nineteen

1.3K 55 64
                                    

Hastane kapısından içeriye girdiğinde zemin kattaki yemekhaneden çıkan Altay'ı gördü Arda, koşarak onun yanına ilerledi. "Altay abi! Hazal nerede?!" Korku ve endişe ile konuştu Arda. Derin bir nefes alıp Arda'nın omzuna elini koyup onu asansöre ilerletti hızlıca. Bulundukları katta duran asansöre binip Hazal'ın bulunduğu katın tuşuna bastı Altay. En az Arda kadar çökmüştü Altay'da. Bir süre sonra açılan kapıyla ikiside asansörden inip koşarak Hazal'ın odasının önüne ilerlediler.

Gözlerinden akan yaşlara engel olamamıştı Arda, yumruk yaptığı elini açıp Hazal'ın odasının camına yasladı. Dayanamayıp hıçkırarak ağlamaya başladığında, Talha yavaşça onun yanına ilerlemiş ve dolu gözleri ile Arda'nın omuzlarını tutup, yoğun bakım odasının tam karşısında sırayla duran oturaklardan boş olanına oturttu.

"Birden bire ne oldu da buraya aldılar Hazal'ı!" diye bağırdı Arda hıçkırarak sesli bir şekilde ağlarken, Talha onu omzundan tutup kendisine çekmiş ve sarılmıştı. Kendisine sarılan Talha ile daha da çok ağlamaya başlamıştı Arda. "Söz verdi, en kısa zamanda iyileşeceğim diye söz verdi bana! Neden aldılar sevgilimi yoğun bakıma?!"

Yusuf tamamen çökmüş gibiydi. Yusuf'un annesi en sonunda bayılmış ve bir odaya alınmıştı, babası da annesinin yanındaydı. Altay, aldığı kahveyi sevgilisi Zeynep'e verip onun yanına oturmuştu; göz altları mosmordu uykusuzluktan. Melek ve Zeynep'te aynı Yusuf gibi çökmüştü, ikisinin de gözleri kıpkırmızıydı ve şişmişti ağlamaktan. Talha'nın da aynı şekilde gözleri kızarmıştı fakat aralarında çabuk toparlanmış olan oydu.

Yusuf, yere çökmüş ve sırtını duvara yaslamış bir şekilde oturuyordu, sadece boş bakışlarla duvara bakıyordu. Aniden yerden kalktı ve dolu gözlerinden akan yaşlarını bir çırpıda silip bulunduğu ortamdan hızlıca çıktı. Arkasındaki bakışları umursamadan ileride, Hazal ile ilgilenmesi gereken doktorun odasına girdi hızlıca. Kapıyı sertçe çarparak kapattı ve doktora döndü. "Hazal ile ilgilenip onun sağlığını ve canını kurtarmanız gerekirken neden burada böyle yattığınızı sorabilir miyim acaba?!"

Masaya koyduğu ve üst üste attığı ayaklarını indirip oturduğu sandalyede dikeldi doktor. "Sakin olun lütfen, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz-" Doktorun lafını keserek ona bağırmaya başladı Yusuf; "Elinizden geleni yapmaya mı çalışıyorsunuz?! Kıza sadece serum verip bir kaç makineye bağlıyorsunuz! Onu yoğun bakımdan çıkartıp uyandırmaya çalışmak ve nasıl sağlığına tekrar kavuşacağına dair bir şeyler araştırmak yerine gelip burada keyif yapıyorsunuz! Tam tamına üç gündür Hazal orada makinelere bağlı uyuyor! Saygımı bozmak istemiyorum fakat götünüzü kaldırıp bir şey yapın artık!"

Ellerini masaya vurup bağırarak konuşuyordu Yusuf sinirle. Odanın kapısı açıldığına içeriye Altay, Talha ve Zeynep girdi. Altay ve Talha, Yusuf'u tutup geriye doğru çekerken Zeynep, doktora doğru ilerlemiş ve konuşmaya başlamıştı. "Yaşanan tatsızlık için özür dileriz fakat lütfen sizde hastamız ile ilgilenirseniz seviniriz." diyip kafasını hafifçe eğip kaldırdı ve dışarıya çıkan erkeklerin yanına gitti.

"Yusuf, kendine gel ablacığım. Seni anlıyorum ve haklısın, evet ama şu anda doktor ile böyle konuşman doğru değil. Sakinleş, hem Hazal güçlü bir kız. En kısa zamanda uyanacak, sadece şu an biraz dinlenmeye ihtiyacı var." diye konuştu Zeynep, eliyle Yusuf'un omzunu destek verirmişcesine sıkarken. Anladığını belli etmek için kafasını salladı ve derin bir iç çekerek kendisini tutan Altay ve Talha'dan kendini kurtarıp merdivenlere yöneldi. "Nereye gidiyorsun?!"

Arkasından kendisine bağıran Altay'a omzunun üstünden bakarak cevap verdi Yusuf; "Annem ve babamın yanına gidiyorum Altay abi... Gelirim az sonra..." diyerek hızlıca merdivenleri indi. Yusuf gözden kaybolunca derin bir nefes alıp verdi ve Melek'in yanına doğru ilerledi Zeynep. Arkasından da Talha ve Altay geliyordu. Melek'in yanına oturup gözlerini kapatarak kollarını göğsünün altında birleştirdi ve sıkıntıyla arkasına yaslandı Zeynep; "Melek ve Talha, gidin yemekhaneden yiyecek bir şeyler alıp gelin. Acıktım ben." Gözlerini belerterek ona baktı Melek.

bitti, - arda gülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin