sizi burada görmek ne kadar güzel, bay Sato. Demek sevgili eşimle tanışma şerefine nail olmuşsunuz. Ne güzel. "

" Eşiniz mi? Ah, demek öyle. Bende tam ona sizinle yaptığımız güzel anlaşmalardan bahsedicektim. "

" Umarım eşim anlaşmalarımızı beğeniyordur. Zira beğenmezse ortalak biraz karışabilir, umarım anlayabilmişsinizdir. "

Adamın bozulan yüzüne bakıp hafifçe gülümsedi Kambe. Şebekenin içine sızmaları uzun zamandan sonra ilk kez işe yaramıştı ve açıkcası bu çok hoşuna gitmişti. Gözlerini tuttuğu belin sahibine döndüğünde ise kendisinin aksine onun sessiz kaldığına şahit oldu. Bir de buna gülmek istedi. Sahi ne çok gülmek istemişti bu gece? Elinin altındaki adam ona ne çok his yaşatıyordu. Bunun hesabını genç adama sormak istedi ama ilk önce şu adamla konuşmayı kesip arabaya dönmeliydiler.

" Sizi daha fazla meşgul etmeyelim biz o zaman. Bir dahaki sergide umarım görüşmeyiz Bay Sato, İyi günler. "

Kato, Daisuke'nin söylediği şeyden sonra anca kendine gelip ona hızlıca bir bakış atıp ilerlemeye başladı. Yanındaki adamın elini koyduğu yer tatlı bir karıncalanma ile baş gösteriyordu. Bu his onu çok korkutuyordu. Bu his ona yaşamaması gereken bir olayı yaşıyormuş gibi hissettiriyordu. Bu adil değildi. Nolmuştu ona böyle? İki el hareketine kanan ortaokul çocuklarına mı dönmüştü, Daisuke'nin dediği gibi. Kafasını yavaşça iki yana salladı. Kendine veridiği bir sözü vardı ve ilk önce onu halletmeliydi.

" Şimdi de çocuk gibi hayal alemlerine mi daldın Kato? "

" Gerçekten artık yaşımla ilgili bir problemim olduğunu düşüneceğim. "

" Var zaten. "

" Ne? "

" Kimliğine yanlış yazmışlar. Şuan 12 yaşında olmalıydın. "

" Ha Ha ve Ha. Sen büyüklerinle her zaman böyle mi konuşursun? "

" Bana büyüklerinle falan deme yok öyle bir şey. "

" İnanamıyorum Kambe senin cidden yaş kompleksin var. "

" Gülme Kato yoksa o silahı sen adama değil ben sana geçiririm. "

Kato gülümsemeye devam etti. Az önce kendine verilen sözleri tekrar tekrar hatırlatsa da, fikri yavaşça değişiyor gibiydi.

bardak/ Daiharu ✦Where stories live. Discover now