Sıla ile birlikte abimin çalıştığı şirketin önüne gelmiştik.Karşımdaki kocaman gökdelene bakarken şirketin ismi dikkatimi çekmişti."Arslan Holding" yazıyordu.Bu isim bana bir yerden tanıdık geliyordu ama fazla üstünde durmadım ve Sıla ile binanın içine girdik.İçeri girdiğimiz gibi hemen solumuzda resepsiyon gibi bir yer vardı.Adımlarımı oraya doğru yönelttim.Sıla'da arkamdan glossunu tazeleyerek yavaş yavaş geliyordu.Resepsiyondaki kadına abimin adı ve soyadını söyleyerek çalıştığı bölümü öğrenmiştim.Kadın bana abimin çalıştığı ofis kısmını kısa bir biçimde tarif etmişti teşekkür ederek kadının tarif ettiği yola doğru gitmeye başladım.Sıla'nın da sonunda gloss sürmesi bitmiş beni takip ediyordu.
Kadının tarif ettiği yöne doğru giderken solumda büyük bir koridor çıktı karşıma bende balık hafızalı biri olduğum için kadın ofis solda kalıyor dedi zannederek sola doğru yürümeye başladım sonra karşıma büyük bir kapı çıktı ve bende bunu ofisin kapısı olarak düşünüp kapıyı bile çalmadan içeri daldım.Sıla çekingence sol koridorun başında beni izliyordu.Girdiğimde bana arkası dönük bir şekilde oturan ve önünde dosyalarla ilgilenen bir adam gördüm.Tam özür dileyerek geri çıkacaktım ki adam yüzünü bana çevirerek "Bir kere de şu siktiğimin kapısını çalarak gir Bat-" diyordu ki donup kaldı bende şokla ona bakıyordum.Çünkü bu Anıl 'dı.Ben şaşkınlıkla ona bakarken onunda benden pek bir farkı yoktu.
Sıla'da bu sessizlikten bir bok olduğunu anlamış ve hemen dibimde bitmişti.Ve o da Anıl 'ı gördüğü gibi şaşkınlıkla bakarak "Oha lan bu bizim enişte değil miydi la İrem" diye adeta çığırmıştı.Anıl sonunda kendine gelerek "Ne işin var senin burada" diyerek bana bir soru yöneltti. "Bende sana aynısını soruyorum şuan Anıl asıl senin burada ne işin var " diyebilmiştim sadece.
