3. Bölüm: "Kabus"

178 22 14
                                    

Gecenin karanlığında bir ışık aramak istercesine etrafıma bakındım. Neredeydim? Rüzgarın soğukluğu yüzümü okşadı. Dışardaydım, belki bir sokakta. Sokak lambaları neredeydi? Kafamı gökyüzünü görme ihtiyacıyla yukarı kaldırdım. Tepemdeki sokak lambası sanki onu aradığımı hissetmiş gibi aniden açıldığında gözlerim kamaştı.

Burası Efser'i bulduğun sokaktı, bu gerçeklik korkmama neden olduğunda ayaklarım birkaç adım gerilediler. Sırtım birisine çarptığında irkilerek arkamı döndüm ve ondan birkaç adım uzaklaştım. Sokak lambasının ışığı siyah saçlarına vuruyor, göz kapaklarına gölge düşürüyordu. Efser boş bakışlarıyla bana bakarken ela rengi gözleri tepemizdeki ışığı yansıtıyordu.

"Efser." İsmi ağzımdan şokla döküldü ancak o tepki vermeyince ne yapacağımı bilemeyerek etrafıma bakındım.

"Niye buradayız? Gidelim hadi."

Cevap vermemeye devam ettiğinde ona birkaç adım yaklaşıp aramızdaki mesafeyi kapattım. Ona seslenmek için tekrar ağzımı açtığın sırada sokağın diğer ucundan gelen sesle o tarafa döndüm.

Sarışın, cüsseli bir adamdı gelen. Elindeki sopayı kaldırıma sürterek yavaş adımlarla bize doğru yaklaşıyordu, o sırada alnındaki derin yaradan akan kanları görmek tam anlamıyla dehşete düşmeme neden oldu. Ellerim korkuyla titremeye başladığında yardım istercesine Efser'e baktım. Ancak o, bana hissiz bakışlarıyla bakmaya devam ediyordu.

"Ödeşme zamanı geldi."

Sarışın adamın alaycı sesi kulağıma dolduğunda onun kim olduğunu hatırladım, bu öldürdüğümüz adamdı. Efser'le benim birlikte öldürdüğümüz adamdı.

Bacaklarım titremeye başladığında bakışlarım Efser'e döndü. "Gidelim, lütfen."

Ancak Efser cevap vermiyordu, öfkeli bakışları benim üstümdeydi. Adamla aramızda birkaç metre kaldığında kendime yabancı gelen bir sesle bağırdım.

"Yaklaşma bize, git."

"Sıra sen de." Sarışın adamın sesiyle korkuyla birkaç adım daha geriledim.
Efser'in arkasında durduğumda, kapüşonlusunun kolundan tutup onu çekiştirdim.

"Yürüsene Efser, gidelim hadi." Sesim dehşete düşmüş gibiydi. Titrek ve güçsüzdü.

Efser hareket etmedi ama yönünü bana döndürdü. Kafamı tekrar sarışın adama çevirdiğim de aramızda beş adımlık mesafenin kaldığını gördüğümde Efser'i çekiştirmeyi bıraktım.

"Ben korkuyorum." Ağzımdan dökülen kelimeler fazla dürüstü.

Adam elindeki sopayı hızlıca havaya kaldığında çığlık atarak geri kaçmaya çalıştım fakat Efser kaçmama izin vermeyerek kollarımdan sıkıca tuttuğunda dehşete düşerek bağırdım.

"Efser, bırak!" Ancak bırakmadı hatta tutuşu daha sıkılaştı. Bunu bana neden yapıyordu?

"Lütfen bırak beni!" Tekrar bağırdığımda kollarımı tutan elleri beni sarsmaya başladı. "Beni öldürecek..."

YAFTAWhere stories live. Discover now