(2.4) KORKU

440 52 68
                                    


[[[✒️__]]]

Zafer'in ağzından;

Volkan kolu sarılı, askıya alınmış bir hâlde yanıma geldiğinde gözlerim yaşlı ona baktım. "O kadar dikkat ettik. Neden bunlar başımıza geldi?"

Sağlam kolunu omzuma sarıp kendine doğru çektiğinde karşı koymadım. Burnumu boynuna sokup kokusunu içime çekerken göz yaşlarımı daha fazla tutmadan ağladım. Sevdiğim adam beni korumak için kolundan vurulmuştu. Reha Afşar'ın annesinin yanında olduğu için abileri tarafından güvende tutulmuştu ama uzun süre ağlamıştı. Çok korkmuştu. Hastaneye geldiğimizde sakinleştirici verip onu korumalarla eve yollamıştık.

"Bize ateş edenler kimler olabilir?"dedim burnumu çekerek.

Sıkıntılı bir nefes verip "Bilmiyorum ama bulmaya çalışacağım."dedi.

Volkan'dan ayrılıp ameliyathane kapısına gözlerimi dikmeden önce koridorda üzgün bir şekilde bekleyenlere baktım. Hepsi perişan olmuştu. Yaman, ablası Gül'ü Batı ve bebeklerle birlikte almaya gelen dayısı ile yollamıştı. Mahallede bile güvende olamayabileceklerini düşünmüş olmalıydı. Haklıydı. Artık hiç bir yer güvenli değildi.

"Çok kan kaybetti. Çok fazla. Üstelik yarası da çok ciddi bir noktada."

"Birileri bizim piknik için nereye gideceğimizi biliyordu. Korumaların bilerek arkadan araçla bizi takip etmesini istemiştim. Her hangi bir izlenme durumuna karşı. Verdikleri rapora göre arkalarında hiç araç görmemişler. Bu durumda içeriden dışarıya bilgi sızdıran casuslar var demektir."

"Korumalardan biri olabilir mi diyorsun?"

"Öyle düşünüyorum. Ama bir tane olmayabilir. Ayrıca Marino'nun mu yoksa benim korumalarım arasından mı bilmiyorum. Benimkileri sert bir teste tabi tutacağım. Eğer benim korumalarımdansa elbet kuyruğunu ele verecek aramızdaki fare."

Sessizce başımı salladım. Daha fazla konuşabilecek durumda değildim. Yutkunurken bile boğazımda bir düğüm hissi oluşuyordu.

"O kurşunlar onu mu hedef aldı?"

Başımı eliyle tutup omzuna doğru çekerek yatırdı. "Sanırım hedef O'ydu."

Afşar'ı o hâlde görmek yerine soyunup meydanda çırılçıplak koşmayı tercih ederdim. İçeride yaşam mücadelesi veren kişinin o olduğu düşüncesi canımı yakıyordu. Onu her zaman etrafına neşe saçan, komik küçük kardeşim gibi görmüştüm.

Herşeyden daha da kötüsü abim bunun için kendini suçlayacaktı. Onu da karanlık dünyamıza çektiği için. Sıradan bir mahalle çocuğuyken mafya babası eşi yaptığı için. Var olan veya olabilecek tüm düşmanlara karşı hedef tahtası haline getirdiği için.

Volkan'a sıkıca sarılıp ameliyatın iyi geçmesini dilemekten başka elimden bir şey gelmiyordu.

"Oğlum! Yavrum! Ölme gözümün nuru! Analar oğullarını toprağa gömmez! Sen yaşa! Yaşanacak ömrümü al! Yeter ki sen yaşa!"

Afşar'ın annesi baygın bir şekilde getirilmişti ve sanırım haberi alır almaz buraya gelmişti. Fidan ağlayarak annesini kolundan tutmuş ayakta durmasını sağlamaya çalışıyordu. Bacaklarından güç kesilmiş gibi kendini yere bırakırken Vedat diğer kolundan yakaladı.

"Oğlum... Süt kokulum..." Yerde diz çökmüş acıklı bir şekilde ağlayan anneyi gören hepimizin yüreği yandı. Hissettiğimiz acı misliyle arttı.

"Abine haber verdin mi sevgilim?"

Yüzümü omzuna sürtüp geri çekildim. "Evet, tozu dumana katarak buraya gelecektir."

Ameliyat hemşiresi bir anda dışarı çıkıp "Acilen 0 Rh+ kana ihtiyacımız var."deyince koridordakilere baktım. Yaman'ın olmadığı kesin ama en azından birimizin bu kan grubunda olmasını diledim.

Polat, Ufuk ve Görkmen ailesi aynı anda öne çıktı. Allah'tan bir diledim kaç kişi çıktı.

Hemşire Ufuk'a kısa bir bakış attı. "Sen çok zayıfsın. Pek sağlıklı görünmüyorsun. Riskli gibi. Sizlerden alabilirim ama hepinize gerek yok. Sağlık problemi olmayanlar benimle gelsin lütfen."

Polat, Metin ve Yavuz hemşireyi takip etti. Orhan askere gideceği için kansız olmasını göze alamadılar. Fidan hamilelik sonrası vitamin ve demir haplarıyla değerlerini yeni yükselttiği için gidemedi. Giray'ın ise demir eksikliği anemisi vardı. Bu yüzden pastane açtığını itiraf etmişti. Sürekli şekerli şeyler yeme ihtiyacı oluyordu.

Ufuk'un, Polat'ın yokluğunda bir yıl boyunca sağlığını bozması şimdi kardeşi gibi gördüğü birini kurtarmasına engel olmuştu. Bu dakikadan sonra bir daha kendine daha iyi bakacağını düşünüyordum.

Ameliyathanenin kapısına bakışlarımı diktim. "Hadi Afşar. Her konuda azimliydin. Bunda da öyle olacağına inanıyorum. Kolay kolay bizi bırakıp gitmezsin sen."

[[[✒️...]]]

Afşar'a hiç zarar vermeden kitabı bitirmemi bekleyenler el kaldırsın. Aosjkalala

KOD ADI : BELA [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin