1- Yeni Okul

596 25 9
                                    

Jimin

İnsanların, diğer insanlara saygısı yok. Herkes kendi yaptığının en doğru,en iyi olduğunu sanıyor ve kendini diğer insanlardan üstün görüyor. Yanlışlarını kabul etmezler,asla ama asla..

Alarmın sesiyle gözlerimi yeni bir sabaha açmıştım. Bu gün diğer günlerden daha zorlu ve daha gerici geçecekti,kesin. Yeni okula bu gün başlıyordum. Umarım bu okuldan da ayrılmak zorunda kalmazdım. Hızlıca kalkıp aynadan kendime baktım. Gözlerim ve dudaklarım yeni uyandığım için şiş,yanaklarım sanki tombul değilmiş gibi daha da tombulaşmış ve saçım 3. Dünya savaşından çıkmış gibi darmadağınıktı. Bu görüntü moralimin düşmesine şimdiden yetmisti. Hemen lavaboya koşup elimi,yüzümü yıkadım. Saçlarımı düzleştirici ile düzeltmeye çalıştım. Simdi eskisinden daha iyi olduğu için biraz olsa sevinmiştim. En azından şimdi daha az çirkin gözüküyordum. Okula geç kalmak üzere olduğumu görünce hemen üstümü giyinmeye başladım ve hızlıca evden çıktım. İlk günden geç kalmak en ama en korktuğum şeydi. Ama başıma gelmedi sürece sorun yok..

Yeni okulumun önündeydim. Geç kalmamıştım,yani başlamasına daha 10 dk vardı. Derin nefesler eşliğinde okula ilk adımımı attım. Heyecandan ayaklarım titriyor,kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Titrememin belli olmamasını dileyerek adımlarımı hızlandırdım. Herkes bana iğneleyici bir şekilde bakıyor, kendi aralarında bir şeyler fısıldaşıyorlardı. Onları görmezden gelmeye çalışarak hızlıca okul binasının içine girdim. İçeride kasvetli bir hava vardı. Herkes kendi halindeyken birden tüm dikkatler bana dönmüştü. Hızlıca nöbetçi öğrencinin yanına gittim.

" Şey.. acaba müdürün odası nerede?"

Çocuk okuduğu kitaptan kafası kaldırıp saniyelik gözlerime baktı ve eliyle belli belirsiz bir yeri gösterdi.

" Oradaki kapı müdürün odası. Yerinde olsam işimi hızlı hallederim çünkü müdürün önemli bir işi varmış,bu yüzden sonra bulamazsın"

Çocuğa kafamı sallayıp,benim bile zar zor duyacağım şekilde teşekkür ettim. Vakit kaybetmeden odaya doğru adımladım. Kapıya yaklaştıkça içeriden gelen bağırışmalar artıyordu ve bu ister istemez gerilmeme neden oluyordu. Kapıya tamamen yaklaştım ve birkaç saniye öylece bekledim. Müdür birisine kızıyordu ama kime? Veya neden? Bu tarz sorular kafamda dolanırken daha fazla beklememem gerektiği düşündüm. Elimi hafifçe kaldırıp kapıyı tıkladım. Kalbim göğüs kafesimi delip geçecekmiş gibi atıyor, bacaklarım beni daha fazla taşıyamıyor gibiydi. İçeriden gelen " Gir" sesi ise bu durumun tuzu biberi olmuştu. Elimi kapı tokmağına atıp kapıyı yavaşça açtım. İçeriye girince göz odağıma müdür ve önündeki sandalyede oturan bir çocuk takıldı. Çocuk kafasını bana dönderince hemen kafamı müdüre çevirdim. Müdür bana ' ne istiyorsun' der gibi bakıyordu. Derin nefes alıp konuşmaya başladım.

" Ee..Ben bu okulda yeniyim ve sınıfımı bimiyorum. Sınıfımı öğrenmeye geldim."

Müdür bana saniyelik bakıp bilgisayara dönmüştü. Ve buz gibi sesiyle konuşmaya başlamıştı.

" Adın ne?"

Hızlıca yanıtladım.

" Park Jimin"

Müdür bilgisayardan sınıfıma bakarken bende etrafa bakmaya başladım. Çocuğun tarafına bakmadığım halde onun gözlerinin üstümde olduğunu hissediyordum. Bu anın çabuk bitmesi için içimden dua ederken müdür yine o buz gibi sesiyle konuşmaya başlamıştı.

" 12- F"

Onu kafamla onaylayıp bir teşekkür sunmuştum. Bu odadan hemen kurtulmak adına hızlıca kapıya yaklaştım ve dışarı çıktım. Saate baktığımda dersin başlamasına bir kaç dk olduğunu farkettim ve hemen Sınıfımı aramaya koyuldum. Sınıfımın önüne geldiğimde 'keşke hiç gelmeseydim' diye düşündüm. Çünkü sınıfta resmen savaş çıkıyordu. Birbirinin üstüne atlayanlar,bağıra bağıra konuşanlar... Kenarda birbirini yiyecek derecede öpüşenleri saymıyorum bile. Sınıfa girer girmez herkes işini gücünü bırakmış,sessizce bana bakıyorlardı. Kenarda birbirini yiyen çift bile... Hemen boş bulduğum sıranın yanına gittim. Tek başına biri oturuyordu. Benim geldiğimi görünce bana dönmüş ve gülümseyerek bakmaya başlamıştı. O an düşündüğüm tek şey ne kadar güzel gülümsediğiydi.
Daha fazla konuşmadan duramayacağımı anladığımda boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım.

" Şey... acaba yanın boş mu? Yeni geldim ve oturacak yer var mı bilmiyorum"

Bana bakıp daha fazla gülümsedi ve konuşmaya başladı.

" Ah..tabii ki oturabilirsin. Zaten tek oturuyorum sorun yok"

Bende ona gülümseyip yanında ki boş yere oturdum. Zaten hocada gelmişti. Hemen derse başlamıştı. Sınıfa yeni bir gelmiş falan umrunda da değildi. O ders anlatmaya başlarken yanımdaki çocuk konuşmaya başlamıştı.

" Bu arada adın ne?"

Hemen çocuğa dönüp gülümseyerek cevap verdim.

" Adım Park Jimin. Peki sen?"

O da güzel gülümsemesiyle bana cevap verdi. Adıda onun gibi güzel ve neşe vericiydi.

" Tanıştığıma memnun oldum benim adım Hoseok"


////////////

İlk bölümü attım . Kısa oldu ama bir sonraki bölümler daha uzun olucak,yani öyle umuyorum:))

Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın ve yoonminle kalın. Bi de jk in şarkısına stream kasmayı unutmayın.


~ I purple you💜

My Tear • YoonMinWhere stories live. Discover now