10. Bölüm

3.9K 163 41
                                    

Çok kısa biliyorum. Kitabı toparlamak için kısa yazdım. Bir kaç şeyi düzelticem.

Sizde eleştiride açık olabilirsiniz. Ona göre hatamı görüp düzelteyim.

~~~~~~~~İYİ OKUMALAR~~~~~~~~~

   "Son 20 tur koşuyorsunuz. Sonra dağılın!"

  Atakan komutanın eğitim sırasında acımazsızlığı ön plana çıkıyordu. Diğerlerinin ve benim kımıldar halimiz kalmamış son gücümüzle eğitimi bitirmeye çalışıyorduk.

  "Çavuşum gerisi sende."

Atakan komutanın bizi bırakıp gitmesiyle biraz olsun rahatlamıştık.

"Siktir olup gitti sonunda." Ercan sızlanarak söylenmeye başlamıştı.

  "Hakan komutanın elini ayağını öpeyim. Adamın günahını alıyormuşuz amk." Dedi maraşlı.

"Valla bir geri dönsün ayaklarına kapanıcam."

Hasan çavuş konuşanları uyarınca susup önlerine döndüler. Bize baya bir uzun gibi gelen sürede koşuyu da bitirip yemekhaneye geçmiştik. Kahvaltılarımızı alıp masalara oturduk. Bende onlarla aynı masaya oturdum.

"Caner. Noldu kardeşim bir durgunsun?"dedi
Ali yanıma oturarak.

"Yok birşeyim sadece yoruldum."

"Bak bir sıkıntın varsa burdayız bunu unutma. Her zaman yanındayız."

"Tabiki aslanım." Aramızda en  büyük olan Fuat abi konuşmamıza ortak oldu.

"Teşekkür ederim abi."

Önüme çevirdim başımı. Sonra zaten çok üstelemeden kendi aralarındaki goygoya başlamışlardı.

  Açıkçası ne hissettiğimi bende bilmiyordum. Hakan ve timin gün içerisinde burda olacaklarını biliyorduk sadece. Durumlarını bilmiyorduk.

Yemekhaneden çıkınca dinlenme odasına geçtik. Vakit bir türlü geçmek bilmiyordu. Kimileri oyunlar oynuyor kimileri sohbet ediyor kimileri uyukluyordu. Bende elime yarım kalan kitabımı alıp okumaya başladım.

Odaya Hasan Çavuş girince hazır ola geçtik. Arkasından rütbeli bir komutan gelir korkusuyla akışkanlık olmuştu. O da rahat işareti verince eski halimize geri döndük.

"Noldu lan?" diye sordu Ercan. Hasan ise kendini koltuklarsan birine atıp ofladı.

"Bizimkiler geldi görevden. Bazıları revirde." Üzgünce konuştu. Herkes dikkatini ona vermişti şimdi.

"Ee durumları ne? Ağır mı?"

"Şehit var mı olum? Hadi yürüyün gidip bakalım." Dedi Ahmet. Ve ayaklandığımızda Hasan bize kafasını iki yana sallayarak baktı.

"Beyler sakin. Allaha şükür şehit yok. Yaralılarda ciddi değil. Hakan konutan da omzundan vurulmuş." Dedi.

Kalbim sızladı. Hakan vurulmuştu. Parmak uçlarıma iğne batar gibi hissettim. İçim sıkılmaya başladı. Onu görmek istiyordum. Resmen bir yanım ondan nefret ederken diğer yanım ise hala onu düşünüyordu.

"Şu an askeriyede değil. Hastaneye götürdüler. İzin yazmış albay duyduğuma göre. İyileşince tekrar sahaya inecek."dedi.
Ali Hasan'ın yanına oturdu. Diğerleri de eski yerlerine yerleşti ve bu görev hakkında görüşlerini anlatmaya başladılar. Bende elime kitabımı aldım. Aynı sayfayı kaç kere tekrarladım bilmiyorum ama içime dert olmuştu. Acaba Altan Üsteğmen yanında mı? Çok mu ciddiydi yarası? Sakat kalma riski var mıydı?

Bugün ona ulaşamacağımı anlayınca pes etmiştim. Günün geri kalanı olağan geçmişti. Öğrendiğime göre Altan üsteğmen de askeriyeden Hakan ile birlikte ayrılmıştı. Ona ulaşamamıştım hiç bir türlü. Sabretmekten başka çarem yoktu.

~~~~~~~~~~~~~~

Tırın tırırırırın 📿

Selam canikolar.

Ya ben Caner aşkımı çok ağlak yapmışım hoşuma gitmedi. Biraz toparlamaya çalışıcam karakteri.

Hadi çüüüüüsss 🔫

ASKERİM - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin