28.Bölüm: Kardeş Günü

192 15 119
                                    

Merhaba sevgili okurlarım bölüm için hepinize iyi okumalar dilerim oy verip düşüncelerinizi yazmayı unutmayın lütfen ❤️

Bölüm şarkısı:
Ayzha nyree-no guidance
(Before I die i-m tranya fuck you baby)

Medya Amaya'yı aklımda canlandırdığım şekil isterseniz sizde ona göre okumaya başlayabilirsiniz :)

Medya Amaya'yı aklımda canlandırdığım şekil isterseniz sizde ona göre okumaya başlayabilirsiniz :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


______________________________________________

(Vanessa'dan)

Dün akşam yağan yağmurdan dolayı bahçeye çıkamamıştık ve salonda oturup, telefonlara gömülmüştük. Yağan yağmurun altında müzik dinlemek vardı ama işte annem buna asla izin vermezdi.

Erkenden uyumak için odama çekildiğim de, luki uyumak yerine Alex ile kalmayı seçmişti. Bu peri herkesle anında iyi anlaşıyordu ama Alex'i, kade'ye göre daha çok sevdiği belliydi. En azından Alex'i ısırmaya kalkmamıştı!

Sabah kasvetli bir güne gözlerimi açmıştım. Akşam erkenden uyumama rağmen hala üzerimde büyük bir yorgunluk vardı. Sanki akşam ki yağan yağmurun daha devamı varmış gibi gökyüzü simsiyah yağmur bulutları ile kapalıydı. Yanımda uyuyan luki'yi uyandırmamaya özen göstererek, banyoya girdim. Dün akşam Luki'nin saat kaçta geldiğini bile bilmiyordum.

Elimi yüzümü yıkayıp kendime geldikten sorna odaya geri döndüm. Luki çoktan uyanmış benden sorna banyoya girmişti. Kıyafete odasına girip, elime ilk ne geliyorsa aldım. Şansıma bir eşofman ve tişört gelmişti. Ne tesadüf!

Hızla üzerimi değiştiğimde luki çoktan hazırdı. Buraya ilk geldiği günkü yeşil yapraklarda yapılma elbisesini giymişti. Hava soğuk olduğu için de üzerine bir hırka almıştı.

Oda da kendime gelmeye çalışırken ayılmam biraz zaman alıyordu. Kapının çalması ile başımı yerden kaldırdım ve kapıya baktım. Luki'nin bir yere saklanıp, görünmemesi için ona zaman vermiştim. "gel" dediğimde içeriye giren annem beni şaşırtmıştı. Uzun zamandır odama gelmediği kesindi.

"Kızım, kahvaltı hazır ve en sevdiğin peynirli poğaçalardan yaptım. Hadi gel inelim!" annemin odaya gelmesi bile beni şaşırtırken, beni kahvaltıya çağırmak için bizzat kendinin gelmesi hala bana tuhaf geliyordu. Zaten o akşam herkese bir kahin olduğumu söyleyince, bana farklı yaklaşmaya başlamıştı. Sanki... Sanki beni kaybetmekten korkuyor ve bana eskisi gibi yakın olmaya çalışıyor gibiydi.

"Tamam anne geliyorum" luki saklandığı yerden annemin geldiğini görünce çıkmıştı. Bu onun için pek bir sorun değildi çünkü annem zaten luki'yi biliyordu. Omzuma konan minik peri ile sağ tarafımda bulunan annemle birlikte dik yapılmış olan merdivenlerden inerken dikkatli olmaya çalışıyordum çünkü hala ayılamamıştım ve uykum vardı.

Merdivenlerden inmeyi bitirince, sağ ve sol kısımları tablolar ile döşenmiş koridora gelmiştik. Koridorun sonunda bulunan kapıya doğru ilerlerken, yanımızda ki korumalar bizden biraz önde ilerleyip bizim için kapıyı açtılar. Annem ile birlikte kapıdan içeriye girdiğimiz de büyükbabam ve kral oliver ayrıca eşi layla da masada ki yerlerini çoktan almışlardı. Victoria ve Alex daha masaya inememişlerdi. Victoria, luki'yi tekrar görünce ne yapacaktı acaba çok merak ediyordum. Dün sabah kahvaltısından sorna öğleye kadar kütüphanede kalmıştık ve öğle yemeği yiyip, saraya geri dönmüştük. Akşam ise luki pek aç olmadığını söyleyip, akşam yemeğine inememişti. Bu sebepten dolayı da victoria, luki'yi dün neredeyse sabahtan beri görmemişti

Saklı Güç VARÎS (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin