Bölüm 4

1.5K 79 31
                                    

Songül  önünde duran ellere çevirdi bakışlarını. Cebinde duran kelepçeyi çıkarıp adamın eline geçirmemesi için hiç bir sebebi yoktu. Eli cebine gitse de yapamadı. Sessizce bekledi bir süre. Kafasını toparlamak için düşünmeye başladığında adamın gür sesi sıyırdı onu düşüncelerinden.

"Hadi komiserim. Sabaha kadar burada beklemeyeceğiz değil mi?"

Gözlerini adamın gözleri ile buluşturup "hayır beklemeyeceğiz" dedi Songül kendinden emin bir ses tonuyla.

"Gidiyoruz burdan."

Emin sorgularcasına baktı karşısındaki kadının gözlerine.

"Emin misin?" diye sordu sert bir ifadeyle.

"Evet! Ama beş saniye içinde buradan ayrılmazsan fikrimi değiştireceğim."

Belli belirsiz bir tebessüm ile arabasını çalıştırdı Emin ve ayrıldı emniyetin önünden. Bir süre hiç konuşmadan yoluna devam etti ama sonra dayanamayıp böldü sessizliği.

"Nereye gidiyoruz komiserim?"

Adamın yüzüne bakmadan cevap verdi Songül.

"Çorba içmeye."

"Eyvallah!" dedikten sonra sevdiği çorbacıya gitmek için yoluna devam etti Emin.

Arabadan inip çorbaya  girdiklerinde Songül etrafı incelemeye başladı. Salaş, küçük ama şık bir restorana gelmişlerdi. Restoranın atmosferi hoşuna gitmişti. Dükkanın en arka köşesine ilerleyip en tenha yerdeki masaya oturdu.

Emin sessizce takip etti kadını. Karşısına geçip oturduktan sonra kadının gözlerine baktı.

"Ne içersin?"

"Mercimek çorbası."

Kadını başıyla onayladıktan sonra garsona seslendi Emin hemen.

"Ahmet aslanım bize iki mercimek çorbası."

Emin'nin garsona ismi ile seslenmesinden buraya süreli geldiğini anlamıştı Songül. Adam ile ilgili o kadar çok şey merak ediyordu ki kendini tutamayıp söze girdi hemen.

"Süreli geliyorsun galiba buraya."

"Öyle" dedi Emin başını sallayıp. "Fırsat buldukça geliyorum."

"Güzel yermiş ama. Ben daha önce hiç görmemiştim."

Alaycı bir gülüşle cevap verdi kadına Emin.

"Sizin gittiğiniz pahallı restoranlara benzemez tabi komiserim."

Kaşlarını çatıp sesini bir tık yükselti Songül.

"Benimle ilgili bir fikrin olduğunu düşünmüyorum."

Kadının kendinden emin tavrı ve korkusuz halleri etkilemişti Emin'i. İlk gördüğü andan itibaren farkı bir aura hissetmişti kadında.

"Sizinle ilgili fikir edinmek çok da zor değil komiserim. Kendinizi pek saklayamıyorsunuz çünkü."

"O ne demek?" dedi Songül şaşkın bir ifadeyle.

Açıksınız yani. Elimi uzatsam duygularınıza dokunabileceğim sanki."

Duyduğu cümle ile önünde duran sudan bir yudum alıp kuruyan boğazını temizledi Songül. Cevap vermek için dudaklarını araladığında adamın sorusu ile afalladı birden.

"Beni neden tutuklamadınız?"

"Tutuklamayacağımı nereden çıkardınız?" dedi Songül adamın sorusuna soru ile cevap verip.

İmkansızı istemek Where stories live. Discover now