LQ-1-

1K 15 2
                                    

Bana bakan annem ve babama karşı duruşumu bozmamaya çalışıyordum, ikisinin de buz gibi bakışlarına kızgınlık eklenince çok kolay olmuyordu. Ne kadar dışarıdan soğuk ve ulaşılmaz gözüksem de, annem ile babamın karşısında öyle olamıyordum. Onlar da bu ortamın huzursuzluğunun farkında rahatsızca duruyorlar ve birbirleriyle asla konuşmuyorlardı. Seneler önce boşanmış, sadece benim için bir araya geliyorlardı ama sevgisiz, saygısız o evliliklerinden sonra hiç kolay olmuyordu. Benim için bir araya geliyorlar desem de ben biricik kızları değildim. Doğduğumdan beri olmamıştım, kendileri ve işleriyle o kadar ilgiliydiler ki... Ben evde duran bir biblo gibiydim. İkisiyle de ilişkim maddiyat ve hukuki yükümlülüklerden ibaretti, ben 8 yaşına girince ikisi daha fazla katlanamayarak boşanmış; sevdikleri insanlarla farklı hayat kurmuşlardı. O hayatın ne içinde ne dışında olan ben vardım bir de.

"Bir açıklama bekliyorum artık Beren." babamın bu içimi donduran sessizliği bozan cümlesiyle annem babama kısa üstten bir bakış attı. Ben ise yapacağım açıklamayı düşünüyordum, yalandan intihar etmiştim ve hastanede doğal olarak ortaya çıkmıştı. Onlar da sanki umursuyor(!) gibi açıklama bekliyordu.

"Baban ile ikimiz bekliyoruz, bir kutu ağrı kesici senin uzun bir süre ağrı hissetmemene neden olur sadece Beren; ölüme neden olmaz." hem babama ima yapmış hem de yine soğukkanlılığını koruyarak sakinliğiyle beni iğnelemişti, babam imâyı umursamadan sadece bana bakıyordu.

"Siz bana geleceğim için seçim şansı sunmadınız, ben de geleceğimi etkilerseniz olacak şeyin özetini gösterdim."

Tüm soğukkanlılığımla söylediğim şeye ikisinin buzlarının yerini alevler aldı, beni her an yakacakmış gibi. Zaten ya hep yakıyorlardı ya donduruyorlardı. Bana hiç ortasını sunmamışlardı.

"Beren, ben senelerce çalışıp sıfırdan kurdum o şirketi. Sen ve kardeşin bunun devamını getireceksiniz, bu emekleri bir gün başkasına kalsın diye vermedim. Ben de 17 yaşıma girdiğimde sorumluluklarımı elime almıştım ve bunun sırası sende. Bunun için nasıl bana böyle bir göz dağı verebilirsin?"babamın kızgınca söylediği şeye karşın boş bakışlarımla baktım sadece, babam aşırı derecede bencil bir adamdı. Böyle bir durumda bile ilk düşündüğü şirketiydi, ben olmam gerekirken. Mantığı her zaman duygularının önündeydi, şuan ona anlatmaya çalışsam sadece zaman kaybı olurdu.

"Bunun yolu bu mu Beren? Bizi böyle cezalandırman mı? Biz tam büyüdüğünü düşünüyoruz ve sen yanıltıyorsun. Senden küçük kardeşin yapmıyor çocukça hareketler. Anneannemin kurduğu ve bugüne kadar gelen şirketin geleneğine kim sahip çıkacak? Kadınlar yönetimini kim devralacak? Ben seni babanın aksine zorlamadım eğer istemiyorsan bizimkini seç dedim, ki bir gün başına geçeceksin. Sadece şuan bu sorumluluk için uygun değilsin."annem de sitemle konuşmuş yine babama bir ima yapmıştı. Babamdan farksız değildi, ilk önce şirketini düşünüyordu. Evlilikleri de bu şirketler uğruna olmuştu, ben de bunlar uğruna doğmuştum. Nefret ediyordum, bana yaptıkları muamelelerden. Başka ebeveynlere imreniyordum, en azından çocuklarına sevgiyi öğretiyorlardı. Ben hep bir savaşa hazırlanır gibi kurallarla büyümüştüm.

"Ben bunları istemiyorum, kendi işimi yapmak istiyorum. Daha 17 yaşındayken şirket sorunlarıyla vaktimi öldürmek istemiyorum, daha hemen çalışma sorumluluğu almak istemiyorum. Lütfen anlayın beni." Artık duvarımı yıkmış, masum kız çocuğu halime dönmüştüm. Annem derin bir nefes aldı, gözlerini kısarak bana bakıyordu. Muhtemelen düşünüyordu, kim bilir yine ne idealist şeyler diyecekti.

"Beren, önceden zorla kapattırdığımız ve göz ardı ettiğimiz şeylerle; bu son olayla sana şirketi emanet etme düşüncelerimizin mantıksız olduğunu gösterdin. Önce kendini hazırlayacaksın, psikiyatriste gideceksin."annemin kararlı itiraz istemeyen tonuyla söylediği şeyle yalvaran gözlerimi babama çevirdim, o da bir süre sakallarını ovaladıktan sonra konuştu.

Little Queen (Daddy Issues)Where stories live. Discover now