★ 6 ★

525 60 36
                                    

İç çekme sesleri kulağına geldi. Biri sessiz kalmakta feci bir iş çıkararak ağlıyordu. Saatlerdir antrenmanda olan James endişeyle yatakhaneye girip etrafa bakındı, arkadaşlarından birinin incinmiş olması düşüncesiyle alarma geçmişti.

Gözleri Sirius'u buldu. Yatağında otururken yüzü cama dönüktü. Düşmüş omuzları hafifçe titriyordu. Ağladığını fark eden James hemen yanına gidip oturdu ve irkilmesine sebep oldu.
"Pati, ne oldu?"

Sirius kızarmış gözlerle ona baktı. "Severus artık beni sevmiyor!" Cümlenin hemen ardından yüksek sesli bir hıçkırık geldi ve Sirius elleriyle yüzünü kapattı. Şimdi şiddetle ağlıyordu. Ne yapacağını bilemeyen James panikle bakakaldı.

"Hey, hey sakin ol," dedi yumuşak bir sesle. Omzuna elini koydu. "Severus seni tabii ki seviyor. Seni sevdiğini bilmeyen mi var? Neden böyle saçma bir şey düşünüyorsun?"

Sirius gözlerini ona çevirdi. Harap olmuş görünüyordu. "Başkasını öptü." Sesi o kadar kısıktı ki neredeyse duyamayacaktı. İnanamadı. Severus gidip başkasını öpmezdi, Sirius'u çok seviyordu.

En azından öyle düşünmüştü...

"Yanlış anlamadığına emin misin?"

Sirius iç çekti. "Ne gördüğümü biliyorum. O kızı öptü, Cora."

James öfkelendiğini hissetti. O lanet velet için Sirius'u aldattığına inanamadı. Aşk ve bağlılığı nereye gitti?
Yine de gidip onu bulmadan ve öfkesini çıkarmadan önce arkadaşına destek olması gerekiyordu.

Yanına uzanıp onu kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Sirius bir süre sonra korkunç bir baş ağrısıyla sızlandı.
"Biliyor musun, aldatılmak hakkında..." sesi ağlamaktan biraz gıcırtılıydı. "Her zaman beni aldatan kişiyi oracıkta mahvedeceğime, ortalığı birbirine katıp beni aldattığı için o kişiye bedelini ödeteceğime emindim. Ama hiç Severus'un beni aldatabileceğini düşünmedim. Ben... Onları gördüğümde o kadar acı hissettim ki nefes almak için kaçmam gerekiyordu."

Sirius sık sık duygularını açmazdı. O zaman bile her zaman karşı taraftan belli bir dürtme gerekirdi. Ve eğer kendi kendine acısını dile getiriyorsa bir şeyler ciddi şekilde yanlıştı. Hissettiği hayal kırıklığı ve acıyı tahmin edemiyordu. Severus onun için çok önemliydi.

"Neden yaptı?" Sesi titredi. "Ben... Ben mi bir şey yaptım? Onu çok mu bunalttım?"

"Saçmalama Sirius," dedi James ona dönerek. Sirius bazen çok güvensiz olabiliyordu. Kişiliğinin %90'ı özgüvenle harmanlansa bile %10 bazen çok sert vururdu. İkili ilişkilerde sorunu kendinde arama huyu vardı.
"Ne yaptıysa, bunda senin hiçbir suçun yok!"

Sirius güldü ve James onun daha önce hiç bu kadar acıyla gülmediğine emindi.
"O zaman neden?"

"Eğer o sadakatsiz bir pislik ise bu senin suçun değil! Bu yalnızca onun yüzünden olan bir şey!"

"Ben-" kapı aniden açılınca ikisi de irkildi.

"Sirius benim lanet olası Biçim Değiştirme kitabım burada mı?" dedi Severus çatık kaşlarla içeri girerken. "Yemin ederim kırk dakikadır onu arıyor-" bu pislik ne anlatıyordu?

Onları gördü. James gözlerinin Sirius'un yüzünde gezinmesini, kocaman açılmasını izledi. Endişeli bir ifadeyle onlara atıldı. "Ne oldu?"

"Sakın yaklaşma!" James fırladı ve asasını boynuna yapıştırdı. "Ne cüretle buraya gelebilirsin?!"

"Ne saçmalıyorsun?" dedi Severus öfkeyle. "Çekil önümden!"

"Seni pis yılan, seni- seni lanet-" öfkeden konuşamadı ama Severus'a yumruk atabildi. Bir sonraki an odanın duvarına sırtı ve başı sertçe vurdu. İstese bile kıpırdayamadı. Asası elinden düştüğü için tek yapabildiği küfür etmekti.

My Beautiful Star (Snirius)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin