Bölüm 13

221 12 13
                                    

Özet

Sgm: Seungmin in the building!!
Huuhuuuğğğ

Mn: Seungmin, elindeki beyzbol sopasını bana versene. Çok güzelmiş bu. Tam kafa kırmalık...

Wj: siz burayı nasıl buldunuz?
Hj: ben bulmak istersem buna sen engel olabileceğini mi sanıyorsun? Woojin sen beni tanımadın mı?
Mn: lan gereksiz, olum sen niye hiç akıllanmıyon lan, her şeyi tek tek anlatmam mı lazım sana? Kaç kere dayak yiyecen daha bizden, doymadın mı abisi?

Wj: yanındaki elemanın nefesini kestiğimi unutma istersen. Kız gelmese daha neler yapardım.

İçeriden gelen konuşmaları dinlerken hala olanları anlamaya çalışıyordum. Bu yaşadıklarım çok gereksiz geliyordu. Kim bu Woojin? Neden onları rahat bırakmıyor? Benden ne istiyor?
Ne olursa olsun bu yaşananların bir sebebi olmalı. Ve ben bunu öğreneğim onlar istesede istemesede öğreneceğim.

Hj: Kimin nefesini kestin sen, benim mi? Dostum sen ona nefes kesmek mi diyorsun, gel ben senin bir nefesini keseyimde öğren. Nasıl nefes kesilir, abin sana öğretecek.
Mn: neyi bekliyorsunuz, verin kızı.
Wj: anlaşılan birileri kahramancilik oynamak istiyor. Gel ve al kızı süperman.

Bunun üzerine içerde büyük bir gürültü koptu. Ben onlara bir şey olacak diye korkudan ölmek üzereyken kapı açıldı ve içeriye Jeongin girdi.
Hızla beni odadan çıkarırken etrafıma göz gezdirdim. Hyunjin orda onlarla kavga ederken ben onu görünce öylece orada kalakaldım.

Neden hareket etmiyorsun? Yürüsene. Ya Eun kendine gel! Buradan çıkman gerekiyor.

Jeongin beni kolumdan tutup çekince kendime biraz olsun gelebilmiştim.
Onlar iyiler. Sorun yok.

2 saat sonra

Hj: bak iyisin değil mi? Bir şeyin yok.
Eun: evet hyun, iyiyim. Gerçekten iyiyim. Geldiğin için teşekkür ederim.
Hj: o ne demek? Tabiki geleceğim, sen benim kıymetlimsin. Her şeyimsin benim. Sana bir şey olmasına asla izin vermem.
Eun: sana bir şey sormak istiyorum.
Hj: sor tabi, ne merak ediyorsun?
Eun: kim onlar, neden sürekli sizin peşinizde?

Hyunjin'in yüzünde huzursuzlandığını belli eden bir ifade vardı.

Hj: başka ne sormak istersin, ya da ne istersin dondurma?
Eun: Hyun lafı değiştirme, soruma cevap ver. Aranızda ne geçti?
Hj: Ya bizim aramızda bir rekabet vardı. Böyle tatlı bir yarışma. Sonra onlar bunu çok ciddiye almaya başladılar. Bir işe başlıyorsun sana engel olmaya çalışıyorlar, bizde sinirlendik. Dedik bi konuşalım ne dertleri varsa halledelim.
Seungmin'i biliyorsun dedesi holding sahibi.
Eun: evet
Hj: ne alakası varsa, onun dedesi zengin, sizin aileniz zengin, siz kendiniz gibi olmayanları dışlayan insanlarsınız falan diyorlardı. Bizde ciddiye almadık buna bir anlam veremedik. Sonuçta sürekli bir aradaydık. Onlarda olmasa biz verirdik, aramızda öyle para konusu hiç sorun olamamıştı. Neyse, sonradan Woojin bi kızla tanıştı. Seviyordu baya. Ama anlaşamadılar. Bunu da Felix'e bağladı. Biz olmasaydık hayatı daha iyi olurmuş falan. Artık kendi aramızda alay konusu oldular, çok saçma şeyleri yapamadıkları için kendilerine günah keçisi arıyorlardı.
Eun: iyide bu hala neden kavga ettiğinizi açıklamıyor. Ne ara bu kadar ciddiye bindi bu iş.

Hj: o da şöyle oldu. Woojin bu kıza kafayı taktı, rahat bırakmıyordu. Kız bildiğin kaçıyor. Neyse sonra kız intihar girişiminde bulunmuş. Yani ben öyle duydum. Bizde sonradan öğrendik kız Felix'i seviyormuş. Ondan woojin öyle konuşmuş. Ondan beri bizden nefret ediyor.
Eun: Seninle o gün neden kavga etti? Yani benimle tanıştığın gün.

Hj: o gün yanımda felix vardı.
Woojin'de oradaymış. Felix'i görünce yine tepesi atmış. Arkadaşlarını falan çağırmış, o zaman kadar zaten Felix eve geçmişti. Arkadaşları beni görünce Felix ile karıştırmış neyse, bunlar öyle gelince bende sinirlendim. Ben olmasam Felix'i döveceklermiş. Aramızda sözlü kavga oldu. Sonra direkt kavga başladı. Bende tek başıma o kadar oğlanla nasıl baş edeyim değil mi? Tertemiz dayağımı yedim sonra sen geldin.

Olanları öğrenmiştim artık. Şimdi düşündüğümde sadece üst seviye bir kıskançlık olduğunu ve sırf bu yüzden beni bile bu olaya karıştırmaktan kaçırmayan insanlar olduklarını öğrendiğim bir grup ergen; woojin ve arkadaşları, onlardan nefret etmem için yeteri kadar sebep vermişlerdi elime.

Konuşmamızın ardından parka gidip bir ağacın altına oturduk.
Hiç konuşmadan çimleri izlerken birbirimize sarılmıştık.
Sessizliği bozan şey yanımıza bir kızın gelmesiydi.

K: tanışalım mı?
Hj: hayır

Hyunjin çocuk gibi bana daha sıkı sarılıp

Hj: kimseyle tanışmak istemiyorum.

Demişti. Kız duyduklarına karşılık tek bir şey bile söylemeden arkasını dönüp gitti. Yeniden baş başa kalmıştık.

Hj: Ben seni çok özledim, yanıma daha çok gel.
Eun: hmm, tamam daha sık seni ziyaret ederim.

Bir süre tatlı tatlı sohbet etmiştik.
Hyunjin aniden doğrulup

Hj: birlikte luna parka gidelim mi? Bizimkileri de çağırırız. Baya eğleniriz, ne dersin?
Eun: oluuur! Bende çok isterim. Ne zaman gidelim
Hj: bu gün gidelim. Olmaz mı?
Eun: ama çok aceleye gelmiş olmaz mı? Daha kimseye söylemedik bile
Hj: Ya ne olacak sanki, ararım gelirler.
Hatta arıyorum şimdi.

Onu bu kadar heyecanlı gördüğüm için kırmak istemedim.
Arkadaşlarını aradı ve yarım saat içinde toplanmışlardı.









Sıradaki bölüm luna park macerası arkadaşlar. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
💖💖










Baş BelasıWhere stories live. Discover now