20. "Esir"

482 52 11
                                    

❤️

"Ne yapacağız?" Dedi, Wilma. Endişeli gözleri etrafını tararken metalik sesler kulaklarını dolduruyordu, ortamdaki herkesin. Bunlar askerlerin giydiği ayakkabıların çıkardığı seslerdi.

Stuart korkuyla dönme merdivenlere ilerledi ve aşağıya baktığı üç saniyeyin sonunda kocaman açılmış gözlerini Aaron'a çevirdi. "Şövalyeler! Onlarcası geliyor!"

Kısık tutmaya çalışsa da sesindeki dehşet barizdi. Aaron'a güvenip çıktıkları kulede böyle bir durumla karşı karşıya geleceğini asla tahmin etmezdi. Neticede Korsanlar Birliği'nde en zeki korsanlarda başı çekiyordu. Bu yüzden büyük gemi ve en geniş mürettebat ondaydı.

Ellerini saçlarından geçirdi, diğer korsanlar. Endişeli gözleri liderlerindeyken Aaron iç çekti. Wilma'nın açmaya korktuğu kapıya yaklaştı ve açtığı gibi diğerlerine içeri girmelerini söyledi. Herkes tereddüt içerisinde olsa da kimse sözünü ikiletmedi.

Fransa, korsanlar konusunda en sert yasaların olduğu krallıktı. Diğer krallıklar dahi korsanları bir amaç uğruna kullanırken Fransa, en sert biçimde bunun önünü kesiyordu. Öyle ki kuru kafanın olduğu herhangi bir işleme yapmak, hapis sebebiydi.

Bu ve benzeri sebeplerden ötürü herkes Aaron'un etrafını çevrelenmişti. Çünkü biliyorlardı ki; yakalanmak, ölüm demekti.

Tepedeki boşluktan ortalığa loş bir ışık veren ay, bu gecelik iyilik yapar gibi dolunaydı. Aaron, onlar içeri girdiği gibi kapıyı açmak için yaklaşan şövalyeyi tuttu. Kenarda, pusuda beklemişlerdi. Aaron biliyordu ama dışarıda durmak daha tehlikeliydi.

"Bu kadar kolay tuzağa düşeceğinizi tahmin etmiyordum." Dedi, şövalye birliğinin yardımcı lideri Andre. Daha çok sağ kol sayılırdı.

Aaron, arkada olduğu için görünmediğini biliyordu. Üstelik ortamdaki ışık da azdı. Birazdan kenardaki meşaleleri yakacaklardı ama şu anlık onu göremiyordu, bu sarışın şövalye bozuntusu.

Wilma, ona alaycı bir cevap vermek ile meşgul iken Aaron, az önceki şövalyenin kılıcını almış, kapının kollarından geçirip açılmaması için ufak bir önlem almıştı. Shelly'i bunun için görevlendirip bir adım atmadan önce mırıldandı. "Yaklaşmalarını engelle."

Onaylama benzeri bir cümle işittiği gibi Wilma'nın yanına adımladı. Ortada, ay ışığının hemen altında, önündeki sandalyeye oturmuş olan Seth'in boynuna hançer bastırarak konuşuyordu. Hedeflerini bildiklerine şaşırmadı, Aaron. Bunun yerine boş gözlerle bakmaya devam etti.

"Hâlâ yardımcısın, Andre?" Dedi, alaycı bir tonda, Wilma.

Oysa Andre'nin ilgisi, çoktan Aaron'a kaymıştı bile. Kaşları havalanırken aniden sırıtmaya başlamıştı. "Bir gecede beş korsan, ha? Üstelik kıymetli Aaron Dustin Emrick'in bunların arasında olacağını kim tahmin edebilirdi ki?"

Aaron, sözlerin ardından gözlerinin kısa bir an Wilma ile kesişmesine engel olamamıştı. Nefesini bırakıp çaprazlarında kalan pencereye ilerlemiş-Bu sırada kendisine dönen hiçbir kılıcı da umursamamıştı.- ellerini taş korkuluğa yaslayıp gözlerini kısarak karşıya bakmıştı.

Andre, Aaron'un her ne gördüyse sıkıntılı bir hale çevrilmiş yüzüne bakıp kaşlarını çattı. "Yoksa yaptığın plan tutmadı diye üzüldün mü?"

Dalga geçer halde gülüp Seth'in boynundan kan süzülmesini sağlayacak kadar elini hareket ettirmişti. Sandalyede oturan adam, dişlerinin arasında tısladığında, Aaron boş gözlerle baktı.

"Neden buraya geldin?" Diye sordu.

Andre, Aaron'un kendisini umursamaması üzerine dişlerini sıkarken cevap veren Seth'e baktı. "Kalemi vereceğim kişi burada."

KORSANIN ESİRİ -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin