0.7

351 43 22
                                    

Kedimi kaybettiğim gün saatlerce ağlamış ve sürekli dışarıda bir sağa bir sola koşuşturmuştum. en sonunda bulamadığımı anlayınca yere yığılıp kalmıştım. en yakın arkadaşım jennie o zamanlar bana çok destek olmuştu .

kedim leo bana babamın emanetiydi ve ben ona sahip çıkamayacak kadar aptal biriydim.

kendimi eve kapatmış suçlarken jennie yanıma elinde bir sürü kağıtla gelmişti . kağıtlardan birini elime tutuşturduğunda leo için kayıp ilanı oluşturduğunu görmüştüm.

"hadi kalk bunları şehrin her yerine asalım . umarım iyi bir insana denk gelirizde kedini buluruz lisaa"

sadece umarım diyebilmiştim ona ve o gün ,gün batımına kadar afişleri asabildiğimiz her yere asmıştık. kafelerin camlarına , sokak lambaların direklerine, işlek caddelerin duvarlarına ve iyi ki de otobüs duraklarına.

elimizdeki bütün afişleri bitirdiğimizde evime gelmiştik ve bu seferde saatlerce telefonumun başında beklemiştik , belki arayan olur diye.

bir kaç saat geçtikten sonra telefonumda yabancı bir numara belirmişti . çalmasına izin vermeden hemen açıp kulağıma yasladığımda adamın biri kedimi bulduğunu söylemişti . o an o kadar mutlu olmuştumki hemen adamdan olduğu konumu isteyip gitmiştim. bir umut heveslenmiştim ama bulduğu kedi benim leom değildi.

bir kaç kez daha aynı durumu yaşadığımda bu sefer emin olmuştum . asla bulamayacaktım leoyu.

aradan bir hafta geçmişti ve artık arayan soran hiç olmamıştı . artık ümidi kesmiştim . ama o gün telefonuma bir mesaj gelmişti . hiç bulamayacağımı sandığım kedimi biri bulmuştu ve bana fotoğrafını göndermişti. evet gerçekten o fotoğraftaki benim kedim leoydu. o kadar mutlu olmuştumki hemen leoyu alıp doya doya öpmek istemiştim . ama ne yazıkki öyle olmamıştı . leo korede değildi. bulan kişi bana ,leonun başına bir iş gelmemesi için onu her yere kendisi ile birlikte götürdüğünü söylemişti. bu gerçekten beni mutlu etmişti.böyle insanlar var mıydı hala?

ama şunu da söylemeliyimki ilk başta gerçekten beni sinir etmeyi ihmal etmemişti . yok tasması yok sana vermem gibisinden bir sürü cümle kurmuştu. ve her konuşmamızda sanki vermek istemiyormuş gibi imada bulunmuştu. bu yüzden bir kaç gün onunla sohbet etmek zorunda kalmıştım ,söylediklerinin  gerçek mi değil mi olduğunu anlamak için ama o iyi birisiydi ve bunu sadece beni kızdırmak için yaptığını anlamıştım. bu arada ismi de chaeyoung tı. onunla konuşurken hayatımda hiç gülmediğim kadar gülmüştüm. neden söylediği her saçma şeye gülümsüyordum?

şimdi ise yarın kedim leo ile birlikte koreye dönüyorlardı. ve ben gerçekten hiç olmadığım kadar heyecanlıydım. peki sadece kedim leoya kavuşacağım için miydi bu heyecan ? işte bundan pek emin değildim çünkü chaeyoung ile görüntülü konuştuğumuz günden bu yana her gece rüyalarıma girmiş olmasıydı ve bu rüyalar hiç masum değillerdi.


.
x
.
öylesine geçiş bölümü yazayım dedim toparlamak adına . bence güzel oldu sanki

şimdi tek sıkıntı şu sadece text mi olsun arada düz yazılarda olsun mu?

red cat  ||chaelisaWhere stories live. Discover now