1. Bölüm | Veronica

11K 680 327
                                    

Ormandaki Avcı'nın birinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

"Yaşam, nefes almak veya kalbin atmasından ibaret değildi."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabahın ilk ışıkları ile gözlerimi açtım. Etrafıma baktım. Güneş yeni doğmuş olmalıydı. Bunun heyecanı ile gözlerimi ovuşturdum. Sabahları erken kalkmayı severdim. Genellikle erken kalkınca kahvaltıyı ben hazırlar, güne fazla enerjik başlardım. Annem evde olduğu zamanlar yemekleri hep o hazırlamak isterdi. O olmadığı zamanlar bu görev bana düşerdi.

Annem geceleri çalışırdı.

Ben bir Altın Elftim. Elfler tarafından kutsanan biriydim. Şuanlık ülkedeki herkes benden bihaberdi. Benden haberdar olurlarsa Kral Luis beni koruma altına alırdı. Ailemle görüşemezdim. Saraydan istediğim zaman çıkamazdım. Özgürlüğün elimden alınmasını istemiyordum. Belki diğerlerinin arasına çıkamıyordum ama istediğim zaman evden çıkmayı, gün batımını izlemeyi, romantik kitaplar okumayı, çiçekleri toplamayı seviyordum. Yaşamayı seviyordum. Tertemiz havayı ciğerlerime çekmeyi, rüzgarı tenimde hissetmeyi seviyordum.

En çok aşkı merak ederdim. Aşkın romanlardaki gibi olduğunu sanıyordum hep. Ama annem hep aşkın hüzüne, kalp ağrılarına sebep olduğunu söylemişti. Hep bana aşık olmak için fazla neşeli olduğunu söylüyordu. Hem ben aşık olamazdım. Aşık olursam da kavuşamazdım çünkü diğerlerinin yanına gidemeyen zavallı bir kızdım.  Bu kulübede çürüyüp gidecektim sanırım.

Fazla düşünmeyi istemediğim için yatağımda doğruldum ve üzerimdeki battaniyeyi yatağın ucuna doğru attım. Ayaklarımı yataktan sarkıttığım esnada esniyordum. Gözlerimi tekrar ovuşturdum ve yataktan kalktım.

Gülümseyerek boy aynasının karşısına geçip kendime baktım. Omuzların biraz altına uzanan dalgalı beyaz saçlara, annemin hazinem olarak düşündüğü yeşil gözlere, büyükannemin aya benzettiği parlak ve beyaz yüze, genellikle pembeleşen hafif dolgun dudaklara sahiptim. Bazen elfleri uzaktan izlediğim için birçok elf görmüştüm. Bu zamana kadar bir sürü kız görmüştüm ve aralarından çok güzel kızlar gördüğüm de olmuştu. Bu yüzden aşırı güzel değildim, ortalama bir güzelliğe sahiptim.

Yinede kendimi seviyordum. Bu yüzden aynaya biraz daha baktıktan sonra ahşap dolabıma gidip kapağı açtım ve yeşil bir elbise aldım. Genelde yeşil veya yeşil tonlarında giyinirdim.

Yerde duran beyaz babetlerimi giyip odamdan çıktım ve salonda oturan, battaniyenin altında örgü ören büyükannem ile karşılaştım. Sıcak olmasına rağmen şömineyi yakmıştı. O hep üşürdü. Yakıcı yaz sıcaklarında bile üşüdüğünü hatırladım. Hafifçe gülerek yanına gittim.

"Günaydın." dedim neşe dolu sesimle. Başını kaldırıp bana baktı. Yüzünü gülümseme ele geçirdi. "Günaydın. Bugün fazla neşelisin Veronica." Gülerek onu onayladım. "Ve ben bu neşeli günümde güzel bir kahvaltı hazırlayacağım!" diyerek mutfağa gittim. Evimiz küçük olduğu için mutfağımız da küçüktü.

Minik tezgaha gittim ve dolapları karıştırmaya başladım. Yemişlerin olduğu kavanozu aldım. Tezgaha koyup kapağını açtım. Birazını tabağa döküp geri kapattım ve yerine koydum. Büyükannem de bende yemişi çok seviyorduk. Bu yüzden mutlaka her kahvaltıda olurdu.

Kahvaltılıkları hazırlayıp kendime biraz süt ısıttım. Evde tek süt seven bendim. Annem genelde çay içerdi. Büyükannem ise kahvaltıda birşeyler içmezdi. Annemin gelmesini beklerken süt ısındı ve cezveyi ocaktan alıp bardağa döktüm. Bir yandan da annemin çayını hazırlıyordum.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin