Arkama baktığımda, köşede oturan ve bana sırıtarak bakan Çağan'ı gördüm. Sonra Zıl çaldı. Hoca sınıfa girdi fakat yanlız değildi.
Hoca: Günaydın. Oturabilirsiniz, gördüğünüz gibi sınıfa 4 yeni kişi gelior. Tanıştırayım bu Alisa, bu Zeyneb, bu Berat, buda Arda.
Bu Arda denilen çocuk bana bakıp sırıtıyordu. Onu bırak bana göz kırptı. Yani yakısıklı denilebilir amaaaan boşver gittsin.
Hoca: Berat Oğlum sen ülkü nün yanına geç
Berat: Tabi Hocam. Ülkü hanginiz?
Ülkü: Benim
Hoca: Zeyneb kızım sende çağanın yanına geç.
Zeyneb:Olur Hocam. Çağan hanginiz?
Çağan: Ben(el kaldırırım)
Zeyneb: Ayy Tmm🤗🤗
Şu Zeyneb midir nedir geberticem yaaa. Bu ne havalar kızım neymiş aaayyyy tmmm🤗🤗 manyak. Gerizekalı yaaaa. Tam cocuksu hareketleri var. İnşallah bu Alisa ona benzemez.Amin.
Hoca: Alisa kızım sende Yağızın yanına geç.
Alisa: Yağız hanginiz?
Yağız: ben. ( Leyaya baska carem yok gibi bakışlar atar)
Leya: Ayy yok ben bu kızı gebertcem.
Tuana: Ay leya sakin ol böyle kişiler için değmez.
Ülkü: Aynen bebeğim. Ama denizin yanı boş diye mutluyum.
Tuana: Ona bakarsan berata sinirli sinirli bakıyor sanırım o pek mutlu değil.
Hoca: Arda oğlum sende Tuananın yanına geç.
Arda: Tuana hanginiz?
Tuana: ben
Arda yanıma geçer. Fakat arkaya baktığımda çağan gözüsünü ardanın üstüsünden ayırmıyordu.
Arda: Selam, Prenses.
Tuana: hı hı Selam.
Zil çaldı. Ve ben arka bahçeye doğru indim. Benim orada gizli bir yerim var oraya gidicekken bide ne görim. Inanmicaksınız ama Alisa ve Arda flörtleşiyordu. Bende rahatsız etmeyim dedim fakat yerimi çaldıkları için sinirliydim.
Meğersem bizim alisa ve arda sevgililermiş. Neyse bende Kütüphaneye gittim kitap falan okumak için. Yukardayi reyonda birtane kıtap ilgimi çekti fakat yetişemiyordum. Biryerden bir tane sandalye aldım üstüne çıktım fakat her an düşebilirdim o yüzden dikkatli olmaya çalıştım.
2 cm kalmıştı kitabı almaya ama dengemi kaybettim ve tam düşecekken birisi beni kucagına aldı. Baktığımda o kişi Çağan dı!!
Tuana: Ç-Çağan !!
Beni kucağısından indirdi
Çağan: bidaki sefere dikkat et olurmu naz.
Tuana: O-Olur b-ben t-teşekkür ederim.
Çağan: Önemi yok.
Neyse son derse girdik falan filan işte ama size bişey deyim mi bu zeyneb varya iki debir çağanın yakasına yapışıp duriyordu. Çağan da bana ikidebir bakıp duriyor.
Zil caldı ve Hoca gitti.
Ülkü: Tuniş bugün bize gelsene lütfen biraz kız kıza takılırız.
Leya: Aynen! Lütfen tuana evde sıkıntıdan patlicaz.
Tuana: Iyı tmm ozaman.
Okul bitti ve ben eve geldim duş aldım, üstümü değiştirdim ve leyalara gittim. Konum sayesinde. Ve tahmin edin ne oldu. Leya onlar benim evin karşısında çıktı.
Kapıyı çaldım.
Çağan: T-tuana senin ne işin var burda?
Tuana: Şey ben leya ve ülkü icin gelmiştim yani beni davet ettilerde.
Leya: Abi kim gelmiş. Tuana gel gel abi insan içeri alır ama.
Çağan: ha buyur geç.
Tuana: teşekkür ederim.
Çağan
Tuanayı kapıda görünce ne yapıcağımı şaşırdım. Kalbim yerisinden çıkacaktı.
Tuana içeri geldi onla yakından tanıştım. Çok iyi kalpli ve güzel bir kız ben hayatımda ilk defa aşık oldum oda tuanaya.
Tuana
Birbirimizi yakından tanıdık ondan sonra kızlar yemek yapmışlar onu yedik saat baya geç olmuştu.
Tuana: Ben eniyisi eve gitsem iyi olur saat epeyi bir geç oldu.
Leya: Tmm nasıl istersen
Leya, ülkü, ve Çağan beni uğurladılar.
Tuana: her şey için çok teşekkür ederim. Herşey çok güzeldi. İyilki sizle tanışmışım.
Leya: biz teşekkür ederiz.
Ülkü: Tekrar bekkeriz.
Çağan: Evin uzakta mı?
Tuana: Ha doğru ben söylemeyi unnutum
Ülkü: Neyi?
Leya: Neyi ?
Çağan: Neyi?
Tuana: Biz komşuyuz hemen sizin karşınızda yaşıyorum bende buraya gelmeden fark ettim.
Çağan: Ne. Negüzel komşuyuz yani
Tuana: Evet
Neyse eve geldim üstümü degistirdim ve pijamamı giyindim gibi yatağıma zıpladım. Ve mışıl mışıl uyudum.
