16.Bölüm

1.2K 26 3
                                    

Annem erkenden evden çıkmıştı. Dünün etkisinden çıkamamıştım. Kafamı rahatlatmak adına duşa girdim. Kafesli, tüylerden arınmış vücudumu aynada seyrettim. Farklı ve iyi hissettiriyordu. Birinin esiri olmak, birinin kuralları çerçevesinde yaşamak ve ona rağmen özgür olmak...

Duştan çıkıp üzerime salaş bir şeyler giyindim. Sahibem bir süredir iç çamaşırı giydirmiyordu. Dışarıdaki eğlenceleri daha mühimdi. Eve gelip kadınlığına dillememi istiyor, yatmadan masaj yaptırıp bir güzel uykuya dalıyordu. Erkekliğim kafese iyice alışmaya başlamıştı. Yavaştan kontrolü ben ele alıyordum. Yine de sahibem orayı sızlatacak hakaretler ve hareketlerle bazen  beni yenik duruma düşürüyordu. Kafamı salladım, telefonu elime aldım. Dünden beri mesaj bekliyordum. Yeni bir şeyler fark etmiştim. Asya'ya olan düşkünlüğüm... Dün sırrımı öğrenmesine rağmen korkmaktan ziyade onu merak ediyor, tek çağırmasıyla kapısında kul olmayı bekliyor gibiydim. Anlattığı şeyler, böyle şeylere hakim olması... İçten içe heyecanlıydım, artık sır saklamak yerine bir şeyleri dökmek istediğimi fark ettim. O metal bende varken o kız bana bu denli iyi davranmıştı, garipsemek yerine kabullenmiş gibiydi. Neden ben mesaj bekliyordum ki? Dayanamayıp yazdım, dersi bahane ettim ama yazdım. Saat 11'di. Öğlen olmasına az kalmıştı.

-Asya, bugün dersi yapacak mıyız?

Bir süre bekledim. Birkaç dakika içinde Asya online oldu ve bekletmeden cevap yazdı.

-Bilmem, yapmalı mıyız?

Biraz afalladım. Üstü kapalı bir cevaptı. Ne olumlu, ne olumsuz.

-Yani istersen neden olmasın. Sana bağlı bir durum.

-Tamam, yarım saate çık gel. Hem yarım kalan şeyleri de konuşuruz.

Gözlerim yuvalarından çıkacak gibi oldu. Yarım kalan şeyler derken? Üstü kapanmayacaktı yani. Kime kölelik yaptığımı, ne zamandan beri bu hislere sahip olduğumu her şeyi açıklama fırsatım vardı. O cesaretimi tek lafıyla söndürmüştü. Çünkü, hizmet ettiğim kişi annemdi. Üvey ama onlar öz olarak biliyordu. 

-Yarım saat mi?

-Lafımı ikiletme Koray. Yarım saate gel. Zaten erkenden uyandığını biliyorum.

-Tamam.

Görüldü atıp çıktı. Patron diye hitap ediyordum ama yavaştan patronluk tavırları gelmeye başlamıştı. Allak bullak oldum. Kendime kızdım. Neyi isteyip istemediğimden bihaberdim.

Süreyi boş boş gezinerek ve neler diyeceğimi düşünerek geçirdim. Anneme bir rapor mesajı attım ve evden anahtarları alıp çıktım. Heyecanım yerindeydi. Genç ama gereğinden fazla bilgiye sahip, olgun bir kadının yanına gidiyordum. Gerilmemek elde değildi. Birkaç basamak daha çıktıktan sonra kapının önüne geldim. Kapıyı çaldım. Çok bekletmeden kapıyı Asya açtı. Eski neşeli haliyle açmadı kapıyı. Düşünceli ve sert bir mizaca sahipti. Üstündekileri ise ona kıyasla çok çıtı pıtıydı.

"Daha önce geldin zaten Koray, davet mi bekliyorsun? Hadi geç içeri."

"Pe-peki."

Ayakkabılarımı da alıp içeri geçtim. O neşeli, cana yakın kızdan soğukluk akıyordu. Ayakkabıları bırakıp ona doğru döndüm. 

"Salona geçelim, bir şeyler içer misin?"

"Yo-yok teşekkür ederim."

Peki der gibi kafasını salladı. Önümden yürümeye başladı. Takip ettim. Aramızda bir duvar var gibiydi. Tüm gün yazmamıştı. Belki de beni siktir etmek için kapısına çağırmıştı. Avuç içlerimi kaşıdım. Koltuğa kuruldu. Gözlerim istemsiz ayaklarına gitti. Siyah ojeli ayakları o kadar davetkardı ki... Kafamı sallayıp karşısındaki koltuğa kuruldum.

Koşulsuz İtaatWhere stories live. Discover now