Güzel bir şey duymak ister misin?

138 17 70
                                    

Dal Mi

"Filmi hazırladınız mı?" dedim üzerime aldığım hırkamı giyinirken. Jaeyun son kaseleri masaya koymuş ve kendini koltukta oturan Jongseong'un yanına atmıştı. L koltuğun uzun kısmına geçerek uzanmıştım. Telefonu hemen yanıma koyup açacakları filmin ne olduğunu öğrenmeyi beklemiştim. Abim elindeki kumandayla kısa bir süreliğine aklında şeyi aramış ardından bir korku filminin tam üstünde durmuştu. "İşte bu. Bu yılın en korkunç filmi olduğunu söylüyorlar." dedi ve heyecanla geriye doğru yaslandı. Jaeyun filmin türünden daha yeni haberdar olmuş olmalıydı ki dehşetle abime baktı. "Korku filmi mi izliyorduk?"

Jay, normal bir şeymişcesine onaylayıp masadaki jelibon dolu kaseyi bana uzattı. Şekerlemeleri gerçekten çok seviyordum. "İyi de bunun için hazırlanmadım." dedi gözlerini devirerek. "Özel bir hazırlanış rutinin mi var?" dedim hafifçe başımı kaldırıp kardeşime bakarken. Derin bir nefes vermiş ve kendini arkaya doğru bırakmıştı. Abim kimse daha fazla ısrar etmediğinden kumandadaki tuşa basarak filmi oynatmaya başlamıştı. Küçüklükten kalma bir alışkanlıktı bu. Çarşamba akşamları film gecesi oluyordu. Filmi sıra sıra seçiyorduk. Haftaya sıra Jaeyun'daydı bu yüzden bugün çok söz söylemediğine emindim.

Jelibon dolu kaseyi Jongseong aracılığıyla Jake'e uzatıp elimdeki fazlalıktan kurtulmuştum. Avucumun içine aldığım bir miktar jelibonu yavaş yavaş yerken, film introyu geçmiş ve hikayenin içine dalmaya başlamıştı. Olay her zamanki gibi bir ailenin yeni bir eve taşınmasıydı. Klişe olan bir konuydu ama her seferinde izleyicileri biraz bile olsa korkutmaya yetiyordu. "Bodrumdan ses geliyorsa, neden çocuğunu oraya indiriyorsun ki?" Jaeyun filmle konuşmaya başladığında gülümsemiştim. Abim ona susması için hafifçe yumruk attığında ise, Jake yine durumun ne kadar saçma olduğundan bahsetmeye girişmişti. "Jaeyun çenen yüzünden filmi izleyemiyoruz."

Telefonum titrediğinde, gelen bildirime göz ucuyla bakmıştım. Sosyal medyadan gelmiş bir takip isteğiydi. Bildirime tıklayıp açılmasını beklerken filmi de aynı zamanda takip ediyordum. Sayfa açıldığında önüme tanıdık birinin hesabı düşmüştü. Gizli hesaptı ama kullanıcı adı ve profil fotoğrafı kim olduğunu anlamam için yeterliydi. Nicholas'ın yan profilden bir görüntüsü vardı ve gerçekten iyi çıkmıştı. Beni nereden bulduğunu düşünürken, hiç ortak takipçimizin de olmadığını fark etmiştim. Bu Jake'in de onu tanımadığı ya da çok da konuşmuşlukları olmadığını gösteriyordu. Dudaklarımı ıslattıp ve gülümsememek için kendime engel olmaya çalıştım. Nedensizce sırıtmak istiyordum ama abimlerin dilinden kurtulamayacağımı bildiğimden kontrolü koruyordum.

Bana attığı takip isteğini kabul ederek, aynı şekilde ben de ona istek atmıştım. Hiçbir zaman, 'biraz vakit geçsin istekli gözükmeyeyim' gibi düşüncelere sahip biri olmamıştım. Bu yüzden de dakiları saymak yerine direkt onaylamıştım. Onun da bana hızlı bir şekilde geri dönüş yapacağını umuyordum ama bu kadar seri olmasını beklemiyordum. Saniyeler içinde bana isteğimi onayladığına dair bir bildirim geldiğinde bu sefer kendimi tutamamıştım. Çok kısa bir süre telefon ekranıma bakıp sırıttım. Hemen Sunoo'ya haber vermek istiyordum. Şu an büyük ihtimalle pratikteydi. Okulda birlikte yemek yerken, şirkete geçeceğinden bahsetmişti.

Ona mesaj atmamın sıkıntı yaratıp yaratmayacağından emin değildim bu yüzden biraz durdum. O bana akşamları mesaj atıyordu ama o zamanlar şirkette olduğunun garantisini veremiyordum. Bu yüzden onunla olan sohbetine girip sadece basitçe bir mesaj yazmıştım. Müsait olup olmadığını sormuştum. Hemen cevap vermeyeceğini bildiğimden telefonu kapatmış ve filme tekrar odaklanmaya çalışmıştım. Doğrusu, Nicholas'ın hesabında biraz gezinmek istiyordum ama bunu Sunoo ile konuşurken yapmak daha keyifli olurdu. O yüzden aklımdaki bu fikri biraz ertelemeyi tercih etmiştim.

new romantics ♡ lee heeseungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin