10

202 22 41
                                    

Arabadan inerken iyice gerilmiştim, abimi ve babamı kızdırmak büyük cesaret isterdi ve sinirlendikleri zaman bırakın Hyunjin'i annem bile yardım edemezdi.

"Tamam sakin ol, ben bir şekilde konuşur kızmamaları için çaba gösteririm." Kendimi tutamayıp Hyunjin'e sarıldım, ne kadar beni sinirlendirse de çok seviyordum.

"Teşekkür ederim, seni zor durumda bıraktığım için üzgünüm."

"Tamam tamam, yeter bu kadar hadi daha fazla bekletirsek daha da sinirlenecekler."

Başıma hep böyle bela açınca beni Hyunjin kurtarırdı, bir keresinde yine bir arkadaşımın evine gittiğimde beni alması için Hyunjin'i beklerken az kalsın tecavüz ediliyordum. O yüzden evdekiler dışarı geç saatte çıkmama izin vermezdi, ben bir de yetmezmiş gibi haber vermeden gitmiştim. Salak kafam.

Eve girdiğimiz an annem bana sarılmıştı, kollarımı ona sardım ve sakinleşmesini bekledim. Çok korktuğu belliydi.

"Özür dilerim anne, çok özür dilerim." Gözlerim dolmuştu ve sesim titriyordu, annemi böylesine korkutmak içimi parçalamıştı.

"Özür dilemen hatanı örtmeye yetmez Hyunseol." Arkadan çıkan Chansung abimi görünce annemden ayrıldım. Kafamı eğip dudağımı dişledim, kafama sokayım.

"Abi özür dilerim, bir arkadaşımın yanındaydım ve telefonumu sessizden almayı unutmuşum."

"Tek kabahatin bu mu sence?" Hiç istifini bozmadan cevap vermesi beni daha fazla germişti. Benden cevap gelmeyeceğini anlayınca derin bir nefes verip sesini yükseltti.

"Bu saatte dışarıda tek olmaman gerektiğini bilmiyor musun, Ne diye gelip özür diliyorsun o zaman?"

Sadece yüzüne bakıyordum ve cevap veremiyordum, Chansung abim susmazken babamda konuşmayıp sadece bana bakıyordu. Büyük ihtimal söyleyeceği her şeyi abim söylüyordu zaten.

"Bana bak Hyunseol, bundan sonra okuldan seni ben alacağım o ibne arkadaşına güven olmuyor, Hyunjin'de senin gibi bir sey zaten ona da güven olmaz. Sen okuldan çıktığın an bekletmeden seni alacağım."

"Ve uzun bir süre okul dışında bir yere gitmen yasak." Babama dönüp ağzımı açtım ama o an abim tarafından susturuldum.

"İtiraz yok Hyunseol, amacın ne hala bilmiyorum. Başına daha öncesinde kötü bir olay geldi ve Hyunjin yetişmese şu an burada olamayabilirdin, aynı olay başına tekrar gelsin diye mi çabalıyorsun?" Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım, abim böyle diyerek beni iyice korkutmuştu.

"Özür dilerim hepinizden, hiçbirinizi korkutmak istememiştim." Herhangi bir cevap gelmeyince odama gittim. Bu kadar mutluluk bana fazla olduğu için Tanrı'nın bir şekilde hepsini benden alması lazımdı(!). Abimin beni okuldan alması sıkıntıydı, bazen Jeongin ile sadece çıkışta konuşuyorduk artık o da olmayacaktı...

"Seol?" Kapının ardından bana seslenen Hyunjin'le sebepsiz yere sevindim.

"Gel abi." Odaya girince yanıma geldi ve direkt bana sarıldı. Ben de karşılık verince saçlarımı öptü ve yatağa oturdu.

"Bizi çok korkuttun başına bir şey geldi sandık."

"Özür dilerim durumun bu kadar ciddileşeceğini düşünmedim."

"Orada Jeongin'in ile fingirdeşirken bizi düşünmene şaşırırdım zaten." Yastığımı alıp kafasına geçirince kafama çok sert olmayacak şekilde vurmuştu ama acıtmıştı, eli ağırdı pisliğin.

"Ya Hyunjin acıttın."

''Sus abiye yükselme, neyse neler yaptınız bakalım Jeongin beyle?" Bunu diyince biraz gülümsedim ve gözlerimi kaçırdım, Hyunjin ise gözlerini fal taşı gibi açıp yanaklarımdan tutup ona bakmamı sağladı.

Hype Boy | Jeongin حيث تعيش القصص. اكتشف الآن