Gözlerimi araladığımda sabah olduğunu fark ettim ve yatağımın sol tarafına bakıp derin nefes alarak onun kokusuna sahip olan yastığa sarıldım, sonra bugün iş görüşmesi olduğunu hatırlayınca gözlerim yuvalarından fırladı adeta ve hemen saatime baktım, Allah'tan saat daha sabahın dokuzuydu annem buldukları iş yerinin konumunu atmıştı ve yakın olduğu İçin rahattım, yine de zamana güvenmedim ve hemen kalkıp hazırlandım.
Altımda bir kot, üzerine pembe kısa kollu tişört giydim ve altıma beyaz sporları giyip saçlarımı salık bırakarak hafif bir makyaj yaptım, Mezken'in almış olduğu fazladan sandviçlerden iki tane alıp hemen hızlıca yedim ve portakal suyunu alarak evden çıktım, yürüye yürüye aynı zamanda vitamin almayı ihtimal etmeyerek ara ara içtim. Telefonuma gelen mesajla ekrana baktım, ondan mesaj geldiğini görünce kalbim hızlandı.
Günaydın.
Günaydın ☺️
Deyip gönderdim, hemen geri dönüş yaptı.
Dikkat et kendine oralar da, Gürkan seninle olacak iki de adam olacak, benim biraz bugün işim var bitince seni ararım.
Tamam canım kolay gelsin. ☺️
Deyip gönderdim ve içim rahat bir şekilde restorana doğru yürümeye devam ettim.
İçeri girdiğimde etrafıma bakındım ama kimseler yoktu, Gürkan'ı falan da görmemiştim sanırım sabah olduğu İçin daha uyanmamıştı bu beni biraz gerse de geleceklerini bildiğim için rahattım yine, restorana baktığımda güzel nezih bir yerdi, tam seslenmek için ağzımı açmıştım ki sarışın bir kadın mutfaktan çıkınca hafifçe gülümsedim.
Üzerinde kısacık siyah etek ve beyaz gömlek vardı, kaşlarımı hafifçe çattım ve başımı hafifçe eğip selam verdim. "Merhaba ben garsonluk İçin gelmiştim" dediğimde kaşlarını havaya kaldırıp mavi gözlerini üzerimde gezdirdi ve gülümseyerek konuştu.
"Müdürün odası hemen bir üst katta" dediğinde tekrar gülümseyip merdivenlere doğru ilerledim ve çıkmaya başladım, müdür kapısını görünce tıklatıp içeri girdim, saçları ensesine kadar bembeyazdı, tepesi ise kel göbekli iri bir adam vardı, gözlüklerinin üzerinden bana bakıp tek kaşını kaldırdı.
"Hera Melissan"
"Evet efendim benim" dedim gülümseyerek, sırıttı ve baştan aşağı beni süzüp derin nefes aldıktan sonra tekrar bana baktı.
"Dolapta çalışma kıyafetlerin var git lavaboda giyin gel buraya tekrar" dediğinde kaşlarımı çatsam da başımı salladım ve gösterdiği dolaptan kıyafetleri alıp lavaboya girdim, eteği uzun zannetsem de neredeyse eğilsem her yerim görünecekmiş gibi çok açıktı ve içim huzursuz oldu, bu doğru değildi? Kapı tıklatılınca irkildim, adam seslendi. "On dakikan var güzelim, hazırlan çık ben hemen geliyorum" demesiyle içim ürperdi, güzelim mi? Burası tekin bir yer değildi, hemde hiç değildi!
Aceleyle Mezken'i aradım, ama açmıyordu, tekrar denedim ama yine açmıyordu, gözlerim şimdiden dolmaya başlamıştı korkudan, hemen ona mesaj attım.
Mezken yalvarırım gel buradaki insanlar tekin değil, lütfen yardım et.
Deyip konum gönderdim.
Ayaklarım ve ellerim titriyordu, korkmaya başlayarak lavabodan çıktığımda sol tarafımda o adamı görmemle irkildim, gitmemiş miydi? Gözlerimi hafifçe büyüttüğümde ceketini çıkarmıştı iğrenç koyu gözleri adeta bir sırtlan gibi üzerimde dolaşıyordu, avucumun içinde çalan telefonu hissettiğimde daha sıkı tuttum, bakışlarımı kapıya çevirdiğimde kıkırdadı ve derin nefes aldı. "Kaçmayı mı düşünüyorsun? Deneme, senin gibi nadir doğal güzeller buraya az gelir" dediğinde dişlerimi sıktım.
ESTÁS LEYENDO
🖤 Kara Melek 🖤
RomanceO Karanlık Bense Aydınlık O Ay Bense Güneş O Siyahsa Ben Beyaz Çok farklıydık, ama birbirimizden de ayrılamıyorduk, önce onu iyilik meleği zannetmiştim, ama sonradan öğrendim ki o bir katil KARA MELEKTİ. Mezken Savaş. Bu ismi ölsem de unutamayaca...
