4.Bölüm

40 15 12
                                    

Bazen bir yaratık bir insanda olabilir yada hiç olmayan varlığına inanmadığımız ve kabul etmek istemediğimiz o canavarlar aslında var
Ve her yerde her an yüzümüze gülüpte arkamızdan göz deviren bizi seviyormuş
Gibi yapıpta sevmeyeni okadar çok gördük ki artık bunları ayırt edebiliyoruz diye düşünüyorum ama yanılmışım okadar iğrenç insanlar var ki sevdikleri halde bizi yaralayan,bizim hislerimizi,
Güvenimizi yerle bir eden ve bir şey yokmuş gibi davranan onlarca kişilerden biri de benim annemdi aklımdaki değildi dimi? Annem böyle birşey yapmış olamaz dimi?

"Küçük kız kararını ver, seni sevgili anneciğine götürmemi istermisin gitmeden önce koruma al yanına şu marulu al mesela yanına orda başına birşey gelmesin aman" dedi parmağı çağan'ı gösteriyordu neden abartıyordu ki başıma ne gelebilirdi asıl soru
Neden gelecekti o benim annemdi
Ama şuan tanıyamadığım o annem
Babam burda olsaydı böyle olur muydu?

Ben ailesiz büyür müydüm?
Ama ölen kişiyi diriltemezdik öyle değilmi?

Çağan okadar çok sakindi ki bir amacı olduğunu hissettim bir adım gelerek yanıma yaklaştı;

"Hmm badem götürmek istiyorsun kral ve kölelik mi oynamak istiyorsunuz pardon seninki kral değil cadı"

Diyerek kahkaha attı buna kırılmamıştım
Çünkü bir amacı olmasa böyle demezdi.

Gitmek istemedim bugün olmazdı hiç hazır değildim,şimdi değil olayları sindiremedim nasıl olurdu babamın ölümü annemle bir alakası var mıydı?

Yataktan bir hırçımla kalktım. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum. Bu neydi böyle. Dün yaşadığım o olaydan sonra rüyamda görmem ne anlama geliyordu ki. Belki bu olayı çok düşündüğüm için rüyamda görmüştüm ondan olabilir miydi?

Direk üstümdeki çarşafı diğer tarafa attım. Yataktan doğruldum. Boğazım kurumuş ve terlemiştim. Siyah saçlarım terden yapış yapış olmuştu.
Böyle gidersem delireğimden hiç şüphem yoktu.

Gözlerim net görmediği için bir ovaladım. Odama şöyle bir baktım.
Neden bunu yapıyordum bile bilmiyordum. Dikkatimi çeken birşey oldu. Kitaplığımın üst kısmın da siyah bir kutu vardı. Yavaş adımlarla kitaplığıma doğru ilerledim.

Boyum yetişmediği için duvarın yanında olan sandalyeyi aldım. Oraya çıktığım da kutuyu yetiştim ve aldım. Geri indikten sonra hızla yatağıma koyup açtım. Nasıl yani içinde bir anahtar vardı. Peki ne içindi bu? Hangi kapıyı veya neyi açıyordu?

Cidden böyle kalacaksam kafayı yiyecektim. Elime alıp inceledim. Üstünde V.K harfleri vardı. Aklıma nedense direk o adamın vahşi kedi dediği kulaklarımda yankılandı.

Bu neyi temsil ediyor olabilirdi ki?
Giydiğim crop dar gibi gelmeye başladı. Açık olmasına rağmen öne doğru çekiştirdim. Yatağa oturup gözlerimi kapattım. Ben neyle savaşıyordum?
Kendimle mi yine kendimle mi?

Anahtarı sımsıkı tutup o odaya gitmek için ayaklandım. Kutuyu yatağımın altına attım. O kapının tam karşısında duruyordum. Gözlerimi kısarak kapıya bakıyordum. Saçım sürekli yüzüme geldiği için sinirlerim alt üst olmuştu.

Vahşi kediWhere stories live. Discover now