1.Bölüm: 15.15 Seansı

324 65 9
                                    

"15.15 SEANSI"

🌸🦋

"15... Her şeye ve herkese rağmen bu senin için"

Bölüm Şarkısı: Ruth B. - Dandelions

Camdan esen sıcak rüzgar sekreterin masasındaki kağıtları havalandırıp uçuştururken kucağımdaki sırt çantama takılı figür oyuncakla oynamakla meşguldüm, aslında bu oyuncakla oynamam sadece bir gösterişti. Bütün zihnimle bir an önce buradaki işimin bitmesini ve eve gitmeyi bekliyordum. Yapacak bir sürü işim vardı daha, buraya gelmem şart mıydı? Psikolog kliniğinde sadece sekreter ve ben vardım. Sekreter önündeki bilgisayara kilitlenmiş bir halde işlerini hallediyordu. Ben de öylece bekliyordum, içerideki hasta neredeyse on beş dakika önce seansa girmişti. Ne kadar sürüyordu ki bu seanslar? Derin bir nefes alıp bileğimde takılı olan saate baktım.

15.05

Bu işkence daha ne kadar sürecekti? Kendi düşüncelerimin içinde boğulduğum sırada kliniğin zili aşağıdan çaldı. Sekreter gözlüğünü düzeltip masadan kalkarken çoktan yönünü megafona doğru çevirmişti. Görüntü kısmından geleni kontrol edip birkaç tuşa bastı ve daha aşağıdaki yukarıya çıkmadan dış kapıyı açtı, ayna karşısında üzerine çeki düzen vermeye başladı. Kim geliyordu ki?

Asansör kapısı sesli bir şekilde açıldığında otomatik olarak ben de gelen kim diye o tarafa bakıyordum. Tekerlekli sandalyede genç bir adam ve onun arkasında yaşlı bir kadın vardı. Kadının yüzü oldukça güleçti, tonton sevimli teyzelere benziyordu. Adam ise oldukça gençti, tekerlekli sandalyeye mahrum olamayacak kadar gençti hem de.

Adam kliniğe girerken sekreter ona yardım etmek istedi ama adam kesin bir şekilde geri çekilerek kendi çabasıyla içeri girdi. Benim karşı tarafımda durarak az önce benim baktığım yere yani psikologun kapısına bakmaya başladı.

"Hoşgeldiniz, Ekin Bey ve Hale Hanım. Aydan Hanım bir seanstalar, on dakikaya kadar biter. Masal Hanım'dan sonra sizi alacağım." dedi sekreter. Benim adımı söylediğinde eliyle de beni referanslamıştı. Adının Hale olduğunu öğrendiğim yaşlı teyze bana tebessüm gösterirken ben de ona tebessüm gösterdim. Adının Ekin olduğunu öğrendiğim tekerlekli sandalyedeki adam ise bana hiç bakmıyordu, gözlerinin dolaştığı hatta sabit kaldığı tek kişi sekreterdi.

"Ne kadar süre beklememiz gerekiyor?" diye sordu oldukça soğuk ses tonuyla.

Sekreter bir süre düşünüp söze girdi. "Kırk beş dakika falan bekleteceğim sizi, aslında sizi biraz daha geç bekliyordum."

Ekin yüzünü asıp cebinden telefonunu çıkardı, sekretere gösterirken bıkkın şekilde konuşmayı sürdürdü. "Aydan Hanım beni aradı ve bu sefer ki seansa yarım saat önce gelmemi söyledi, bundan sizin bilginiz yok mu?"

Sekreter kaşlarını hafif çatarken ben de çatmaya başladım. Benim saatimle aynı saatte başkasına mı randevu verilmişti?

Sekreter masasındaki kağıtları, defterleri kontrol etmeye başladı akabinde masadaki telefonu kullanarak sanırım psikologu aradı. Psikologun sesini duyamasam da aralarında geçen sohbetin az çok ne olduğu belli oluyordu.

"Aydan Hanım, Ekin Beyler geldiler. Masal da burada. İkisinin seansı da aynı saate denk-... Tamam, anlıyorum. Söylediğiniz şekilde yönlendireceğim." Ve telefonu kapattı. Neydi bu şimdi? Normalde sekretere niye aynı saatte denk geldiğimizi sormam gerekirdi ama sanki adam bundan rahatsız olduğumu düşünebilirdi ve belki de bunu tekerlekli sandalyede olmasına bağlardı. Sanki ondan rahatsız olmuşum gibi ama rahatsız olduğum falan yoktu. O zaman neden böyle şeyler düşünüyordum?

Bir insan kendisiyle bu kadar çelişebilir mi? Nefret ediyorum. Sus Masal, zihnini sustur.

Sessiz kalmaya karar verdim, zaten sessizdim ama önemli olan zihin sessizliğiydi.

