3

375 17 4
                                    

Bölüm geç geldiği için özür dilerim şimdiden çiçeklerim...

Neyse iyi okumalarr:)

-

"Endişelenme. Bu serseri sana en son zarar verecek kişi bile değil melek kız"

Korkuyordum ama bir yandan da korkmuyordum. Endişeleniyordum ama içimdeki ses ona güvenmeni söylüyordu.

Kaybedecek bir şeyim yoktu zaten uzun zaman önce kaybetmiştim ben en değerlilerimi.

Kömür karası gözlerini bana sabitlemiş tedirginlikle bana bakıyordu.

Evimde kalmasına izin verecektim tabii. çünkü yaralıydı.

Ne kadar güzel bir bahane ayla?

İç sesime göz devirdim tamda böyle ortamlarda en saçma şeyler aklıma geliyordu.

"Bana güven melek kız "

Güven.

Bu benim için çok zor bir kelimeydi.
Ağır geliyordu ruhuma onlar gittiğinden beri.

Ona döndüğümde başımı olumlu anlamda salladım.

Bunu yapmamla gözlerindeki karalar parladı resmen.

Cebimden defterim ile kalemimi çıkarttım.

Her hareketimi dikkat ile izliyordu. Açıkçası utanmıyor değildim.

"Sana güvenilir miyim bilmiyorum. Ama yaralı olduğun için buna izin veriyorum"

Kocaman gülümsemesi ile kalbimde sanki bir hareketlenme oldu. Çok mu hızlı attı sanki?

"Bana güvenebilirsin dilsiz kız dediğim gibi sana zarar vermem, veremem. Bir kıza zarar verecek kadar aşağılık biri değilim" sonlara doğru sesi ciddileşmişti.

"Peki hastaneye gidelim mi?"

Sorduğum soru ile başını itiraz eder gibi iki yana salladı.

"Hastane olmaz burda iki gün dinlensem yeter dilsiz kız"

Başımı olumlu anlamda salladığımda bir sessizlik oluştu.

Sessizliği sevmezdim. Kimse seni duymaz sana kör olurdu. En çok ben bilirdim sessizliği. Ya da sessizliğin içindeki sesi.

"Adım karan"

Tıpkı gözleri gibi karanlıktı ismi

Karanlığı severdim ama aynı zamanda karanlıktan korkardım.

Elimdeki kağıda hızlıca ismimi yazdım.

"Ayla"

"Ay gibi güzel olan"

Ona şaşkınlıkla bakarken o tavana bakmış tebessüm ediyordu.

"Anlamını nerden biliyorsun?"

Yazdığım şey ile tebessümü büyümüştü.

Gülerken gamzeleri kendini belli ediyordu.

"Bilirim ben" hala gülümsüyordu.

Çok güzel gülümsüyordu

"Melek kız?"

Ona baktığımda yüzünde tatlı olduğunu düşündüğü bir sırıtış vardı.

Tatlıydı aslında

"Şey ben acıkmış olabilirim" dedi masumca.

Bu haline tebessüm ettim. Gözüme çok tatlı gelmişti.

Birbirimize iki saniye baka kaldıktan sonra hala yerde boş boş uzandığımızı yeni algıladım.

Salak ayla yaralı adam koltuğa değil yerde yatsın dimi!

Hızla yerden kalkınca oda kısık bir kahkaha attı

Hayır lütfen yüzüm kızarmasın!

Kızardı bile

Elimdeki kağıda hızlıca yazı yazdıktan sonra ona verdim.

"Yaralı halde yerde kaldın kusura bakma dalmışım:)"

"Saçmalama. Ben hiç bu kadar rahat hissetmemiştim"

Ona gülümsediğimde eğilip kolunun altına girdim. Teninin gerildiğini hissedebiliyordum.

Onu kaldırdıktan sonra yavaşça koltuğa doğru götürüp oturttum ve mutfağa doğru gidip yapacağım çorbanın malzemelerini çıkardım.

Bu çorbayı babama hep yapıyordum. Her hastalandığında ona yapıyordum. Çok seviyordu bu çorbayı, hatta sırf yapayım diye hasta numarası yapardı.

Aklıma gelen anılar ile gözlerim dolmaya başlamıştı bile

Hızlıca yukarı bakıp geçmesini bekledikten sonra çorbanın iyice pişmesini bekledim.

Evimde bir yabancı vardı. Yaralıydı ve evimde iki gün boyunca kalacaktı.

Evet çok sakin bir hayatım var biliyorum teşekkürler...

-

Bu bölüm biraz kısa oldu maaleseff

Neyse inşallah beğenmişsinizdir:))

Okurken oy ve yorum atmayı unutmayın ❤️











-DİLHUN-(ARA VERİLDİ)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang