42. Bölüm~part2

198 14 5
                                    

Gözlerimi aralayıp bir süre etrafta bakışlarımı gezdirdim. En son Yoongi hyungla beraber duş alıp yatmıştık ama şuan Yoongi hyung yanımda yoktu.

Yatakta oturur pozisyona geldikten sonra yorganı üstümden atıp ayağa kalktım. Kalçmada hissettiğim ağrıyla duraksarken ağrı geçince yavaş hareketlerle ilk önce banyoya ilerledim.

Banyoda işlerimi hallettikten sonra odadan çıkıp merdivenlerin başında durdum.

İlk iki basamağı inince kalçamdaki ağrının artmasıyla Yoongi hyunga seslendim "Hyung"

Bir kaç saniye içinde Yoongi hyung merdivenin aşağısında belilirken "Birşey mi oldu" diye sordu.

"Biraz ağrım varda aşağı inemiyorum yardım eder misin"

Yoongi hyung hemen yanıma çıkıp bir kolunu bacaklarımın altından geçirip diğeriylede sırtıma destek vererek kucağına alınca kollarımı boynuna doladım.

Merdivenlerden dikkatlice inip mutfağa girince sandalleye oturmamı sağladıktan sonra hafifçe geri çekilip "Şimdi iyi misin" diye sordu.

Başımı sallayıp onaylarken "iyiyim" diye belirttim. Yoongi hyung yemeğe bakmak için arkasına dönüp tezgaha giderken bende onu izliyordum.

Profesyonel bir şekilde sebzeleri doğrayıp tavaya atıp karıştırırken çekici gözüktüğünü inkar edemezdim.

Yoongi hyungu izlemeye okadar dalmıştım ki telefonumun çaldığını Yoongi hyungun arkasını dönüp "telefonu açmıycak mısın" demesiyle fark etmiştim.

Telaşla bakışlarımı kaçırıp telefonumu alırken Yoongi hyungun güldüğünü duyabiliyordum.

Telefonumu elime alıp arayana baktığımda Jungkook olduğunu görüp telefonu açtım

'Efendim jungkook'

'Hyung sonunda açtın kaç kere aradım niye açmıyorsun telefonlarımı'

'uyuyordum Jungkook telefonumda aşağıda kalmış'

'Bu saate kadar nasıl uyudun öküz müsün hyung'

Derin bir iç çekip 'Yorgundum Jungkook asıl sen niye beni bu kadar aradın ne oldu' diye karşılık verdim.

'Hyung, Bay Min sana daha söylemedi mi bugün mezun buluşması varmış'

'Biliyorum jungkook, Yoongi hyung söyledi'

'O zaman nasıl bu kadar sakin kala biliyorsun. Düşünsene orda Yoongi hyungdan hoşlanan kişiler olabilir çok şık olman lazım ama kesin sen daha ne giyiceğine bile karar vermemişsindir'

Yoongi hyung telefondan gelen bağırarak konuşan Jungkook'un  sesini rahatlıkla duyarken yüzünü bana dönmüş kalçasınıda tezgaha yaslayıp kollarını göğsünde birleştirerek gülmemeye çalışıp bana bakıyordu.

'jungkook akşam görüşürüz şuan işim var kapatmam lazım'

Jungkook'un birşey demesini beklemeden telefonu kapatıp masanın üstüne koyarak kaşlarımı çatıp Yoongi hyunga baktım.

"Kendini tutma gül gül zaten bu çocuk bu dünyaya beni rezil etmek için gelmiş"

Ben homurdanırken Yoongi hyung kalçasını yaslandığı tezgahtan çekip kollarını çözüp yanıma gelirken kendini tutmayı bırakıp gülmeye başlamıştı.

Dizlerimiz birbirine değene kadar yakınıma gelip dizlerimiz birbirine değincede tam karşımda durup çenemden tutarak başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı.

Mızmızlandığım için büzülmüş dudaklarıma eğilip kısa bir öpücük kondurup aramızda az bir mesafe olucak şekilde geri çekildi.

"Sana gülmüyordum sadece Jungkook'un herşeyi düşünüp sana fikir vermesi komiğime gitti o kadar"

Teacher~YoonminWo Geschichten leben. Entdecke jetzt