Bölüm 8

442 97 16
                                    

Keyifli okumalar :*

|Denizler Çığlık Atar|

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Denizler Çığlık Atar|

→Bölüm 8

"Pekâlâ," dedim ardından sesimin fazla kısık çıktığını farkederek daha canlı bir sesle sözümü yineledim. Karşımdaki adamın yüzünde benden daha canlı bir gülümseme oluştuğunda polisin, yani Rüzgarın bedenini yanımda hissettim. Yan yana olduğumuz için fazlasıyla kısık bir sesle, "Bu cevabında mesajın etkisi var gibi duruyor?" dedi sorarcasına, gözlerimi devirerek yüzünü buruşturdum ve, "Yok ben olayları duvarlardan haber aldım. Hatta bana en fazla yardımı dokunan arkanda, duvarettin olur kendileri." diye hamurdandım. Mesajın ne etkisi olacak canım ben hayatıma biraz renk gelsin diye arada sırada böyle çılgınlıklar yaparım.

Dudağı hafifçe yukarı kıvrıldığında başını iki yana salladı. Ben de tekrar önüme dönerken, "Biraz acele edebilir miyiz testi yaptıracaksak?" diye sordum, "Fazlasıyla yorgunum ve tipimden de belli olacağı üzere dinlenmem gerekiyor." Tipimden ziyade zihnimde bir yorgunluk vardı ve ben uyumak istiyordum. Bir saat olur, bir gün olur inşallah bir yıl olur farketmez ama uykuya ihtiyacım vardı.

Nehir ve Murat, isimlerinin yanına nasıl bir hitap şekli getireceğim hakkında gram fikrim yoktu, aynı anda ayaklandılar ve senkronize bir şekilde, "Tabii, hemen gidelim hastaneye," dedikten sonra birbirlerine dönerek gülümsediler.

Fakat ben o bakışmalarını bölerek, "Hepimiz mi gideceğiz hastaneye?" diye sordum, ardından "Ayrıca hastaneye gitmemize neden gerek var ki?" diyerek devam ettim, "İki saç teli ile DNA işini halledebiliyoruz?" Murat bana saçını versin ben gidip hastaneye teslim edeyim tamamdı canım hastaneye bir de biz mi kalabalık olalım onca saat?

Karşımdaki Murat adam(?) elini başına götürerek güldü ve gülüşü gözlerine yansıdı, "Biz heyecandan ne dediğimizi mi biliyoruz sanki? Adımı sorsan düşünerek cevaplarım ben," sözleriye gülümserken, "Bu arada tam olarak tanışamamıştık ben Deniz, Murat bey, siz?" diye sordum ve karşımdaki adam duraksayınca kendi kendime zoraki bir gülüş bıraktım. Olanlarla henüz tamamen yüzleşmemiştim ve kafamın dağılmasını sağlamak şuan için büyük bir lütüftu. Düşününce işin içinden çıkamıyorum çünkü, kafayı yiyecek gibi oluyorum.

Dalgaya vurmazsam kendimi vuracakmışım gibi geliyordu.

Murat da gülerek başını iki yana salladı başında durmaya devam eden eli ile saçlarını çekiştirerek birkaç tutamın kopmasını sağladı. Test için saçlarını kopardığını anlayıp elinde duran saçları alabilmek için elimi ona uzattığımda, "İzniniz olursa testi ben yaptırmak istiyorum." dedim. Ne olur ne olmaz kendi bildiğim hastanede yapılacak test elbette içimi rahatlatırdı. Hayatım yalanken bir saat önce gördüğüm insanların kendi çaplarındaki doğrularına inanmam aptallık olurdu zaten. Murat adam anlayışla başını salladı ve elindeki saçları avucuma bıraktı. Tutamlara masanın üzerinden aldığım peçeteyi sarıp cebime attığımda hâlâ yanımda duran Polis Rüzgara dönüp, "Sen de benimle gelir misin?" Diye sordum. O da zaten aynı şeyi teklif edeceğinden başını salladı. Ben nasıl onlara güvenmekte tereddüt ediyorsam aynısı onlar için de geçerli olmalıydı, yanımda onlardan birisi olursa test üzerinde bir oynama olmadığına inanırlardı.

Denizler Çığlık AtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin