Hastahane...

16 5 0
                                    

                 "Yazarın anlatımında."                                                                
   Asya sabah kalkınca üstüne beyaz bir hırka giyindi. Bu gün o dolapda yaşlanan o hırkayı çıkardı. Ve bu gün evden çıkmazdan önce kahvaltı yaptı. Kendisi de bilmiyordu. İyiye gittiğini anlıyordu. Ama bunun Kenanın sayesinde olduğunu hala anlamamıştı. Her neyse, bu böylece çıktı evden. Bu gün otobüsle gidecekti. Ve öyle de yaptı. Deryayla birlikte otobisle gittiler.

"Asyacığım, bu gün ne kadar da ışık saöıyorsun böyle? Hep böyle ol tamam mı?"

"Derya, tamam ya alt tarafı beyaz bir şeyler giyindim. niye abartıyorsun ki?"

"Alt tarafı mı? Ya kızım sen 1 yıldan sonra beyaz giymişsin. Ben mi abartıyorum?"

"Neyse kapatalım bu konuyu. bak otobüs geliyor."

   Asya seviniyordu. İyiye gittiği için. 

   Okula varınca kızlar hepsi bir araya geldiler. Erkekler de doğal olarak kızları gözetliyorlardı. 

   Kızlar büyük bir kahkaha ile gülmeye başlamıştılar. O an Buse geldi. 

"Kızlar merhaba, nasılsınız?"

"Aaaa Buse, sen burda ne arıyorsun? Hem senin okulun yok mu?"

"Asya ne kızıyorsun ya? Okul yok bu gün bize. Öğretmenler geziye gittiler. Bizi de bıraktılar. Ben ve Kemal de buraya geldik."

"Peki tamam, tamam inandım. Kemal nerede o zaman?"

"O diğerlerinin yanına gitti."

"Hmm, eee neler yapıyorsunuz bakalım?"

"Ya Asya sen bizi boş verde Kenana ne dedin sen onu söyle."

  Asya ram cevap verecekken arkadan gelen tanıdık sesle bir an durdu. Sonra arkasına döndüğünde karşısında duran adama baktı. Ve garip bir şekilde başı döndü. Çocuk Asya'yı tutmak istedi, ancak Buse buna izin vermeden Asya'yı yakaladı. Ve çocuk konuşmaya başladı...

"Asya, merhaba. Nasılsın?"

   Asya'nın dili tutuşmuşdu. Tek bir kelime dahi edemiyordu. Bedeni titriyordu. Rıfatlar da gelip Asya'yı 'uyandırmaya' çalışıyordu, ama fayda yok. Asya hiç kimseyi duymuyordu. Görmüyordu. Taki çocuk yine konuşmaya başlayana kadar.

"Asya, ben sana bir şey sormak istiyorum. Ama nolur düşün. Tamam mı?"

   Asya cevap bile vermeden Buse hemen atladı.

"Doruk, haydi başka kapıya. Asya'yı rahat bırak."

   Kenan Busenin söylediği ismi duyunca deliye döndü. Sanki kafasından bir kazan kaynar su dökdüler. Çocuk bir Asya'ya bir de Doruka baktı.

"Asya nolur beni affet. Sana çok haksızlık etdim. Ben seni hala seviyorum ve senin için her şeyi yaparım. Nolur, beni affet..."

   Asya bunları duyunca daha fazla dayanamadı ve kendini en son yere yığılırken buldu...

   ...Gözünü hastanede açan Asya ilk önce etrafına baktı. Pencereden dışarıya bakınca annesini, babasını, Buseyi ve diğer kızları gördü. Kenanı göremedi. Her tarafa baktı, ama Kenanı göremedi. Hemşire içeriye girince konuşmaya başladı:

"Kızım nasıl oldun? Daha iyimisin?"

"Ben buraya ne zaman geldim abla?"

"Valla, seni buraya bir genç çocuk getirdi. Seni bıraktığında deliye dönmüştü. Gelen gidene seni soruyordu. Yanında ne kadar çocuk da vardı. Erkekler ve kızlar. Arkalarından da bir çocuk geldi. Ama seni sorup sonra da gitti. İstersen sana anneni çağırayım olur mu?"

"Abla sen bana Buseyi çağırsan? Dışarıya çık orda olacaktır."

"Peki kızım."

   Asya neler olduğunu biraz anlamıştı. Doruk ondan özür dileyince dayanamamıştı, kendinden geçmişti. Kapı açılınca kapıda Buseyi gören Asya dikelmeye çalıştı.

"Asya dur ne yapıyorsun? Sana haraket olmaz. Kolundaki serumu görmüyor musun?"

"Buse, Kenan nerede?"

"Asya, Kenan..."

"Buse, Kenan nerede?"

"Kenan seni öyle görmeye dayanamadı ve bahçeye çıktı."

"Buse bana Kenanı bul getir."

"Asyacığım, sen biraz dinlen, sonra çağır..."

"Buse bana Kenanı bul getir."

"Peki, tamam."

   O sırada kapı açıldı, ve içeri Asya'nın annesi, babası, ve diğer arkadaşları girdi.

"Asya, kızım, noldu sana böyle? Neden bayıldın ki şimdi sen?"

"Anneciğim, ven nereden bileyim? Bayıldım işte bir şekikde. Hem ben sık sık panik atak geçirmiyor muyum?"

   Asya annesine cevap verirken kapı açıldı. İçeri giren Kenan Asyanın yanına gidip konuşmaya başladı"

"Daha iyimisin?"

"Daha iyiyim."

   Bu kısa konuşma sonrası Kenan hemen dışarıya çıktı. Ali, Rıfat, Kemal ve Cemal de Kenanın arkasından çıktılar.

"Abi, sen neredesin kaç saattir? Her yerde seni arayıp durduk."

"Ali biraz hava aldım, hem şu Doruğu düşündüm."

"Abi sen onu niye düşünüyorsun ki? Asya tabikide hayır diyecek. Yok bir de gidip Dorukla barışsın. Töbe töbe."

   Kenan bunu düşünürken Asyanın sesini duydu.

"Anne ben eve gitmek istiyorum!"

   Kenan Asyanın sesini daha fazla duymaya dayanamadı ve hastahaneden çıktı.

   Eve gitmek istedi ama Asyayı da yalnız bırakamazdı. Çünki Asyaya bağlanmıştı...

SesWhere stories live. Discover now