Yola çıkalı çok olmamıştı ama şimdiden sıkılmıştım
"Biraz ben sürebilir miyim?"
Charles : Hayır
Böyle bişi diyeceğini beklemediğim için yüzüm düştü
Charles : Ben yorulunca sen sürersin
"Anlamadım?"
Charles : Luna!
"Hahaha tamam,tamam"
Yine gülümsemişti, gülümsediğinde tüm yüzü parlıyordu
"Charles, sana bir şey sorabilir miyim?"
Charles : Gönder gelsin
"Neden bana Luna diye hitap ediyorsun?"
Charles : ismin öyle değil mi?
"Evet ismim öyle de, çoğu kişi bana İrina diyor, ailemdekiler Anka ama tek sen Luna diyorsun"
Charles : Çünkü gerçekten seni anlatan ismin o
"İddialı"
Charles : Sende bana bi ara Charlie diyordun ne oldu ona?
"O ismi sevmiyorsun sanıyodum"
Charles : Senin söylemen hoşuma gidiyordu
Yüzüne baktım ve gülümsedim
Charles : Hâlâ sorumun cevabını alamadım...
"Seninle arama mesafe koydum ondan sonra bi daha-"
Charles : Kimin yüzünden
"Kendi kararımdı Charles"
Charles : Louis miydi o çocuğun adı?
"Charles..."
Arabayı bir kenara çekti ve bana doğru döndü
Charles : Bu konuyu konuşup bitirelim
Charles : Neden benimle 3 yıl boyunca konuşmadın?
"Charles..."
Charles : Hadi Luna
"Peki, 2016 yılında Louis diye bir çocukla çıkmaya başlamıştım ve onu cidden sevmiştim, 3 yıllık ilişkimiz oldu bu kadar"
Charles : Sana bu kısmı sormadım
"Küçüklüğümden beri senden hoşlanıyordum ama senin hislerin öyle değildi sonra sana karşı olan hislerim azaldı ve başka birisini sevdim"
Ben konuşurken gözlerimin içine bakıyordu
"Seni görmek istemedim, belki sana karşı olan hislerim yeniden doğar diye korktum"
Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu ve elini yanağıma koydu
Charles : Bu kadar temkinli olmamıza gerek yok...
Charles'in elini yüzümden çektim
"Evet gerek yoktu zaten aldattı"
Önden korna sesi geldi
"Bizi bekliyorlar sür"
Ben önüme bakıyordum o ise hâlâ bana bakıyordu
En sonunda arabayı çalıştırdı
Charles : Bunu bilmiyordum
"Neyi? Bi zamanlar senden hoşlandığımı mı?"
Charles : Seni aldattığını
"Artık umrumda değil"
Charles : Arabayı sürmek ister misin?
"Emin misin?"
Charles : Zorlama yoksa fikrimi değiştiririm
"Kalkış o zaman"
Charles : Hayhay
Yerleri değiştirdik ve direksiyona ben geçtim
Charles : Çok hızlı gitme, dağ yolundayız
"Korkuyor musun?"
Charles : Asla
"Emin misin?"
Bir anda hız yaptım
Charles : Tamam yeter!
İstemeden kahkaha attım
Charles : Çok mu komik?
"Pardon"
Charles : Şarkı dinlemek ister misin?
"Fark etmez"
Radyodan "L'italiano" şarkısını açtı
-İtalyanca-
"Perché ascolti sempre canzoni italiane?"
("Neden hep İtalyan şarkıları dinliyorsun?")
Charles : "Non lo so, forse sto cercando di rimorchiare una donna italiana"
("Bilmiyorum, belki de bir İtalyan kadını tavlamaya çalışıyorumdur")
Gülümsedim ve omzuna vurdum
Yazlık eve varmıştık, günlerimiz güzel geçiyordu sahile gidip voleybol oynuyorduk ta ki iki hafta sonra Charles ile yalnız kalan kadar...
