Gökhan genç yaşına rağmen ünlü bir yazar ve akademisyendir. Romanları uluslararası başarı sağlamış, hayran kitlesi çoktur. İstanbul'da yalnız yaşar. İstanbul Ünv. de öğretim görevlisidir. Kolay kolay ulaşılabilir, samimiyet kurulabilir biri değildir.
Kendi felsefesine uygun kitaplar yazmayı alışkanlık edinmiş, dramatik dönem öyküleriyle kendisi gibi olan birçok insanın hayranlığını kazanmıştır. Arkadaşlarına olan güveninden dolayı yayınevi ile yapmış olduğu hatalı sözleşme yüzünden ilk defa yeni bir tarzda roman yazmaya mecbur kalır. Yeni romanını iki ay içinde teslim etmek zorundadır. Eğer sipariş edilen konuda kitabı 2 ay içerinde yazıp teslim etmezse 1 milyon dolar tazminat ödemeye mecbur edilmiştir.
Böylesine yaptırımı bol ve manasız maddelerin altına imza atmasının nedeni; ne kadar akılcı ve işini sağlama alan bir adam olsa da, dostluk bağı olan insanlarla yaptığı işlerde sorgulamadan maksimum güvenle hareket etmesidir. Tibet, Faruk ve Gökhan, liseden arkadaştır. Tibet'in avukat olmasına güvenmekten başka Faruk ile olan yakınlığı da asla onlardan yana bir güven sorunu yaşamayacağına dair inancıyla ilişkili olarak hata yapmasına neden olmuştur. Bir sohbet sırasında hiç okumadan sözleşmeyi imzalamıştır. Bu mecbur edildiği durum Gökhan'ın hayatının tamamen değişmesine ve onun sihirli bir dünyada yaşamasına sebep olacaktır.
Bir insanın hayatının değişiminin kendi tercihleriyle mümkün olduğunu kanıtlayıcı bir aşk kitabı yazacaktır. Yalnızlığından sıkılan Gökhan için herkesten gizlediği hayalleri ve arayışları vardır ve bu kitap onun gizlediği iç dünyasını yansıtacaktır. Araştırmacı tarih yazarı kimliğinin aksine kaçtığı aşkı anlatmak onun için oldukça zorlayıcıdır.
Kitabı yazmaya başlayacağı sırada karaktere yazdığı ilk olayı kendi hayatında yaşar. Banyoda ayağı kayar ve düşüp kolunu kırar. Teslim süresi az olan kitabı tek başına yazamaz hale gelir. Bu yüzden Tibet'ten yardım ister ancak Tibet, onun sorununa çözüm olamaz ve kendisine bir asistan almak zorunda kalır. Bu sebeple çalıştığı okulda bir duyuru yaparlar. Başvuruların arasında Gökhan'a platonik aşk hisseden okutman Melina'da vardır. Melina henüz mezun olup öğrenci olduğu fakültede sırf Gökhan a yakın olmak için akademisyen olarak kalma çabasındadır.
Gökhan'ın aradığı sadece söylediklerini yazan değil, daha önce denemediği türde yazacağı kitabın içine fikrini de katabilecek nitelikte olan üretken, akıllı bir asistan bulmaktır.
Mülakatlarda Tibet'in yaptırımlarıyla önce erkek öğrencilerin tamamı elenir. Asistanı olmak isteyen öğrenci sayısı çoğalır ancak daha önce hiç dikkatini çekmeyen okutman Melina, fakültede bir kariyeri olmasına rağmen asistan olmayı istemesinden dolayı ilgisini çekmeyi başarır. Gökhan' ın Melina ile tanışma amacı onunla çalışmak değil, aynı okulda onunla çalışan bir kadının neden onun asistanı olmayı istediğini merak etmesidir. Mülakatta son değerlendirmeye alınan üç kişiden biri, Melina'dır. Melina, Gökhan'ın asistanı olur.
Melina sıcak sempatik, güler yüzlü bir kadındır. Gökhan'ın çalıştığı üniversite de Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde okutmandır. İş dünyasında güçlü bir adamın kızı olmak onun için baskıcı bir yaşam oluşturur. Annesi sanatçı kimliği ile tanınan ünlü bir ressamdır ancak çılgın bir kadındır. Hayranı olduğu Frida Kahlo gibi giyinir onun gibi resimler yapar. Ülkenin tanıdığı bir ailenin kızı olmaktan yorulmuş Melina, yaşamını en doğal şekliyle sürdürme çabasındadır. Hayatı hakkında kimseyle konuşmaz. Sıradan yaşama çabasındadır. Lüksten nefret eder. Her duygunun hakiki halini yaşamak çabasındadır. Yaşamı eğlenceli hale getirmekten zevk alır ve dokunduğu yaşamları da renklendiren bir karakterdir.
YOU ARE READING
SAKIN NOKTAYI KOYMA!
Fantasy"Hayatına yeniden başlatabileceğini; İstemediklerini, istediklerinle değiştirebileceğini bilsen, ilk ne yapardın? Peki, ya sevdiklerin için?
