XXXIV

597 36 6
                                    

❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉⊱•═•⊰❉

Daha pansuman malzemelerini kaldırmadan çalan kapıya ablama pansuman yapmak zorunda kalmıştım. Az ağlamışım gibi yeniden ağlamaya başlayarak bir yandan ablamın dudağındaki yarayı temizliyordum. "Elleri kırılsın şerefsiz herif."

"Ağlama artık kuzum. Ben çok iyiyim." 

"Bok iyisin." Bu ses Cihanın benzeri Gürkan abidendi ve biraz haklıydı. 

"Gürkan, sus lütfen. Yeter yol boyu söylendin zaten." O sussa da benim susmaya asla niyetim yoktu. 

"Anlat abla her şeyi. Sen bu halde benden kaçarken ben neler düşündüm. Bana anlat ki bileyim." Eğilip kızarmış yanağını öpüp geri çekildim. Çünkü o hep yaraların öpülerek geçildiğini bana aşılamıştı. 

"Biliyorum ablacığım özür dilerim ama seni düşündüğümden. Ben senden başka neden giderim, zorundaydım." İçim bir kez daha deşilmiş gibi ağlamam çoğaldı. 

Bir koltukta ben ve yaralı ablam, diğer koltukta Gürkan abi ve yaralı Cihan oturmuştuk. Ablam Cihandan iyi durumda olsa da onun eline batan kıymık beni canımdan ederi. Cihan mevzusu ise bölünse de kapanmamıştı. 

"Kalk küçük sığır. Yeteri kadar meşgul ettin kızı zaten." Gürkan abi kalkıp Cihanı ensesinden tutup kaldırdı. "Sağ ol küçük hanım. Sen olmasan kapı kapı arıyordum şimdi. İstediğimi geri çevirmediğin için eyvallah." 

"Asıl sen sağ ol abi. Nedenini bilmesem de ablamı sen getirdin." 

"Gerisi bende. Sen ablana göz kulak ol yeterli. Güzel iş birliğiydi." Soğuk ifadesine ters göz kırkıp sürüklediği Cihanla beraber evden çıktılar. 

"Allahın öküzü." Şokla kapalı kapıdan ablama döndüm. "Ne? Bakma öyle. Yol boyu burnumdan geldi."

"Abla Gürkan abi gelmese yanına senden haberim olmayacaktı. Neden bu haldesin?" 

"Sezer, onu ilk gördüğümde bir kafede oturuyordum. Aslında basit bir tanışmaydı, sonra bu büyüdü. Çok fazla tesadüfe düşmeye başladık. En sonunda benden hoşlandığını söyledi, bende ona karşı boş değildim. Ama sonra..."

"Sonra ne abla?" 

"Evlenmek istedi hemen. Kabul etmedim, o sinirle tartıştık. O gece onun evinden çıkıp içmeye gittim. Ardından gelip beni zorladı. Yine terslediğimde seninle tehdit etti. Başta yapamaz sandım ama şakası yoktu. Madem birbirimizi seviyoruz illaki evleneceğiz zamanın önemi yok diyerek kendini teselli ediyordu."

Şerefsiz, adi, pezevenk... "Abla polisi var bunun ne biliyim bir yol bulurduk."

"Korktum. Ne derse kabul ettim. Sen etkilenme, bu olayı çözme diye seninle uzaklaştım ama her istediğini yapmam ona yetmedi. En sonunda şiddetleri başladı. Kabullendim, ölüm çıkacaktı o evden." Ya ben Gürkan abiye yazmasaydım. Ya ablam gerçekten...

"Yine benim yüzümden." Kollarını boynuma sardığında sıkıca sarıldı. "Sevme beni. Kendi canın tehlikeye girecekse beni sevme. Abla yalvarırım sevme beni, ölecek kadar sevme." 

Saatlerce oturduğumuz koltukta oturup sarılarak ağladık. En son yorgun düşen bedeni uyuya kaldığında başımı omzuna yaslayarak ona eşlik ettim. O benim annemdi babamdı ablamdı. Ölürdüm ama onu kaybedemezdim. 

UYUMSUZ MELODİ | TEXTİNGOnde histórias criam vida. Descubra agora