Karşımdaki adam ve ben öylece bekliyorduk. İkimizin de burada çok uzun süre beklemeye niyeti yok gibi görünüyordu.

Ekin'e bakmamak için dakikalardır kucağımda duran ellerime bakıyordum. En sonunda içerideki kadın çıkıp gittiğinde sekretere bakmaya başladım.

"Ekin Bey ve Masal Hanım, psikolog ikinizi beraber istiyor," dediğinde oturduğum yerde kalakaldım. Bu neydi şimdi? Bakışlarım birkaç saniyenin ardından Ekin'i bulduğunda onun da bana baktığını fark ettim.

Ekin benden önce söze girdi. "Bu ne demek oluyor Ahu Hanım?" dediğinde şaşırdım. Sekreterin adını ilk defa duyuyordum. Sonuçta buraya birkaç seferdir geliyordum ve hiç sekreterin adını merak etmemiştim.

"Aydan Hanım böyle istiyor, benim yapabileceğim bir şey yok maalesef. İçeri geçin lütfen, size açıklar psikologumuz," dedi. Sekreter Ahu'nun hareketlerine bakılırsa Ekin'den çekiniyor gibiydi. Niye çekiniyordu ki?

İkisinin arasındaki konuşmayı dinledikten sonra oturduğum yerden kalkıp Aydan Hanım'ın odasına doğru ilerlemeye başladım. Odadan içeri girer girmez kendi yerime doğru ilerledim. Psikolog gözlerimin içine bakıyordu. "Hoş geldin Masal, seni gördüğüme sevindim. En son gelmeyeceğini söylemiştin."

"Kendi hür irademle geldiğimi söyleyemem. Annemin istekleri... Biliyorsunuz," dediğimde Aydan ellerini masada birleştirip öne doğru hafif eğildi.

"Bunu seninle daha önce konuşmuştuk Masal eğer buraya kendi isteğinle gelmek istemezsen seansı bitirebiliriz, bunu biliyorsun."

Başımı sallayarak onu onayladım. Biz Aydan ile konuşurken kapıdan içeri Ekin girdi. Hale Hanım, o içeri girdikten sonra kapıyı kapattı ve beni şaşırtan bir şey gerçekleşti. Psikolog oturduğu, genellikle kalkmaya tenezzül etmediği, koltuğundan kalkıp Ekin'e doğru yürümeye başladı.

"Hoş geldiniz Ekin Bey, sizi gördüğüme çok sevindim. Nasılsınız?" Aydan ve Ekin el sıkıştılar. Ekin halinden pek memnun gibi görünmüyordu.

"İyiyim," dedi ardından birkaç saniye bana baktı ve bakmasını sürdürerek söze girdi. "İyiydim Aydan Hanım ama bu birlikte seansa alınmak da ne oluyor?"

Aydan genişçe tebessüm gösterdi, ben ise yerin dibine girdim. O bakışlar gerçekten garipti. İstenmediğimi dibine kadar hissetmiştim.

"Sakin olun lütfen anlatacağım," dedi ve koltuğuna geri yerleşti. Ekin istemeye istemeye benim yanıma gelip durdu, aramızda hâlâ mesafe vardı.

"Öncelikle bunun size tuhaf geldiğini biliyorum ama baştan anlatsam daha doğru olur. Öncelikle Ekin Bey, Masal ile biz bir süredir çalışıyoruz. Kendisi benim üniversite öğrencilerine deneyimlerimi aktardığım ve seanslarını kayıt aldığına aldığım bir danışanım. Kendisinin bunlara tamamen izni var, bu çalışmalar vesilesiyle kendisinden ücret talebimiz bulunmuyor. Bu çalışmalara başlarken her türlü eşleşme durumlarını da kendisi kabul etti. Bütün durum sizde bitiyor anlayacağınız. Yeni bir sisteme geçtim, benzer durumdaki bazı hastalarımı eşleştiriyorum. Bu eşleşme sizin özel hayatınızı asla ihlal etmeyecek. Sizden haftalık istediğim şeyler olacak ve bunları beraber yapmanızı isteyeceğim. Hani çiftler için çift terapisi derler, sizinki de benzer durumdaki hastaların çift terapisi olacak. Deneyen diğer danışanlarda etkisini gördük. Siz için de bunu istiyorum. Hemen kabul etmek zorunda değilsiniz ama lütfen bir düşünün."

Şaşkın bir şekilde bir psikologa bir de Ekin'e baktım. Psikologun aramızdaki durumu apaçık anlatmasına mı takılacaktım yoksa hiç tanımadığım bir adamla çift terapisine girmeye mi yoksa psikologun bana etkisiz eleman muamelesi yapmasına mı?

Bakışlarım Ekin'i bulduğunda onun da benden farksız olmadığını gördüm.

Kelebeğin RüyasıWhere stories live. Discover now