10: Büyük Bir Aile

507 35 6
                                    

İyi okumalarr

□□□□□

(DENİZ SÖNMEZ'DEN)

Eda abla ve Meryem ablaya Zehra'ya aşık olduğum hariç her şeyi anlatmıştım.

Annemin ölümünü, babamın yaptıklarını ve bir süredir iyi olmadığımı söylemiştim tek tek.

Ama Zehra hakkında konuşmaya dilim gitmemişti hiç.

Olanları anlattıktan sonra öyle güzel sarıldılar ki bana bir an kimsesizliğimden kurtulmuş gibi oldum. Beni seviyorlardı ve beni anlıyorlardı, yanımdalardı.

Bu gerçekten bana iyi hissettirdi.

"Neden daha önce anlatmadın bana kızım be?" Eda abla tatlı bir tonda beni azarladı sonrada gülümseyip saçımı okşadı.

Ona gülümseyerek baktım.

Odanın kapısı açıldı ve kucağında bir sürü çikolatayla odaya giren Hande'nin ardından Zehra hariç tüm takım içeriye girdi.

Onun olmaması daha iyiydi zaten.

Hande'nin kucağındaki çikolatalara şaşkınlıkla baktım. "Kızim o ne? Kantini getirseydin direkt."

Hande sırıttı ve yanıma gelip çikolatalı benim kucağıma bıraktı. "Bütün çikolatalar feda olsun benim Deniz'ime."

Güldüm. "Teşekkür ederim." dedim minnetarlıkla.

Hande bana göz kırptı ve eğilip yanağımdan öptü. "Sen iyi ol yeter."

"Şuna bak ya, nasıl öpüyor kızı. Çok kıskandım şu an." Ebrar koşturarak diğer yanıma geldi ve Hande'ye nispet yapar gibi bakarken diğer yanağıma üst üste öpücükelr kondurdu.

"Yaladın yaladın yavaş." diyen İlkin'e birkaç kişiyle birlikte güldüm. Ebrar kollarını boynuma sarıp bana sıkıca sarılınca karşılık verdim sarılışına.

"Başına çok piş bela aldın Deniz Sönmez. Artık senin yanından kuyruk gibi ayrılmayacağım."

"Yandık desene."

"Rahat bırak kızı ya Ebrar." Gizem abla Ebrar'ı zorla uzaklaştırdı benden. Sonra bana dönüp sarıldı o da.

"Oh, mis kokulu yavrum benim."

Gülerek "En küçük olmam hepinizin çocuğu olduğu anlamına gelmiyor. Biliyorsunuz değil mi?" dedim alayla.

"Ne demek gelmiyor?" Simgr abla kaşlarını çattı. "Yoo gayette o anlama geliyor. Hepimizin çocuğusun sen."

"Hanım hanım bunlar benim yavrularım." diyen Elif birkaç kişiyi güldürdü.

Gizem abladan sonra herkes tek tek gelip sarıldı bana.

Beni kaybetmekten korkuttuklarını hissettim. Bana sarılırken herbiri o kadar naifti ki. Kulağıma yanımda olduklarını fısıldadılar.

Ve ben şimdi anladım. Akım başıma geldi sonunda.

Ben kimsesiz değildim ki. Benim kocaman bir ailem vardı. Bu odadaki herbir kadın benim ailemin bir parçasıydı. Ben bazılarının çocukları bazılarının küçük kardeşleriydim.

Onları üzdüğüm için çok kızdım kendime.

Hande'nin bana aldığı çikolataları Ebrar, İlkin ve Elif almaya çalıştı ama üçünede vermedim hiç.

"Ya bir tane alayım bari Deniz? Lütfen." İlkin ellerini birleştirmiş bana yalvararak bakarken sırıtarak başımı iki yana salladım.

"Hayatta vermem. Aşk kadınım bana aldı bunları." dediğimde Hande bana öpücük attı.

"İnsan bir tane verir vicdansız." Ebrar somurtarak bakarken Meryem abla onun yanağını sıktı.

"Vizdansız deme kızıma pembiş kurt seni."

"Ben sana hiç maviş diyor muyum ama Meryem abla? Tüm karizmamı bozuyorsun yeminle."

Ebrar daha çok somurturken onun bu komik halini gülerek izledim.

"Deniz."

Yanımda bana seslenen Melissa'ya döndüm. "Efendim Mile?"

Elindeki poşeti uzattı bana. "Sana kitap getirdim. Burada sıkılma diye."

Gözlerim parladı anında ve poşeti aldım elinden. "Ya çok teşekkür ederim."

Poşetin içinden dört tane kitap çıktı. Ama bu kitaplar yeni gibiydi. "Kitap getirdin mi? Yoksa aldın mı?"

Melissa gülümsedi. "Zehra ile birlikte gidip aldık. Ondan yardım aldım kitap seçme konusunda. O seçti hepsini."

Zehra'nın ismini duyunca yüzüm düştü bir anlığına ama bunu belli etmeyip gülümsedim. "Çok teşekkür ederim gerçekten."

"Rica ederim."

Melissa bana göz kırptığında onun tatlığına dayanamayıp ona doğru uzanarak yanağını sıktım.

Bana gülerek bakmış ve onu sevmeme izin vermişti.

"Benim kekom o Deniz. Sal kekomu."

Ebrar'ın sahte bir kıskançlıkla Melissa'ya sarılmasıyla göz devirdim ona.

"Biz muhteşem üçlüyüz Ebrar, kendine gel."

"Doğru. Kısa saçlılar team."

"Bu üçlü çok güçlü."

□□□□□

Hoşça kalınn

Aşk ve Sen (Zehra Güneş) [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin