İyi okumalar...
"Özür dilerim Roseanne. Ama bu sefer seni dinlemiyorum!"
Rosé: "Pekala! Susmayı seçicem."
Jungkook gülümsedi. Rosé ayağa kalktı;
Rosé: "Merak ediyorum! Bundan sonra ne olucak?"
Jk: "Biz ne istersek o."
Rosé: "Hiç iç açıcı değil ama.. eğlenceli gibi."
Jungkook, gülümsemesini durduramıyordu. Rosé hiçbir şey söylemeden, terastanın çıkışına yöneldi. Nora Rosé'yi gördüp yanına gitti.
Nora: "Ah.. daha iyi misin?"
Rosé Nora'yı duymadı. Yürümeye devam ederken, Nora şöyle dedi;
Nora: "Ah.. Hanımefendi!"
Rosé: "Ah! Efendim?"
Nora başını yan yatırarak, tekrarladı;
Nora: "Daha iyi misiniz?!"
Rosé gülümseyerek, şöyle dedi;
Rosé: "Evet.. iyiyim!"
Nora gülümsedi.
Rosé: "Yorulmuş olmalısınız! Siz odanıza geri dönün, isterseniz. Ben bahçeye çıkıcam biraz.."
Nora: "Ah.. evet! Ben gideyim o halde."
Rosé: "Görüşürüz!"
Nora önden hızlıca yürüdü. Rosé ise, yavaşca bahçeye doğru gitti. Bahçeye indiğinde, boş bir banka oturdu. Herşey çok hızlı ilerliyordu, ailesi onu terk ettiğinden beri yaşam hakkında tüm umutları solmuştu. Kendi yaşamının, diğer insanlara bir hakaret olduğunu düşündü hep.
Sonuçta, ailesi bile sevmemişti onu. Çevresindekilerin yaptıklarını saçma bulurdu hep, onlar ucuz bir taşa pırlanta olması için umut bağladılar. Jungkook ise onu, ucuz ve değersiz bir taş olarak sevdi. Ancak içinde hala bir kuşku vardı.
Jungkook'un umutlarını, boşa çıkarmak istemiyordu. Ama ucuz bir taşın yapabilicekleri her zaman sınırlıdır. Rosé ya Jungkook'u da kaybederse? Rosé eski hayatına geri dönmekten, çok korkuyordu. Bu yüzden ucuz bir taş olarak kalmayı bırakıp, pırlanta olmaya çalışmaya karar verdi.
Rosé bunları düşünürken, hava kararmaya başlamıştı. "Senin için en iyisi olmak için, herşeyimi vericem Jungkook.."
Rosé ilk kez, zamanın su gibi geçtiğini hissetmişti. Şöyle geçirdi içinden;
"Kalbim ve gökyüzü arasındaki bağı seviyorum.."
Yüzündeki tatlı tebessümle, odasına çıktı. Odaya girdi oturmak için yatağa yöneldiğinde, Jungkook'un yatağında uyuya kaldığını gördü. "Odaları karıştırdı galiba.." diye düşündü içinden. Yatağın yanında duran koltuğa oturdu, kısa süre sonra orda uyuya kaldı.
Birkaç saat sonra, Jungkook uyandı. Hava çok karanlıktı, etrafını zar zor görebiliyordu. Rosé'nin koltukta uyuya kaldığını görünce, sesizce kıkırdadı. Ayağa kalkıp Rosé'nin omzunu dürttü.
Jk: "Kalk hadi yerine yat.."
Rosé uyanmadı.
Jk: "Roseanne, uyan hadi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑭𝒐𝒓 𝒂𝒍𝒍 𝒕𝒉𝒆 𝒔𝒕𝒂𝒓𝒔 | 𝗥𝗢𝗦𝗘𝗞𝗢𝗢𝗞
RomanceRosé Jungkook'un onun evi olduğunu düşünmüştü, Jungkook Rosé'nin bir canavar olduğunu düşünmeden önce. Sadece karakterler ship, idolleri SHİPLEMİYORUM. TAMAMLANDI ✔️