"Evet, ama biliyorsun benim phonk müziğe ne kadar düşkün olduğumu."
Telefonunu kapattı ve konser saatlerini kontrol etti. Barış Manço'dan sonra en sevdiği şeydi phonk müzik.
Kafasında şapka, boynunda ve bileklerinde dikenli halkalar ve üstünede beyaz dikişli siyah ceket giymişti. Elindeki konser biletini katlayıp cebine tıkıştırdı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Birdenbireyan tarafında oluşan ağırlığı hissettiğinde kafasını sola çevirdi. °Çok güzel...° içinden geçirdiği gibi dışındanda söylemek istemişti ama çocuğun ona dönüp elini uzatmasıyla masmavi gözleri şokla açıldı.
Çocuğun yüz hatlarından dolayı onu kız sanmıştı ve bu yüzden kendini biraz suçlu hissetmişti.
"Mikey ben." Tanışma amacıyla müstakbel yengesine elini uzattı. Kızda binbir çeşit yüzükle dolu elini çocuğun elinin üstüne koydu.
"Arai."
Mikey kızın yüzüklerle dolu parmaklarına baktı. Baş parmağındaki yüzük diğer yüzüklerin aksine sanki bir çocuk oyuncağı paketinden çıkmış gibi duruyordu. Pembe kelebeğe baktı ve kendi kendine kıkırdadı.
°Demek izana'nın emma'dan araklayıp "karısı" olduğunu söylediği kıza verdiği yüzük bu he?°
Aklında çokça plan vardı. İzana ve Arai'yi tekrar bir araya getirmek için en iyi planı seçmeye ve kurgulamaya çalışıyordu.
Önüne dönen Araikulaklıklarınıtaktı ve Tanju Okan'ın sevdiği şarkılarından birisini açtı.
Müziği dinlerken biryandan da baş parmağındaki yüzükle oynuyordu. Anaokulunda yemek arasında evlenme teklifi ettiği zamana geri dönmek istedi. Birde burnunun ucundan öpmüştü değil mi?
Kendinin bile farkında olmadan gülümsedi, parmak ucu burnundaki benin üstünde dolanıyordu.
"Her akşam votka, rakı ve şarap içtikçe delirir insan olur harap."
"Kurtar beni bundan n'olursunYarab."
Otobüsten indi ve doğruca taksilerin olduğu yere yürümeye başladı.
"İzana Kurokawa"
Sahi ya. Çocuğun adı buydu değil mi? Unutmuştu. İlkokuldan sonra bir dahagörüşmemişlerdi bu yüzden unutmuştu. Neredeydi şimdi? Ne yapıyordu?
