Arda daha ne olduğunu bile anlamadan adam onun kafasına silahının kabzasıyla vurup bayılttı. Adam, hızlıca Leyla'ya yaklaşıp burnunu mendille kapattı. O da ne olduğunu anlayamadan, tek kelime edemeden bayıldı.
Takım elbiseli bu garip adam, Leyla'yı kucaklayıp sonra da odadaki tekerlekli sandalyeye oturtup bağladı. Odaya giren doktoru görünce ne yapacağını şaşırdı. Silahının susturucusunu açıp doktoru vurdu. Doktor yere yığıldı. Muhtemelen ölmüştü.
Ama şimdi doktoru düşünmenin sırası değildi. Leyla'yı kaçırmak için gelmişti buraya. Şimdiye kadar iyi bir ilerleme kaydetmişti. Buradan sonra bırakamazdı.
Doktor kafasından vurulduğu için kıyafeti kan lekesi olmamıştı. Adam, hemen onun kıyafetlerini giydi, kendininkilerini de bir poşete koydu. Şimdi, Leyla ile gitmenin tam zamanıydı.
Odadan sakin bir şekilde çıktı. Hastanenin çıkışına kadar sorunsuz bir şekilde gitti. Planın diğer parçası, Leyla'yı kaçırmak için bir araba bulmaktı. Aynı zamanda bu planda şüpheye yer yoktu. Kimsenin dikkatini çekmemeliydi.
O anda aklına bir fikir geldi. Ambulansın yanına kadar gidip, şoförünü bayılttı. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü. Kayıt alan kamerayı, susturucuyu açıp vurarak parçaladı.
Leyla'yı ambulansa bindirip sedyeye bağladı. Şoför koltuğuna geçip, ambulansı çalıştırarak yola koyulmaya başladı. Nereye gideceğini çok iyi biliyordu.
Arda, gözlerini yavaş yavaş açtı. Başı çok ağrıyordu. Yattığı yerden doğruldu, birden şoka girdi: Leyla yoktu!
Endişelenmeye başlamıştı. Daha girdiği şoku atlatamamışken, yerde kanlar içinde yatan doktoru gördü. Bir kez daha şoka girdi.
''Ne oluyor burada ya!? Kafayı sıyıracağım valla!''
Arda, sakinleşmeye çalışıp dinlenme odasından çıktı. Hemen güvenliğin yanına gidip, olan biten her şeyi büyük bir telaşla anlattı. Güvenlik de tedirgin olmuştu.
Kamera kayıtlarını incelediler ilk olarak. Ama sonuç umutsuz vakaydı. Bizim o garip adam, önceden her şeyi planlayıp Hacker ortağına hastanenin tüm iç mekân kameralarını devre dışı bıraktırmıştı. Böylece, onu kimse fark edemeyecek ve yakalayamayacaktı.
Arda, soluğu nerede alması gerektiğini biliyordu: Karakolda!
Bizim şu garip adamın ismini söyleyeyim, hikayeyi kurgularken işimi zorlaştırıyor :D. Garip adamımızın ismi, Demir. Hadi hikâyeye geri dönelim.
Demir, Leyla'yı dağdaki kulübesine getirmişti. Ambulansla çıkması zor olmamıştı, önceden kulübeye doğru çıkan bir yol yaptırmıştı.
Leyla'nın hastane kıyafetini çıkarıp, önceden hazırladığı tişört ve eşofmanı giydirdi. O sırada Leyla, yavaş yavaş gözlerini açıyordu. Gözlerini açınca, neye uğradığını şaşırdı. Demir'i birden çıplak görünce çığlığı bastı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZARA AŞK
RomanceArda'nın Leyla'ya arabayla çarpmasıyla bu ikilinin arasında bir aşk doğar. Peki ya bu aşk sahteyse? Doğrularımız, şüphelerimizden mi ibarettir? Aşk gerçekten hissedilen bir şey mi? 🌹 🌹 🌹 Umarım beğenirsiniz 🍁🍁🍁
