speical ep. two | lips • jayhoon

604 52 24
                                    

Sunghoon'dan

"Lütfen Jay. Lütfen."

Şu an mutfaktaki tezgahın önünde, Jay'i kendimle tezgah arasında sıkıştırdım. Ama yüzüme bakmıyor çünkü arkadasını dönük.

Belindeki ellerimi iyice sarıp tekrar konuştum.

"Jay-ah bir sürü şey söyledim. Cevap vermeyecek misin?"

Ve yine ses yok. Cidden sinirinden yaptığını bilmesem bayıldı falan sanardım.

"Jongseong. Bir şey söyliyecek misin yoksa yine kelimelerle değil de çok başka şeylerle mi konuşalım?"

"Seni affetmiyorum Hoon. Hem eve de bir kaç eşya almak için geldim. Yeter artık bırak beni."

Elleriyle benim ellerimi ittirmeye çalıştı ama tabii ki başaramadı.

"Çırpınıp durma Jongseong. Kendimi affettirmeye çalışıyorum burda."

"Sen bana değil Jake'e affettirmeye çalış kendini tamam mı? Bırak beni."

İlk başta ellerimi gevşetip bana dönmesini bekledim. Tabii o bırakacağımı sandı orası ayrı konu. Bana doğru dönünce tekrar onu kendimle tezgah arasında iyice sıkıştırdım.

"Zorluyorsun şu an Hoon."

Gözlerime bakmıyor ve sadece kaşlarını çatıyor.

O bu şekilde dururken yüzüne yaklaşıp kaşlarının arasından öpüp fısıldadım.

"Bana kızgın olmanı sevmiyorum."

"Sana kızgın olan tek kişi ben değilim Hoon. Önce yaptığın pisliği düzelt."

"Ya. Offff. Tamam. Bak ben pisliğim, iğrencim, tam bir şerefsizim, oçum, aptalın tekiyim tamam mı? Hepsini kabul ediyorum. Ama bir şeyi kafama koyunca kolay kolay vazgeçemiyorum Jongseong biliyorsun. Yaptığımın yanlış olduğunu da yeni fark ediyorum. Bütün uyarılarına rağmen aptal aptal davranmaya devam ettiğim için de özür dilerim. Lütfen uzamasın daha fazla."

Derin bir nefes alıp tekrar konuştum.

"Seninle konuşmamak bana iyi gelmiyor. Lütfen."

Alnımı anlına yaslayıp bir süre öylece bekledim. O da hiçbir tepki vermeden bana ayak uydurdu.

"Düzelteceğine söz ver."

"Söz veriyorum bebeğim. Söz veriyorum beni affetmeleri için her şeyi yapacağım."

"Ve seni bir daha böyle görmek istemiyorum tamam mı? Kendini de düzelteceğine söz ver Sunghoon. Hırsların yüzünden tekrar aramız bozulsun istemiyorum. Çünkü seninle konuşmamak bana da iyi gelmiyor."

Böyle söyleyince gülümseyerek ona baktım. Şu an onu ısırabilir miyim sizce?

"Tamam. Söz veriyorum bu huyumu da değiştireceğim. Sırf senin için."

Göz kırpıp söylediğimde kısa bir kahkaha attı. Sonra kahkahası küçük bir gülümsemeye dönüşünce fırsat bu fırsat diyip...

Öptüm.

Önce yavaş yavaş başladı. Sonrası ise benim hızlanmam sonucunda Jay da bana ayak uydurdu.

Ve o mükemmel dudaklarıyla başlayan gece, ikimizin de yatakta birbirimize sarılarak uyandığımız bir sabahla filizlendi...

.
.
.
.

Şu an bir saçmalığın tam ortasındayım.

"Sen ne saçmaladığının farkında mısın?"

LITTLE | yunkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin