Hemen kalkıp müdür yardımcısının odasına gittim . Odasının önüne gelince telaşlandım . Nefes alış verişlerim hızlanırken derin bir nefes alıp bıraktım ve kapıyı çaldım . " Gir " sesini duyunca içeri girdim . " Beni çağırmışsınız hocam " dedim . Beni ilk önce baştan aşağı süzdü. Sonrada sandalyeyi eliyle göstererek " otur " dedi . Yavaş adımlarla sandalyeye yanına gelince oturdum . Çekmecesini açtı . Çekmeceden bir kutu çıkardı ve masaya koydu . Ne olduğunu bir türlü anlamıyordum . Kutuyu açtı . Kutunun içinde değerli olduğu çok belli olan kolye ve küpe vardı . Bunlarla benim ne alakam vardı? Niye çağırdı diye düşünürken derin bir nefes alıp verdi . Bana bakıp " bu mücevherleri en son ne zaman gördün?" Diye sordu . Biraz duraksadım . Düşündüm ama düşünmem bile hataydı çünkü ben böyle şeylerin yanından bile geçemezdim. " Bu mücevherleri ilk defa görüyorum ama bunu bana niye soruyorsunuz ?" Dedim . Bana kaşlarını çatıp " yalan söylemeye utanmıyor musun?" Dedi şuanda çok şaşkındım . Hiçbir şey anlamıyordum . " Hocam yalan söylemiyorum ki " dedim . Bi of çektikten sonra bana döndü " Ama bu mücevherlere sahip olan kişi öyle demiyor" dedi . NE ben iftiraya mı uğradım şimdi . Niye bunu bana yapıyorlar ki . Normal kendi halinde takılan burslu bir öğrenciydim . Ama bu insanlar diğer insanlarla dalga geçip onu üzmek için ellerinden geleni yaparlar . Beni de maddi durumum yüzümden dalga geçiyorlar . " Hocam böyle birşey yok iftiraya uğruyorum şuan" dedim ama müdür yardımcısına ne kadar yalvarsam da bana inanmayacak . Çünkü ben fakirim ve onlar zengin . Zengin bir öğrencilerini kaybetseler iyi mi olur ? Tabiki burslu olanı kötüliyecek ve ona inanmayacak . Çok sinirliydim ve sinirden gözümden bir dalma yaş aktı. Kapı çaldı . İçeri giren Eylül Kevser Şengül' dü . Bize doğru yürüyüp önümdeki sandalyeye oturdu . Ağlamaklı gözler ile " buldunuz mu mücevherlerimi?" Dedi . Bir şoka daha uğradım . Bu kolye ile küpeler Eylül'ün müydü? Bir kere daha konuştu bu sefer bana bakarak konuştu ve beni parmakla göstererek " bu hırsızdan aldınız mı ?" Dedi . Şimdi düşüp bayılacaktım . Bildiğimiz numara yapıyordu . Kesin İrem pardon kraliçemiz söylemiştir yapması gerektiğini . " Bulduk Eylül ' cüm bulduk . Onun dolabından bulduk haklıymışsın " dedi . Şimdi bir kere daha yaş aktı . Ayağa kalkarak " NE " diye bağırdım . " Benim dolabımdan çıkmış olamaz çıktıysa da bu yapmıştır " dedim Eylül' ü göstererek . "Çık dışarı HEMEN . Bakalım güvenlik kameralarında da çaldığın ortaya çıkarsa ne diyeceksin ?" Dedi . Koşar adımlarla dışarı çıkıp kapıyı kapattım . Kapıya yaslanarak yere oturdum . O kadar çalışıp kazandığım bursumun bu aptallar yüzünden gitmesini istemiyordum . Sinirden ağlıyordum . Bunu istiyorlardı zaten . Kalkıp lavaboya girdim . Elimi yüzümü yıkadım . Sonrada sınıfa gitmek için aşağı indim
...
Sınıfa girdiğimde biri " hırsız burya gelsene " dedi . Tabiki İrem idi . Ona doğru döndüm . Bana doğru yaklaştı . Benden uzun olduğu için biraz eğildi . Üzülmüş yüzü yaparak ve yüzümü iki eline alarak " oyu sen ağladın mı hırsızzz. Kıyamam ama ben" dedi ve güldü . " Bence hırsız bizi özledi o yüzden ağladı dimi hırsız " dedi Yaren . İrem beni çok sert bir şekilde ittirdi . Sırtım duvara vurdu . " Melisa kapıyı kapat " dedi İrem . Tabiki kraliçe ne derse o hemen kapattı . Ben şuanda İrem ile duvar arasındaydım . " Sen kimsin de benim arkadaşımın eşyasını çalarsın " diyip saçımı çekti . Çok sert bir şekilde çektiği için bir sürü " bırak " diye bağırmak zorunda kaldım . En sonunda saçımı bıraktı . Ve benden uzaklaştı . Yaren " ama benim içim rahat değil hırsızı bir saç çekme ile bırakacak mıyız ? Bu bize yakışır mı ?" Dedi . " Dimi ya " dedi Melisa . " Haklısınız kızlar . Ben düşünücem " dedi İrem . Bakalım ne yapıcak yine bana .
![](https://img.wattpad.com/cover/349152257-288-k573269.jpg)
YOU ARE READING
ZORBA OKULU
Teen FictionDaha 17 yaşındaydım Zorla videolarımı çekerlerken Masamın üzerine küfür ve argo kelimeler yazarken İğrenç çöplerle dolu çöp kutusunu kafa sokarken Tehdit edilirken Kafama iki şişe sirke dökülürken ve daha fazlası... her gün uyanmamak için du...