12.Bölüm: Final

100 8 19
                                    

Bu kitabı daha fazla devam ettirmek istemiyorum, o yüzden bu bölüm final olacak.

   Saat gece ikiydi. Ethan'a işkence uygulayıp diri diri gömmüştüm. Kız kardeşimi gömdüğü gibi.

   Tekilayı kafama dikip tekrar ağlamaya başladım. Terasta kendi köşemde içiyordum. Yanımda kimse yoktu. Geçmişime tekrar göz gezdirdim. Öz babamı kaybetmem ve daha fazlası...

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Yazarın Ağzından Anlatım

"Keisuke! Evimize gel. Diğerlerini de topla. Valeria'nın size ihtiyacı var."(Asır)

"Tamam, beş dakikaya ordayız,"(Keisuke)

   Mikey, Draken, Keisuke, Kazutora, Mitsuya, Takemichi, Hinata, Emma, Chifuyu beş dakika içinde burdaydı.

   Yazar, Kazutora ve diğerlerinin sorununu çözmüştü. Yani aralarında bir sorun yoktu.

Valeria'nın Ağzından Anlatım

   Tekila artık boğazımı yakmıyordu. Ne kadar içtiğimi hatırlamıyorum. Tek olan şey sarhoşluğumdu.

   Terasın kapısı alacaklı gibi açıldı. Gelen bizimkilerdi.

"Sizden neden üç tane var ya?"

"Gerçekten o kadar içtin mi?!"(Keisuke)

"Reşit olmadan içmek ne ya? Gerçi her şey Ethan'ın suçu."(Kazutora)

   Bir yerlere oturdular ama seçemedim.

"Ben kardeşlerimi özledim," diyerek ağlamaya devam ettim. Kimseden ses çıkmıyordu.

"Anlatmak ister misin?"(Kazutora)

"Anlat, Valery. Neler yaşadın?"(Draken)

"Senin için endişeleniyoruz, Valeria."(Takemichi)

"Özür dilerim Takemichi. Özür dilerim. Gerçekten yapmak istemedim. Özür dilerim."

"Ne-neyden bahsediyorsun..?"(Takemichi)

"Benim abim, ikiz kardeşim ve bir kız kardeşim var... Dı... İlk başta babamı yanlış kişi sanmıştım. Doğduğum da babamı Ethan sanıyordum. Ethan annemi aldatıyordu, annem de onu. Ne kadar ironik, değil mi? Abim, ben ve ikizim annemin aldattığı kişideniz. Ezra Miller..."

Kazutora ve Keisuke aynı anda omzuma dokundu.

"Buradayız," dedi Keisuke.

"Hep yanındayız," dedi Kazutora.

"İki kardeşimin olduğunu öğrendim. Tabii bunu onlar bilmiyor."

"Eh? Onlar kim?"(Mikey)

"Biri ben daha altı, yedi yaşımdayken öldü. Diğerini ise hepiniz tanıyorsunuz."

"O kim ki?"(Emma)

"Takemichi, kardeşim o."

Takemichi donuk bir ifadeyle bana baktı. Konuşmadı. İkizini tanıdığımı anlamıştı.

"Annem bir holding sahibiydi, Ethan ise mafya lideriydi. Ethan beni kendi kızı sanıyordu, tabii o gerçeği biraz geç öğrendi. Ben altı, yedi yaşıma kadar kimseyi öldürmedim, ta ki o güne kadar. Özel bir gücüm olduğunu öğrendim. Doğruluk Sezgisi."

Burda bana inanan tek bir kişi vardı: Hanagaki Takemichi.

"Sana inanmıyorum, Lapis."(Keisuke)

"YALAN. SÖYLEMEYİ. KES."

Bu çıkışımla herkes bana şaşırmış gözlerle baktı.

"Kafanın içinde her yalanda bir ses yankılanır: Neden onu yok etmiyorsun?! Ses her yalanda daha da artar, seni delirtir! Her yalan da bilincin o sese ait olur! Eğer onu dinlersen önünde ceset yığınları olur ve kontrol sende değildir..!"

