9.Bölüm♥Mavi

809 64 19
                                    


Multimedia; Ada

Bölüm şarkısı: Dont Look Down

9.BÖLÜM♥MAVİ

İşkence gibi geçen beş dersin sonunda öğle arası için çalan zili dünyanın en güzel sesiymiş gibi dinledim. Dün Rüzgar temizlik yaparken uyuya kalıp üstüne de aralıksız sabaha kadar on üç saat uyuduğum için başım çatlayacakmış gibi ağrıyor. O kadar uyumadan sonra derslerde istesemde uyuklayamadığım için fizik dersini bile dinlemek zorunda kalmıştım. Ne var ki elektriği devrelerde değilde telefonumu şarj ederken veya korku filmi izledikten sonra açtığım lambada sevdiğimden ilk beş dakikasında pes etmiştim.

Kayra'yla bugün okulun yemekhanesinden yemeye karar vermiştik. Yemekhanede köfte patetes olduğunu duymamızın yanında artık kantinden yemekten de sıkılmıştık.

Burcu herzaman ki olmazsa olmaz triplerinden atıp bu kadar küçük birşeye bile 'Neden bana sormadan karar veriyorsunuz.' diyip gelmeyince Kayra gibi onu ikna etmeye çalışmak yerine omuz silkip sınıftan çıktım. Arkamdan söylenerek gelen Kayra'yı beklemek için bir süre durdum. Yanıma gelince tekrar yürümeye başladım.

Yemekhaneye gidene kadar hiç konuşmamayı tercih ettim. Şartlar bana bunu zorlamışta olabilir tabi. Sonuçta elinde ki telefonuyla gayet mutlu olan biriyle ne konuşabilirsiniz ki?

Yemeğimizi aldıktan sonra boş bulduğum ilk yere oturdum. Kayranın oturmasını bekledikten sonra ağzıma patates kızartmasından attım. Kayra da benim gibi yemek yerken mutlu olan insanlardan olduğundan herzaman sorupta cevap alamadığım soruyu sormaya karar verdim.

"Sen o telefonunla napıyorsun." diyip tek gözümü 'Hayırdır.' dercesine kırptıktan sonra kafamı iki yana sallayıp "Manita mı yaptın yoksa." diye sordum.

İlk başta sırıtmasıyla sonrasında 'Döverim seni kızım.' bakışlarından atmasını bağdaştıramasam da üstünde durmayıp yemeğimi yemeye devam ettim.

Tabağımdaki bütün patetesleri bitirdikten sonra sandalyede arkama yaslandım. Kayra'da doyduktan sonra beraber bahçeye doğru yürümeye başladık. Normalde zaten yavaş yürürüm birde telefonu elinde olduğu için arada bir birilerine çarpan Kayra'ya yön vermek için daha bir yavaş yürümeye başladım.

En sonunda sıkılıp 'Napıyorsa yapsın.' diyip bıraktım. Tabi onun yerine karşıdan gelen ikinci kademe gibi duran bir çocuğu yolundan çekmek zorunda kalmıştım.

Banklardan birine oturup bahçede voleybol oynayanları izlemeye başladım. Her iki dakikada bir benim kafama mı gelicek diye ufak çaplı kalp krizleri yaşadığımdan olası bir kazayı engellemek için gözümü toptan ayırmadım.

En sonunda Kayra'nın adımı seslenmesiyle kafamı sağa çevirdim. Ee yuh ama!

"Sağ elime süremedim. Sen sürsene." diyince ona 'Ben okumıycam.' demiş gibi baktım. Hadi yanında parlatıcını gezdirirsin, onuda geçtim eyeliner falan taşı. Kız yanında ojeyle geziyor.

"Ayıptır sorması manyak mısın?"

Göz devirip sağ eliyle tuttuğu mavi ojeyi elime tutuşturdu. Of'layıp elini bana uzatmasını istedikten sonra ojeyi sürmeye başladım. Okulun ortasında oje sürüyor olduğumdan birazcık stres yapmış olucam ki habire taşırıp durdum. Her taşırdığımda başımın etini yiyen bir kız oluncada daha düzgün süreceğime daha çok taşırmaya başladım.

"En sevdiğim kankam."

Kulağımın dibinden gelen sesle yerimde sıçradım. Batu olduğunu görünce kafasına yavaşça bir tane geçirdim. Onun yüzünden ojeyi taşırıp Kayra'nın sinirli bakışlarına maruz kalmıştım.

Sevimli Tehlikeli #Wattys 2015Where stories live. Discover now