Bölüm 12 - havuzunuza tüküreyim

33 4 15
                                    


Zeynep'in gözünden

Ben o kadar zahmet edip sıramdan kalkmış ve kızların yanına gelmiştim. konuştukları şey şuydu.

Uraraka: Yaz tatilinde uzun süreli tatillerden kaçınmalı mıyız?

"Haklısın, sonra çok fazla para kaybı oluyor. Gerçi benim için sorun değil ama sizi düşünüyorum işte. Ne kadar da vefalı bir arkadaşım değil mi?"

Alberta bana yine başladı bakışı atarak göz devirdi ve "Siz onu takmayın kızlar. Devam edin. Görmezden falan gelin" dedi. Kalbimi kırıyorsun ama ben hiç umursanmayacak kız mıyım?

Cidden beni görmezden geldiler ve Jirou konuşmaya başladı. "Okuldan gelen bir talepmiş." 

"bak, okul bile bizim cebimizi düşünüyor." Yine görmezden gelindim. 

Momo: Çok yazık ailemle Venedik'e tatile gidecektik.

e ne yapıyım bari konuşmaya katılayım dedim. "Benim de ailemle birlikte küçük bir seyahat planım vardı. İstanbul oradan Paris ve son olarak Tokyo'ya gidecektik." deyince kızlar önce bana garipser bir bakış attı ama sonra milyoner olduğumu hatırlamış olmalılar ki garip bakışlarını geri çektiler.

Uraraka şaşkınlık içerisinde "Burjuva işi!" dediğinde garip bir bakış attım sonra konuşan Mina'ya döndüm. 

Mina üzüntüyle "Öff ya, mayo almıştım ben bir de..." deyince şaka olsun diye "Kıyamam ablam, gel sana harçlık veriyim." dedim ve kıkırdamasını sağladım.

Jirou, Mina'nın üzüntüsünü gidermek için "Yapacak bir şey yok. daha önce kötüler birliğinin saldırısına uğradık." dedi ama Mina isyankar bir şekilde "Ama yine de oynamak isterdim! Veya bir yerlere gitmek isterdim!" deyince ona katıldığımı belirttim "Bende çok isterdim." 

Hagakure: O zaman yaz tatilinde okulun havuzunda buluşmaya ne dersiniz?

İyi fikir... İzni ben almaya gitmeyeyim yoksa vermezler. Malum, şu sıralar okulda çok fazla sakarlık yapıyorum.

Tsuyu gülümsedi ve "Evet, öğretmenler izin verirler! Tabi ikna edici birini göndermemiz gerek." dediğinde herkes bana döndü. 

"Ne var? Neden bana öyle bakıyorsunuz?"

Emma: Senin ailen yüklü miktarda bağış yapıyordu değil mi? Kolayca izin alabilirsin bence!

"Kı-kızlar emin misiniz? benim gitmem gerektiği konusunda?" hepsi kafalarını beni onaylar şekilde heyecanla salladı. Ya ben bunları 'ben almaya gidemem' diyerek üzemem ki! 

"Havuzunuza tüküreyim"

Türkçe konuştuğum için hiç kimse bir şey anlamamıştı. Alberta adeta ne demek istediğimi anlamışcasına bana öldürücü bakışlar attı. Biraz tırsmanın ve biraz da kızları üzmemek  istememin etkisiyle olsa gerek "Peki kızlar... Yazın dilekçeyi de götürelim." dedim.

***

öğlen arasındaydık, kızlar yüzünden öğlen yemeğimden olmuş ve müdürün odasından hüzünlü bir ifadeyle çıkıyordum. Kızlar benim üzgün halimi görünce beni teselli etmeye çalışıyorlardı.

Uraraka: Üzülme Zeynep, ücretli bir yere gideriz olur biter. 

"Ama seni ve diğerlerini beklettiğim için para ödemek zorunda kalacaksınız..."

Alberta omzuma bir elini attı ve "Üzülme be Zeynep, bizim havuz parasını da sen ödersin olur biter" dedi. galiba Kerem ile çok takılmış bu kız... Bir dakika havuz mu? ne alaka olum?

"Ne havuzu lan, izin aldım ona. İçimi yaktığım şey yemek yiyememiş olmamız..." dediğimde kızlar bana gülmeye başladı ve dönüp sinirle onlara baktım. "Ne gülüyorsunuz be!"

Uraraka gülmeyi bitirdiğinde bana gülümseyip "Merak etme Zeynep. Tsuyu, Momo, Jirou ve Emma'yı önden gönderdik, yemeklerimizi alacaklar. Hadi gel, yemekhaneye gidelim." deyince yüzümde güller açtı resmen. 

"Ulan adi herifler baştan desenize! ben de yemekler bitmiştir deyip üzülüyordum!" onları azarladıktan sonra yemekhaneye gittik.

***

Kerem'in gözünden

Heyecanla kızlardan duyduklarımı Mineta ve Denji'ye anlattım. "İşte böyle! Kızlar okul havuzuna gidecekler!" heyecanla konuşuyorduk. 

Denji: ne yaparsın artık.

Mineta: gitmekten başka çaremiz yok.

Planımız hazırdı. bizde sohbet etmeye başladık.

biz böyle böyle konuşurken "Lan olum, hoca bizden bir halt olmayacağını biliyor. Acaba yanımıza zeki bir öğrenci filan mı alsak." dedim. Haklıydım da. Hangi hoca sınıfın en tembel üç öğrencisine çalışma izni verir ki?

Denki kafasını onaylar şekilde salladı ve "Haklısın Keremu!" dedi.

Keremu ne a... koyayım, adımı insan gibi diyeydin ya. "Hey-" tam konuşacakken Mineta lafımı kesti ve "Bence yanımıza Izuku'yu alalım!" dedi ve bana dönerek "Sen ne dersin Keremu?" dedi gerizekalı.

"İyi, tamam da... ismimi..." derken yine lafım bölündü. 

Mina sırtıma atlayarak "Naber Keremu!" dedi. 

Sinirlenerek Mina'yı sırtımdan attı ve "LAN İSMİM KEREMU DEĞİL KEREM! KE-REM!"

japonya daki bir türk kızıWhere stories live. Discover now