Herkes bana delirmiş gözüyle bakarken arkalarındaki duvara yerde duran boş tekila şişesini attım, ardından ağlamaya devam ettim. Herkes benim için endişeleniyor ama ben ne yaptıklarını seçemiyorum.

"Elimde bir taş var. Önümde bana benzeyen siyah saçlı, mavi gözlü bir kız çocuğu var. Ses bilincimken yerde ölüydü. Herkes çığlık atıyordu ama kimse polisi aramıyordu. İnsanlardan biri bana gururla bakıyordu, kendi öz kızını öldürdüğüm için. Takemichi yemin ediyorum ki isteyerek olmadı. Çok özür dilerim. Takemichi'yi koruyayım dedim ama onu da beceremedim, "deyip ağlamamın şiddeti arttı.

Takemichi transta gibiydi. Herkes şok geçiriyor. Ne olduğunu bilmiyordum. Sesim titrerken konuşmaya devam ettim: "Sekiz yaşımdaydım, bana arka bahçeye çukur kazmamı söylemişti, Ethan. Ben de hiç düşünmeden kazmıştım. Belki bu sefer beni sever diye. Kim bilirdi ki bu çukurun kız kardeşim için olduğunu. Özür dilerim, Victoria... Ethan kardeşimi diri diri gömdü. Beni tutan adamlar olmasaydı, daha güçlü olsaydım, o ölmeyecekti," deyip ağlamaya devam  ettim.

Herkes donuk bir ifadeyle beni izlerken konuşmaya devam ettim: "Abim benden on yaş büyüktü. Ben de o sırada on yaşımdaydım. Abim bizi kafamız dağılsın diye arabayla dışarı çıkarmıştı. Tabii Ethan elemanlarını bizi öldürtmek için göndermişti. Ben o gün orda hem abimden hem ikizimden oldum. Özür dilerim, Whitley... Özür dilerim, Wyndy. Sizi koruyamadım."

"Sonra annemin bir mafya kadını olduğunu öğrendim. Herkesten gizlemişti. Gözlerimi kan bürüdü ve onu öldürdüm. Kendi öz annemi öldürdüm. Buna pişman mıydım, hayır. Sonra o örgütün ismini değiştirdim, herkese yeni lideri açıkladım. Sonra gözüme iki kişi takıldı: Ezra ve Dylan. O zaman on bir yaşımdaydım. O süreç içerisinde kardeş gibi olduk. Öz babamı buldum, Ezra Miller. Sanırım Ezra'ya bu yüzden daha bağlıyım, bana babamı hatırlatıyor. Babam işinde iyi bir avukattı, Ethan tarafından öldürülmeden önce."

Keisuke ve Kazutora bana son kez sarıldı.

"Ve tüm anlattıklarım buradaki hikayemdi. Ben buraya başka bir evrenden geldim ve şimdi ise gitmek zorundayım," dedim hepsine gülümseyip.

Ardından ise evren beni attı. Evet, bu benim shifting hikayemdi. Bunlar sadece bir gecede oldu.

Aradan aylar geçti ve ben Tokyo Revengers shiftingini bir daha başaramadım.

Belki başka bir kitapta tekrar karşılaşırız, sevgili okur?

SON

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Kitabı daha fazla uzatmamak için böyle bir son yazdım. İsteyip de yazamadığım birçok sahne var. Örnek vermek gerekirse Valeria, Keisuke ile kavga edecekti. Ve Ezra Keisuke ve diğerlerini eve çağıracaktı. Valeria ise Keisuke'ye doğru "Lan! Keisuke'den daha yakışıklısı... İsminiz neydi, güzelim?" diyecekti fakat ben daha fazla yazmak istemediğim için burda bitirdim.

°•Blood For Blood•°•Tokyo Revengers Fanfic•° Where stories live. Discover now