SAS 31.

6.5K 311 130
                                    


Bol bol yorum istiyorum sizden bu bölüm için. <3

Keyifli okumalar.

Artık cidden Bodrum'daki her taksici benim deli ya da aptal olduğuma emindi bence. Bir gün arayla iki defa ıssız bir koyun adresini verip, tek başıma gidiyordum. Ara ara dikiz aynasından bakarak bu deli hangi kafayla gidiyor diye düşünüyor olabilirlerdi. Düşünmeleri de gayet doğaldı bence. Ben olsam, ben de öyle düşünürdüm canım.

Taksici beni bıraktıktan sonra yolun ortasında öylece durup bir süre etrafıma bakmaya başladım. Yolun kenarına bırakılan bir jeap harici başka hiçbir şey yoktu. Allah'ım ya, umarım ölmezdim. Deli midir katil midir belli değil. Bildiğin kendimi adamın kucağına atıyordum. Umuyordum ki, işlerim rast giderdi. Aksi taktirde başıma ne gelirdi hiç bilmiyordum.

Yutkunup taş yolun üstünde yavaş yavaş yürümeye başladığımda içimden bildiğim tüm duaları ediyordum. Ulan Aysar, seni sevdiğimden beri ben bi' gün yüzü göremedim. Tam diyorum gördüm, ufuktan biri gelip al sana gün yüzü diye bildiğin nah çekiyordu bana. Bu çocuk lanetli miydi neydi Allah aşkına? Ben neden her bununla dudak dudağa geldiğimde başıma bir şey geliyordu?

Elimde sıkı sıkıya tuttuğum telefonumdan bildirim sesi geldiğinde aceleyle açıp mesaj kutuma girdim. Şu dünkü arayan herif, mesaj atmıştı. Boyu posu devrilsin ne diyim ben?

Aşağı tarafa doğru gel.

Mesajı gördüğüm an gözlerim ileriye doğru kaydı. Aşağı taraf diyordu, hani şu Aysar'la seviştiğimiz yeri diyordu. Ay bu adam kimdi ya?

Adımlarımı olabildiğince yavaş tutmaya çalışarak sakince indim yoldan. Sonunda koca taşların olduğu kısma vardığımda ise olduğum yerde durup bir yaşam belirtisi aradım. Bu adam bence trol yapmak için çağırmıştı beni. Ben fazla ciddiye alıyor olabilirdim. Ama her ihtimale karşı göt korkusu iyi geliyordu.

Yanaklarımı şişirerek oflarken arkamdan gelen adım sesleri sebebiyle seri bir şekilde o tarafa döndüm. Kimse gözükmediğinde ise neredeyse çığlığı basmak üzereydim ama büyük kayanın arkasından çıkan iri yapılı bir beden görünce çığlığımı yutmak zorunda kaldım. Bedeni görüş alanıma girdiği an gözleri gözlerime denk gelmişti. Bunun getirdiği hissiyat o kadar korkutucuydu ki... Kendi kendime şimdi titreme nöbeti geçirmek üzereydim. Tanımadığım bir adamla karşı karşıyaydım ve elinde benim çıplak görüntülerim vardı.

"Merhaba," dedi çok normal bir şeymiş gibi. Sanki yıllardır tanışıyormuş gibi bir hali vardı. "Nasılsın Bade?" Alt tarafı elinde çıplak görüntülerim olan bir herifle karşı karşıyaydım canım, gayet iyiydim.

"Kimsin sen?" sorduğum ilk soru oldu. Ellerimin titremeye başladığını fark ettiğimde onları görüş alanından çıkartıp arkamda saklamaya başladım. Ama o çoktan görmüştü, bunu ellerimin hareketlerini takip ettiğinde anlamıştım. Bir süre bakışları arkamda kalan ellerimi görmeye çalışır gibi altlarda dolandıktan sonra yavaş yavaş gözleri gözlerime tırmandı. Bu süreçte korkuyla yutkunup nefeslerimi düzene sokmaya çalışmıştım.

"Sana demiştim," derken ağır adımlarla bana doğru yaklaşmaya başladı. "Er ya da geç karşılaşacağız diye. Küçük bir şantaj sonucu olsa da bak, sonunda karşımdasın." Başımı iki yana sallayıp bir iki adım gerilemeye çalıştığımda o attığım her adım için iki adım atarak mesafeyi sonlandırıyordu. Üç, üç adım kala durdu karşımda. Aynı şekilde ben de hareket etmeyi bıraktım bu sefer.

"Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum ama beni korkutarak bir şey elde edemeyeceğini bilmen gerekiyor."

"Hayır, ben seni korkutmaya çalışmıyorum. Korkan sensin güzelim, sakinleş." Bir adım atarak bana yaklaşınca eş zamanlı şekilde aradaki mesafeyi korumak için uzaklaştım ondan.

Sakın Abime Söyleme | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin