-26-

156 13 52
                                    

Evvelsi günümüz etrafı hazırlamak ile geçti. İşim bittiğinde Ran ve Rindou'ya bir alışveriş listesi yapıp onları markete yolladıktan sonra kendimi koltuklardan birine attım. Hava o kadar sıcak ve bunaltıcıydı ki bir duşa girme kararı aldım.

Soğuk su iyi gelmişti. Kendime geldikten sonra bornozumu giyip mutfağa gittim evde kimse olmadığı için rahat rahat davranabiliyordum. Telefonumdan son ses bir şarkı açtım ve kendimce takılmaya başladım. Bir yandan şarkıya eşlik edip bir yandan evin etrafında dolaşıyordum.

İzana: Evin içinde hep böyle misin?

Duyduğum ses ile irkilerek yavaşça arkamı döndüm.

Ayça: Burda ne işin var?

İzana: Seni kontrol etmeye gelmiştim ama evin içinde sürekli böyleysen senin haitaniler ile kalmana izin veremem.

Ayça: Böyle derken-

O sırada kendime baktığımda ıslak ve darmadağın saçlarım ve üzerimdeki bornoza bakakaldım.

💭: Bu çok utanç verici.

Kızardığımı hissedince arkamı döndüm.

Ayça: Ben şey giyinip gelicem.

Yeniden izanaya döndüm ve koşarak yanından geçtim. Kendimi odama atıp yatağa oturdum.

💭: Tam gelecek vakti buldu yaa. Bu çok sinir bozucu.

Bir süre oturduktan sonra kapının çalmadı ile kendime geldim.

İzana: Giyinemedin mi? Yardım etmemi ister misin?

Sesinde zevk alır gibi bir hava vardı. Hiç bişi demedim ve hemen giyindim. Üzerime de dün aldığım şort tişört takımını giymiştim. Odadan çıktığım bide duvarda yaslanmış İzana ile karşılaştım.

İzana: Sen ciddi misin?

Ayça: Ne oldu?

İzana uzun süre kıyafetimi baştan aşağı süzdü.

İzana: Tch yok bişi.

💭: Garip davranıyor.

Onu şimdilik umursamama kararı aldım. Aşağı indim ve kendime bir bardak kahve yaptım. Kahvemi masaya koyup dolaptan yanına bir şeyler çıkardım. Masaya oturdum ve yemeye başladım bir yandan da telefondan bu gün dinleyeceğimiz şarkıları ayarlıyordum. İzana bir süre ortada görünmedikten sonra mutfağa girdi. Ona bie kere baktıktan sonra kahvemden bir yudum aldım.

İzananın yanında hiç rahat değildim. Hiç bişi yapmasa bile kalbim çok hızlı atıyordu. Onun varlığı bile yetiyordu. Ben onu umursamıyormuş gibi yaparken İzana yanıma geldi ve kahvemden bir yudum aldı ama fark ettiğim bişi varsa oda nerdeyse benimle aynı yerden içmiş olmasıydı.

Ayça: Kahve istiyorsan yapabilirim.

Sandalyeden kalmak için hareketlendiğimde İzana beni omuzlarımdan tutum aşağı ittirdi.

İzana: Kahve istemiyorum. Senin kahveni istiyorum.

Ayça: Tamam ben yapınca benim kahvem olacak.

İzana sağıma geldi. Eli ile çenemi tutup kendine çevirdi.

İzana: Öyle değil senin içtiğin kahveden istiyorum.

Bakışlarımı hemen kaçırdım ve kızardığımı hissettim. İzana kocaman bir gülümseme ile beni izliyordu.

💭: Tüm bu zaman içinde bunu yapmak istemiştim ya şimdi ya hiç.

İki elimle İzana'nın kafasını tutup sertçe masaya çarptırdım. Kafası masanın kenarına fenk gelmişti ve kafasından olup olup kan geliyordu. Gördüğüm kan ilr kendimi kusmamak için zor tutarak evden hızla uzaklaştım.

Kimse Farkında Değil (Tokyo Revengers)Where stories live. Discover now