Détester

6

Jimin den

"Abi resmen dün rosé'yi orda gördüğümde-

"Jiminnn"

Konuşmamın yarıda kalmasıyla sinirlice gözlerimi han'a çevirdim

"Ne var?"

"Eunchae işletme bölümündeki jiwoon ile çıkıyormuş"

"Banane bundan han?"

"Bende seni dost bilirdim Jimin"

"Tamam tamam ne yapmamı istiyorsun?"

"Jiwoon'u işten çıkart"

"Saçmalama istersen han!"

"Peki "bay park" öyle olsun"

Bay park'ı bastırdığında dişlerimi sıkarak ona döndüm

"Sen rosé'yi araştırdın mı?"

"Hayır"

"Niye, ben sana araştır demedim mi?"

"Jimin dün kızın nerde çalıştığını bulduk ya?"

"Olsun sen yinede araştır evini arkadaş çevresini falan"

Cevap vermeden odadan çıktı cidden arada han'a da üzülüyorum eunchae'yi gerçekten seviyor ne kadar deli dolu biri olsada onunda kalbi var

"Jimin yine daldın?"

Odadaki Jungkook'u unuttuğumu fark edip yalancı bir öksürük ile ona döndüm

"Gözüm takılmış"

"Sen rosé 'yi mi araştırıyorsun?"

Bıkkinca kafamı salladım ve kendimi koltuğa yasladım

"Nişanlı değil misin zaten, Rose ne alaka?"

"Jungkook kapa çeneni çık dışarı işim var"

"Bence rosé seni sırf şu otoriter hallerin yüzünden boşadı"

Gözlerimi kısarak baktığımda gülümseyerek odadan çıktı

Ben miyim otoriter? Hah sanırım hayatında daha önce hiç otoriter görmedin Jungkook

Telefonumun çalmasıyla masanın üstünden alıp aramayı onayladım

"Ne var?"

"Jimin bu kız nasıl biri?"

"Han yine ne saçmalıyorsun sen?"

"Hakkında çok bilgi yok sadece o gördüğümüz restoranda çalıştığı yazıyor birde yaşı başka hiçbir şey yok...bu kız ajan falan olmasın?"

"Yok canım FBI ajanı falandır kapat şu telefonu yanıma gel bugün oraya gideceğiz"

"Yemeği sen ısmarliyorsun umarım?"

"Hm hm"

"Ee tamam aşkım ben seni daha sonra ararım"

"Ne aşkı lan?"

"Bende seni çok seviyorum sevgilim yemekte görüşürüz"

Telefonun kapanmasıyla ekrana tip tip baktım telefonu geri yerine koyduktan sonra han içeri girmişti

"Bir açıklama bekliyorum han bey?"

"Eunchae yanımdaydı"

"Tamam hazırsan gidelim artık şu restorana"

"Hazırım..bak ikinci kere soruyorum sen ısmarliyorsun değil mi? Elimi bile sürmem hesaba söyleyeyim

"Aman sürme elini hesaba yürü tamam dedim"

Beraber şirket den çıktığımızda han yine çenesini kapatmayıp konuşmaya başladı

"Taksi mi bekliyoruz?"

"Hayır...arabamı"

"Oh ne kadar hoş"

Şirket valesi arabayı getirdiğinde han içine görgüsüz gibi atladı bende arkasından bindim

"Han konumu ver"

"Ne konumunu?"

"Evinin konumunu...ne konumu olabilir rosé'nin çalıştığı restoranın konumunu"

"Bende yok ki?"

Gözlerimi kapatıp kafamı cama doğru yasladım

"Abicim sen buna bakma sen bizi seul'un en pahalı restoranına götür...nede olsa Jiminciğim ısmarlıyor

"Rosé 'nin çalıştığı yer orası mı?"

"Hayır ama bizim dün gittiğimiz yer orasıydı rosé de tam karşısında çalıştığına göre-"

"Tamam kes anladık"

(...)

Sonunda uzun uğraşlar sonucu restoranı bulabilmiştik bu han denilen varlık yetmediği gibi birde bizi yanlış yere götürmüştü

Oturup garson beklediğimizde bende etrafa bakıyordum

"Nerde ki bu?"

"Belki mutfaktadır- a bak garson geliyor şimdi sorarız"

"Garson hanımefendi biz yemeklerimizi almadan önce rosé adında arkadaşımız vardı o nerde acaba görmedik de?"

Kadına döndüğümde

"Rosé artık burda çalışmıyor"

"Sebebini öğrenebilir miyim güzel garson hanımefendi?"

Han'ı susturmak için masanın altından ayağına vurdum

"Şey ben patronunuz ile görüşebilir miyim?"

"Maalesef kendisi şuan burda değil sadece Çarşamba ve pazar günleri gelir"

"E dün salıydı?"

Han'ın ayağına daha sert vurduktan sonra sustu

"Beyefendi günlerden haberiniz yok galiba bugün pazartesi dediğim gibi dünde pazar dı"

" siz niye pazar açıksınız"

"Bunu sorgulamak bize düşmez değil mi han? Biz siparişlerimizi verelim"

"Şimdi güzel garson hanımefendi bize bu menüdeki her şeyi getir çünkü şu gördüğün adam ısmarlıyor"

"Efendim yiyemezseniz-"

"Paket yaptırırız canım sen boş ver oraları hepsini getir ama yiyecekten içeceğe kadar"

~bölüm sonu~