*O yaşıyor*

124 14 4
                                    

(Ryujin'den)

Şu not olaylarından sıkılmaya başladım iyice ama ben nereye baksam not her yerde not bu nasıl iş ya ! Neyse şu son şeyi okuduktan sonra depo gezme mevzusunu biz elimizde telefon flashı hepimiz küçük kare depoda gezerken kapı ve anahtar arıyorduk tamam hadi anahtarı geçtim de kapı nerede olabilir ya ? Hani benim bildiğim kapılar normalde böyle duvarda falan oluyor da tavanda mı olacak yani.Bir dakika ya tavan buldum kafam çalışmaya başladı tavan! Direk aklıma gelen şey ile diğerlerine döndüm:

-"Buldum ! Tavanda kapı tavanda !"

Bunu duyunca ilk başta herkes bana 'Yalnızlıktan kafayı yedi bu ' bakışı attılar ama daha sonra telefon flashlarımızı yukarı doğru çevirdiğimizde yukarıda bir kapı kulpu bulduk.Şimdi sorun ise anahtar.

....

Her yere baktık çok ciddiyim bakmadığımız yer kalmadı ve hepimiz acıkmaya , susamaya ve yorulmaya başlamıştık ama yok anahtar falan yok burada.Ama bir dakika sanırım bakmadığımız son bir yer kalmıştı.

Cesedin üstünü aramadık...

(Lia'dan)

Tavana da kapı koymazsın be kafes tavşanı.Cidden ne alaka ya bakın burada ne güzel mis gibi duvar varken hangi akıllı kapıyı tavana koyar ya ? Neyse açız susuzuz ve hala depodayız...Ayağım artık daha çok ağrımaya başlamıştı yerimden kalkamıyordum zaten şimdi kılımı bile kıpırdatamıyorum. Arkadaşlarım her yerde manyak gibi anahtar arıyor bende cesedin yanında oturuyordum.Tabi arada sıkılınca yanımdaki cesetle falan da konuşuyordum.Biliyorum delirdim ciddi anlamda delirdim ben burada kafayı yedim yalan yok ama diğerleri de benden farksızdı.Ben yanımdaki şuanlık en yakın arkadaşım olan ceset ile çok sıkıldım hayat beni çok yordu diye yakınırken aklıma anahtarın cesedin bir yerlerinde olabileceği geldi ve ben hareket edemediğim için bizimkilere döndüm:

-"Bence cesette anahtar bir baksanıza bizim kafes tavşanının işi belli olmaz"

Bunu duyunca aslında gayet de iyi bir fikirdi haklıydım o psikopatın sağı solu belli olmaz.Ama cesedin üstünü aramak.Orası biraz sıkıntı işte herkes kim bakacak diye birbirine bakarken arkadan Felix geldi ve yanımdaki cesedin yanına çöküp ceplerini karıştırdı ve bulduğu şeyle adeta gözleri parladı.Anahtar cesedin ceketinin cebindeymiş . Bulunca anahtarı neredeyse sevinç çığlıkları atıyordum.Uzun bir süre sonra ilk kez böyle mutlu olmuştum ben ve bu iyi gelmişti.

Chan Changbini sırtına almış Changbin elinde anahtar ile tavandaki kapıyı açmaya çalışıyordu ve en sonunda açıldı kapı. Uzun bir merdiven aşağı iniyordu.Ve merdiveni gördüğümde aklıma gelen ilk şey bu ayağımla nasıl en az 30 basamaklı bu merdiveni çıkabileceğimdi...

Herkes çıkıyordu yukarı ve en son depoda 4 kişi kaldık. Chan,Minho ,Yuna ve ben. Yuna başım dönüyor diyip duruyor ve ayağa kalkamadığını söylüyordu.Benim durumum ise ortada zaten...

Minho'nun bana doğru gelmeye başlamasıyla ona doğru dönmüştüm.Beni kucağına alıp merdivene doğru adımladı.Bu sırada Yuna bir köşede yere çökmüş oturuyor yukarıdaki Jeongin Yuna iyi mi diye bas bas bağırıyordu.Artık başım çatlamaya başlamıştı elimle başımı ovuşturmaya başladığımda sonunda sessizliği böldü:

-"Başın mı ağrıyor yanımda ilaç vardı istersen verebilirim"

-"Çok iyi olur"

-"Çıkınca veririm"

İlaç içersem belki geçerdi baş ağrım ama hiç sanmıyorum çünkü benim başım düşünmekten ağrıyor gerçekten hiç iyi değildim hiçbirimiz değildik...

THE IDOL HOTEL | SKZ & ITZYOnde histórias criam vida. Descubra agora