1.0

96 7 7
                                    

...

felix

Bugün hava güzeldi. Kış ayında olmamıza rağmen güneş sıcaklığını belli ediyordu. Jisung ile birlikte kafede buluşmuştuk ve şimdi dönüyorduk.

Son zamanlarda birlikte fazla zaman geçirmiştik ve ne yalan söyleyeyim ondan hoşlanıyordum. Aramızdaki en yakın temas sadece bizimkilerle oyun oynarken öpüştüğümüz zamandı.

Daha fazlasını istiyordum ama onun ne hissettiğini bilmiyordum.

Ayrıca ben o gün telefonla konuşmaya çıktığımda bir şeyler olduğunun farkındaydım. Herkesin modu değişmişti çünkü.

Jisungun evine yaklaştığımızda ona görüşürüz anlamında sıkıca sarılmıştım. Zaten başka bir anlamda yakınlaşamıyordum.

Bu konuyu biriyle konuşmam lazımdı. Bizimkilere söyleyemezdim çünkü belli edeceklerini biliyordum. Ayrıca kişisel olarak yakın olduğum biri de yok.

Güzel bir ilişkileri olduğunu düşündüğüm için Chan ve Minho ile konuşmayı düşünüyordum. Chan yüksek ihtimal her zamanki şeyleri söyleyecekti. Ayrıca Jisung ile de çok yakındı yani ona söylersem ertesi güne Jisung her şeyi öğrenmiş olurdu.

Minhonun samimiyetine güvenerekten yolumu değiştirdim ve onun evine doğru yürüdüm. Biliyordum çünkü yalan söylemeyeceği için en objektif yorumu o yapacaktı. Yani ona sormam en mantıklı seçenekti benim için.

Yolda tüm söyleyeceklerimi birer birer kafamda kurup tartmıştım. Şimdi çat kapı gitmiş olacaktım ama müsaittir diye düşünüyorum. Chan dan başka biriyle görüştüğü filan da yok. Chan da bugün evde olduğuna göre Minho da evdedir?

Kapının önünde iken yerde gördüğüm ayakkabı bana tanıdık gelmişti. Sanki bunu biri her gün giyiyordu ama kim?

"Kapıya baksana!"

Minhonun birine seslendiğini duyunca evde tek olmadığını anlamıştım.

"Kim geldi?"

Bu sesi tanıyorum.

"Yemek sipariş etmiştik ya!"

Kapıdan dolayı yarım yamalak duyduğum cümle ile kiminle karşılaşacağımı merak ediyordum. İçimde kötü bir his vardı.

"Tamam geliyorum"

Hyunjin

Bu Hyunjinin sesi.

Eminim.

Kapıyı açmasını beklerken ecel terleri döktüm resmen. Sinirlendim ve kapıyı bu kez daha sert çaldım. Onun burada ne işi var?

"Tamam geldim.. diyorum.."

Benle göz göze gelince put kesilmişti. Neden bu kadar şaşırmıştı? Kendisinin burada ne işi vardı? Minho onu tek başına çağıracak kadar ne zaman samimi oldular?

"Ne işin var senin burda?" diye sorduğumda cevap vermedi ve başını öne eğip yere bakmaya başladı. Neler oluyor?

"Kim gelmiş Hyunjin?"

Minhonun sesini duyduğumda kafamı uzatıp onu görmeye çalıştım. Belinde havluyla kapıya doğru geliyordu. Beni görünce o da donup kalmıştı.

"Ne? Ne oldu Minho? Rahatsız mı ettim?"

"..Felix.. şey göründüğü gibi değil.."

Hyunjin elini susması için kaldırdığında Minho da susmuştu. Şu an o kadar sinirliydim ki asıl sorunum Hyunjinin burda olması değil Minhoydu.

acceptance/ banginho-hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin