Jisung 17 yaşında lise öğrencisi. Hayatı doğduğu andan itibaren berbattı. Defalarca kez intihara kalkıştı ancak her seferinde korkup vazgeçti. Ve herşey birgün zorbası Minhonun Jisungun günlüğünü okumasıyla değişiyor.
Yazdığım ilk fic
Fikri yabancı...
Sabahın erken saatleriydi. Bugün okula gitmek için normal saatimden bir saat erken çıkmıştım evden. Sabah sabah dayımla kavga etmiş ve gereksiz yere birsürü dayak yemiştim. En son zorla kendimi evden dışarı atarak kurtuldum.
Dudağımdaki kanı başparmağımla silerken çantamı yere atıp kaldırımın kenarına oturdum. Tenha bir sokaktaydım. Sokağın ucundaki caddeden araba sesleri geliyordu. Herzamanki gibi yine gökyüzüne baktım.
Küçüklüğümden beri olan takıntımdı gökyüzünü izlemek. Oturup saatlerce kıpırdamadan bakabilirdim. Beni rahatlatan tek şeydi gökyüzü. Bir şarkının en güzel melodisi gibiydi.
Telefonuma gelen mesajla gerçek dünyaya geri döndüm. Yazan Yijun du.
Y-Günaydın meleğim
Y-Nasılsın
Y-Güzel uyudun mu
Y-Gökyüzü çok güzel değil mi
Günaydın-H
okula gidiyorum-H
Y-Şimdiden mi
Y-Bişe mi oldu
Y-Hemen geliyorum
Telefonumu cebime koydum. Bir süre daha yorgunluğumu atıp ayağa kalktım ve okula ilerlemeye başladım. Okul kapısına geldiğimde Yijun ordaydı. Bu kadar hızlı gelmeyi nasıl başarmıştı?
Beni farkettiğinde hemen koşup bana sarıldı. Aslında pek hoşuma gitmemişti ama onu kırmak istemediğimden bende sarıldım.
-Nasılsın meleğim. Bi yerin acıyor mu. Dedi Başparmağıyla yanağımdaki morluğu okşarken.
-İyiyim ben teşekkürler
-Meleğim iyi olmadığını biliyorsun. Gel lavaboya gidelimde yüzünü yıka
Ben daha cevap veremeden kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Lavaboya geldiğimizde çantalarımızı yere atıp ikimizde suyla oynamaya başladık. Aslında baya eğleniyordum. Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım
-Yijun kes şunu dedim gülerken ve avucumu suyla doldurup yüzüne fırlattım.
-Mağlubiyetini kabul et meleğim derken üstüme dahada su fırlattı.
Bir anda ayağım ıslak zemin üzerinde kaydı ve tam yere düşecekken Yijun beni belimden kavrayıp kendine doğru çekmesiyle vücutlarımız buluştu. Ben kendime gelemeden diğer elini sırtıma koyup beni kendisine dahada yaklaştırdı.
-İyimisin meleğim
Ayağa kalkıp teşekkür edecektim ancak beni bırakmıyordu. Gözlerine baktım. Aramızda neredeyse hiç mesafe yoktu. Kendimi geri itmeye çalıştım ancak belimi daha sıkı kavrayarak yüzünü benimkine dahada yaklaştırmaya başladı. Bu yakınlık beni fazla rahatsız ediyordu.
-Yijun b-bırakırmısın
Beni dinlemeyip yüzünü yaklaştırmaya devam etti. Burunlarımız birbirine değiyordu. Yüzümü uzaklaştırmaya çalıştım. Sırtımdaki elini üniformamın altına geçirerek tenime dokundu ve sırtımı sıvazlamaya başladı. Eli tenime değdiği an tüylerim diken diken olmuştu.
-Yijun bırak!
-Sencede bu arkadaşlığımızı biraz daha ileri götüremezmiyiz meleğim
Belimi tutan elini yavaşça kalçama doğru indirdi. Sürekli olarak kendimi itmeye çalışıyordum ama gücüm yetmiyordu.
-Rahatsız oluyorum. Lütfen bırak.
Dudağı benimkine değmek üzereydi. Gözlerimi sıkıca kapattım. Terlemeye başlamıştım. Dudaklarımız birbirine değdiğinde daha kurtulamayacağımı anladım. Ben kendimi çektikçe o dudaklarını dahada yapıştırdı. Midem bulanıyordu. Yaptığı şey aşırı iğrençti. Nefes almak için öpmeyi bıraktığında bağırdım
-Yijun istemiyorum. Lütfen bırak.
Sonunda beni bıraktı.
-Şey özür dilerim meleğim. Ben sadec...
Dediğini dinlemeden hemen çantamı alıp dışarı kaçtım. Tüm koridor boyu hızlıca koşdum. Gözlerim yaşarmıştı. Bahçeye çıktığım anda omzum birine çarptı. Kim olduğuna bile tam bakamadan hızlıca koştum ancak ayakkabılarından çarptığım kişinin Minho olduğunu anlamıştım.
Okuldan yeterince uzaklaştığımda tenha bir sokakta kendimi yere atıp ağlamaya başladım. Su şişemdeki suyla defalarca ağzımı yıkadım. Uzun bir sürenin ardından doğru düzgün bir arkadaş yaptım sanmıştım. Bu davranışı kalbimi çok kırmıştı. Birdaha onun yüzünü görmek istemiyordum.
Bu bölüm fazla kısa oldu😭😭
Tatiliniz nasıl geçiyor
Eğer modunuz düşükse Jisung her zaman sizin için burda
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.